ABD’nin tek kutuplu sistemi başarılı olamadı, çok kutuplu dünyaya önderlik edecek uluslar ise birleşiyor, güçleniyor ve yükseliyor. 2019, yeni dünyanın yükselişinin, eski dünyanın ise çöküşünün en iyi gözlemlendiği yıl oldu. Geride bırakacağımız yılın gelişmelerini siz okurlarımız için özetledik.

ELİF İLHAMOĞLU

2019’u geride bırakırken artık tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçekle yüzleşiyoruz.

Atlantik sistemi neoliberalizmin krizleriyle sarsılıyor. Batı askeri, ekonomik, teknolojik alanlarda üstünlüğünü yitiriyor. ABD’nin tek başına egemen olduğu dünya düzeni sona eriyor. Atlantik ittifakı kendi içerisinde çatışmalar yaşıyor, dağılıyor; Avrupa Avrasya ülkeleri ile ittifaka yöneliyor.

Atlantik parçalanıp, neoliberal düzen sona yaklaşırken, küllerinden yepyeni bir dünya doğuyor. Ve yeni dünyanın kurucuları kendi gücünün farkında, özgüvenli, paylaşımcı. Bu dünyanın kuruluşuna Asyamız önderlik ediyor. Asya ülkeleri sorumluluğunun farkında... Her alanda atılımlar yapıyor, kendini geliştiriyor. ABD’nin bıraktığı boşluklara yerleşiyor. Emperyalizmin alanlarını daraltıyor.

2020 yılında Yeni Dünya’nın her alandaki yükselişine şahitlik edeceğiz. Ve o dünyada ABD hegemonyasına yer yok.

2019’un yükselen dünyasını ve çöken Atlantik sistemini özetledik:

2019’UN PARLAYAN YILDIZI ÇİN OLDU

2019’da kuruluşunun 70. Yılını kutlayan Çin Halk Cumhuriyeti tüm dikkatleri üzerine çekti. Ekonomi, savunma, diplomasi ve teknoloji alanlarında dünya liderliğine oynadı.

5G teknolojisinde ABD’yi geride bırakan Çin, dünyanın en büyük 20 teknoloji şirketi listesine 9 şirketini soktu.

Çinli teknoloji devi Baidu, bir makinenin insan dilini ne kadar iyi anlayabileceğini test etmek için tasarlanan yapay zekâ yarışmasında Google ve Microsoft’u geride bıraktı.

2019 Eylül’ünde Uluslararası Para Fonu IMF’nin ülkelerin Gayrisafi Yurt İçi Hasılalarını (GSYİH) baz alarak oluşturduğu raporda dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 13 trilyon dolarlık ekonomisi ile ikinci sırada yer aldı. Kendi ülkesinde 10 milyon kişiyi yoksulluktan kurtardı.

ABD ile 2 yıldır süren ticaret savaşını bitirdi. Dünya ekonomisinin büyümesine katkı sağladı.

2019 senesinde 276 temsilcilikle Amerika’yı geride bırakarak dünyadaki en fazla diplomatik misyona sahip ülke haline gelen Çin, yıl içinde bir yandan Rusya gibi müttefikleri ile stratejik güven ve iş birliği tesis etti diğer yandan ise onlarca ülke ile yeni formatta ilişkiler kurdu.

1 trilyon dolarlık yatırımı ile 65 ülkeyi ve 3 milyarlık nüfusu etkileyecek olan Kuşak Yol Projesi’ne yeni müttefikler kattı.

Kuşak Yol’un Asya’nın en doğusu ile Avrupa’yı birbirine bağlama hedefi doğrultusunda orta koridoru oluşturan demiryolu hatta kullanıma açıldı. Çin’den yola çıkıp Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya geçecek ilk yük treni China Railway Express, 06 Kasım 2019’da düzenlenen törenle Ankara Gar’da karşılanarak uğurlandı.

2019 TÜRKİYERUSYA İŞBİRLİĞİ YILI

Rusya ve Türkiye’nin 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından ekonomik bağlarını iyice güçlendirmesi ve başta Suriye olmak üzere dış siyasette ortak paydada buluşmalarının ardından bu yıl TürkiyeRusya ilişkilerinin her alanda (askeri, ekonomik, kültürel) zirve yaptığı bir yıl oldu. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019’un ilk ziyaretini de Rusya’ya yapmıştı.

TürkiyeRusya Üstdüzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısı yapıldı.

Rus gazını doğrudan Türkiye’ye iletecek TürkAkım boru hattı gaz akışına hazır hale getirildi.

TürkiyeRusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi Toplantısı’nda her iki ülkenin kültür bakanları tarafından “2019 TürkiyeRusya Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı Niyet Bildirgesi” imzalandı. 2019 TürkiyeRusya Kültür ve Turizm Yılı kapsamında Türkiye’de gerçekleşen ilk etkinlik, Dağıstan Devlet Akademik Halk Dansları Topluluğu Lezginka’nın İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndaki 26 Ocak tarihli dans gösterisi oldu. Aynı gün Rusya’nın başkenti Moskova’da dünyaca ünlü şair Nazım Hikmet, doğumunun 117’nci yılında anıldı. Türkiye ve Rusya için bu özel yılın en önemli etkinliklerinden biri de Rus Kızılordu Korosu konserleriydi.

Türkiye, Rusya’dan S400 hava savunma sistemini satın alımının önünü açan tarihi bir anlaşmaya imza attı. S400’lerin Türkiye’ye sevkıyatı başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Lideri Putin 22 Ekim’de Soçi zirvesinde bir araya geldi. Zirveden “tarihi” mutabakat çıktı. Türkiye ve Rusya Suriye’de ortak devriye kararı aldı. Terör örgütü YPG’nin süpürülmesi konusunda anlaşıldı. Suriye’nin toprak bütünlüğü, Türkiye’nin güvenliği ve Adana Mutabakatı’nın hayata geçirilmesinin önünü açan mutabakatı değerlendiren uzmanlar “Zirve bölgedeki Amerikan varlığının ortadan kaldıracak büyük adım. ABD bölgede yenildi” dedi.

İRAN: TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZ ZİRVEDE

2019 Türkiyeİran ilişkileri açısından da önemli bir yıl oldu. Öyle ki İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Seyid Abbas Musevi, iki ülke ilişkilerini “Türkiye ile ilişkilerimiz zirvededir ve hiç şu anki kadar iyi olmamıştı” sözleriyle ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da ABDİsrail’in İran halkını kışkırtmaya çalışan faaliyetlerine karşı şu uyarıda bulunmuştu: “Dert İslam dünyasını bölmek, parçalamak ve birbirine düşürmek.”

İki ülke arasında 2019’da yapılan işbirliği çalışmalarından bazıları şunlar:

İran ve Türkiye İletişim Bakanları bir araya geldi. İki ülkenin yapay zeka alanında işbirliği yapması kararı alındı. Yine iki ülke arasında uzaktan algılama ve haberleşme uyduları ile uzay4 sanayi konularında işbirliği kararı alındı.

Tahran Ticaret Odası’nın verilerine göre bu yılın ilk 10 ayında İran ile Türkiye arasındaki ticaret dengesi İran lehine oldu. İran’ın bu dönemde Türkiye’ye yaptığı ihracatın genellikle petrol ve türevleri nedeniyle düştüğü, ancak yapılan petrol dışı ihracatın arttığı ifade edildi.

Türkiye ve İran demiryollarını bağlayacak olan MiyanaBostanabad demiryolu hattının açılışı yapıldı.

İran İş konseyi Toplantısı Tahran’da Türk heyetinin katılımı ile düzenlendi.

Türkiye ve İran arasında ‘Alt Güvenlik Komite Toplantısı’nın 52.’si Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yapıldı. Toplantıda iki ülkenin sınır güvenliği, sınırda yapılan ticaretle ilgili sorunlar ve bunlara ilişkin çözüm önerileri görüşüldü, kararlar alındı.

Türkiye ile İran emniyet teşkilatları arasında terör örgütleri, uyuşturucu ve kaçak göçle mücadelenin yanı sıra sınırlardaki güvenliğin sağlanmasında iş birliğine yönelik mutabakat metni imzalandı.

ATLANTİK İÇİN KÖTÜ BİR YILDI

2019’un ABD için tam bir yenilgi yılı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Ortadoğu, Avrupa, Asya, Latin Amerika... Dünyanın hiçbir yerinde ABD için işler iyi gitmedi.

Çin ile ticaret savaşı ABD’ye kaybettirdi, Avrupa ile ticaret savaşı ters tepti. Avrupa kontrolden çıktı, NATO tartışmaları başladı, Avrupa ülkelerinin özellikle de Fransa ve Almanya’nın Çin ve Rusya ile ilişkileri güçlendi.

Ve elbette Ortadoğu’da istediklerini elde edemedi. Türkiye’nin terör örgütü PKK/PYD’ye operasyonları sonrası 2018’in son ayında Suriye’den çekilme kararı aldığını duyuran ABD, 2019’un Ocak ayında bu kararı uygulamaya başladı. Bu karar ABD içerisinde de büyük tartışmalar yarattı. Suriye, ABD’nin Irak’tan sonra en büyük yenilgisi olarak ifade edildi. Yine Suriye’den sonra, Afganistan’dan da askerlerini çekme kararını açıkladı. Hem Amerikan halkı hem de stratejistler “Yüz milyarlar boşa gitti” tespiti yapıyorlar.

ABD yenilirken, Esad kazandı ve dimdik ayakta!

İran’a karşı ambargolar ters tepti ve Avrupa ülkelerinin bile tepkisini ABD’ye yöneltti. ABD Suriye’den çekilirken, İran ABD’nin ‘sen de bölgeden geri çekil’ isteğine uymadı, ambargo tehditlerine baş eğmedi.

Katar ABD’den uzaklaştı. Türkiye ve Rusya ile işbirliğine girişti.

ABD Afrika’da da etkisini kaybediyor. Çin ve Rusya bu yıl Afrika’da çok aktifti.

Diğer yandan Trump’a karşı Azil süreci başladı. ABD kaybettikçe kendi iç çatışmaları ön plana çıktı.

FRANSA EYLEMLERLE SARSILDI

Fransa 2019’da Sarı Yelekliler’in ve en son ayında da emeklilik reformuna tepki gösteren sendikaların eylemleri ile sarsıldı.

Borç batağındaki Fransa’da işsizlik yüzde 10’u geçti, 10 milyon insan yoksulluk sınırının altında kaldı.

Sendikalar yeni yılda da grev kararı aldı.

Ayrıca bu yıl Fransa ile ABD arasında ticaret krizi yaşandı. Karşılıklı gümrük vergileri getirildi. Ticaret krizinin ticaret savaşına dönebileceği konuşuluyor.

İNGİLTERE’DE BREXİT KRİZİ

İngiltere’de 2019 yılına yürütmenin Brexit krizi etrafında yasama ve yargı ile yaşadığı çatışmalar damga vurdu. Ülke 2019 yılına geçen yılın sonunda eski Başbakan Theresa May’in Avrupa Birliği (AB) ile vardığı Brexit anlaşmasıyla girdi. Daha önce üç kez ertelenen Brexit tarihi tartışmaları da derinleştirdi. 3 yılda 3 başbakan değiştiren İngiltere, son seçimler sonrası Brexit’i garantilemiş olsa da yeni yıla İskoç referandumu tartışmaları ile girecek.

ALMANYA’YA ABD İLE FİKİR AYRILIĞI DAMGA VURDU

Almanya’nın 2019’una ABD ile yaşadığı fikir ayrılıkları ve sorunlar damga vurdu. Bu yıl iki ülkenin ilişkileri hiç olmadığı kadar gerildi.

Trump Almanya’nın NATO için savunma harcamalarını arttırmamasını eleştirdi. Ayrıca ABD, Almanya’nın Rus doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak olan Kuzey Akım 2 projesine ortak alması sebebiyle yaptırım kararı aldı. Bu karar Almanya’da sert eleştirilere yol açtı.

Dışişleri Bakanı Heiko Maas, yaptığı açıklamada “Avrupa’nın enerji politikasına, ABD’de değil Avrupa’da karar verilir. Dış müdahaleleri ve yaptırımları temelden reddediyoruz” dedi.

ABD Alman otomotiv firması BMW hakkında yolsuzluk soruşturması başlattı.

ABD yaptırımlarına tepki gösteren Almanya ise Huawei ile de anlaşarak Çin’in 5G teknolojisini Almanya’ya taşıma kararı aldı.

Öte yandan Almanya’da da otomotiv ve havayolu sektörlerinden dev grevler yapıldı.

NATO’NUN BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütlerine karşı operasyonlarını gerekçe göstererek kullandığı ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ ifadeleri NATO müttefiklerinde büyük bir tartışma yarattı. Aslında uzun süredir yaşanan NATO krizi bu ifadelerle su yüzüne çıkmış oldu.

ABD’nin dünyada hegemonyasını kaybetmesi ile birlikte Avrupa ülkeleri NATO’daki ABD liderliğini sorgulamaya başladılar. Bu sorgulama NATO’nun varlık sebebinin ortadan kalktığına dair yürüyen tartışmalara kadar uzandı.

Pek çok Avrupalı lider ABD’nin NATO’daki baskınlığını ifade ederken, Avrupa ordusu kurulması fikri ise bir süredir tartışılıyor.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise Avrupa ülkelerini tehdit ederek ‘ABD olmazsa Avrupa kendisini savunamaz’ dedi.

LATİN AMERİKA’DA BİLEK GÜREŞİ

2019 yılı, Ortadoğu’da kaybeden ve çekilmek zorunda kalan ABD’nin Latin Amerika’da en saldırgan olduğu yıllardan biriydi. ABD bölge ülkelerinde darbeler örgütledi, ‘vekil başkanlar’ atadı, kışkırtmalar yaptı. Çoğu zaman başarısız olurken, yer yer de planları başarıya ulaştı.

Venezuela yıl boyunca ABD saldırıları ile uğraşırken diğer yandan da uluslararası dayanışmasını güçlendirdi. Yeni müttefikler edindi. Devlet Başkanı Maduro, ordusu ve halkını ile birlikte Amerikancı Guaido’nun darbe girişimini püskürttü. Muhaliflerin çoğunu da mutabakat imzalamaya ikna etti. Maduro’nun galibiyeti karşısında ABD, Guaido’dan vazgeçmek zorunda kaldı.

Neoliberalizmin kuralları ve ABD’nin etkisi ile ülkeyi yönetmeye çalışan Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera’nın elektrik, toplu taşıma vb. alanlarda uygulanacak zam paketine karşı tüm ülke ayağa kalktı. Sendikalar, öğrenciler, memurlar, emekliler; halkın tüm kesimleri eylemlere katıldı. Bir ayı aşkın zamandır devam eden eylemler sonucunda Pinera zamları geri çekmek zorunda kaldı. Pinera bununla da kalmayıp, asgari ücrete ve emekli aylıklarına zam yaptı.

Sağcı, Amerikancı Jair Bolsonaro tarafından yönetilen Brezilya’da İşçi Partisi’nin halkçı lideri Lula da Silva bir buçuk yıl önce seçimlere iki ay kala hapse atılmıştı. Silva kasım ayında serbest bırakıldı. Bolsonaro’nun baskıcı, neoliberal politikalarından rahatsız olan halkın yeniden Lula da Silva etrafında örgütlenme ihtimali konuşuluyor.

Brezilya ve Meksika’nın ardından Latin Amerika’nın üçüncü büyük ekonomisi olan Arjantin’de IMF destekli neoliberal politikaları ile tanınan Mauricio Macri bu yıl seçimleri, IMF karşıtı halkçı aday Alberto Fernandez’e karşı kaybetti. Göreve gelen Devlet Başkanı Fernandez, açlığa, yoksulluğa ve ekonomilerini yutan küresel sisteme karşı mücadele edeceklerini söyledi.

Bolivya’da 20 Ekim’de düzenlenen başkanlık seçimlerini kazanan halkçı anti emperyalist lider Morales’e karşı ABD yanlısı bir muhalefet örgütlendi. Seçimlerin hileli olduğunu iddia eden muhalefete karşı Morales seçimler tekrarlama kararı aldı. Morales’in yeniden devlet başkanı seçileceğini bilen ABD yanlısı cuntacılar bir darbe düzenleyerek Morales’i istifa etmeye zorladı. Hakkında yakalama kararı çıkartılan ve hayatı tehdit edilen Morales önce Meksika’ya sığında ardından Arjantin’e iltica etti. Bolivya’nın darbeci hükümeti Morales’in inşa ettiği bütün ilişkileri bozarak, bölge ülkelerine karşı ABD ve İsrail ile görüşmelere başladı.


Aydınlık