ABD Başkanı Trump “karşılıklı tarifeler” adı altında ABD’ye yapılacak ithalatlarda yeni ek vergileri 9 Nisan günü uygulamaya koydu. Trump, “Kurtuluş Günü” diye adlandırdığı 2 Nisan 2025’te neredeyse dünyadaki bütün ülkelere, gerekçesi kendinden menkul ek vergiler koyacağını ilan etmişti.
Çin, boyun eğmeyeceğini ve “sonuna kadar” mücadele edeceğini bildirerek ABD’den yapılacak ithalata ek %34 vergi koydu. Trump, bu karara misilleme olarak Çin’den yapılacak ithalata %50 daha ek vergi koydu. Böylece Trump, Çin’e uygulanan tarifeyi fiilen iki katına çıkarmış oldu. Çin de yanıt olarak 50 puan artışla ek vergi oranını %84’e çıkardı. Böylece ABD’nin Çin’e ihracatını önemli ölçüde tıkadı. Dahası ABD’nin zorbalığına karşı mücadelenin başına geçti. Avrupa Birliği bile misilleme kararı aldı ve ABD ürünlerine %20 ek vergi koydu.
Çin’in kararlı tavrı karşısında afallayan Trump, Çin ürünlerine uygulanacak ek vergiyi %125’e çıkardı! Çin’i yalnızlaştırmak için misilleme yapmayan 75'ten fazla ülke için yeni vergileri 90 gün süreyle ertelediğini duyurdu.
ABD BÜYÜK ZARAR GÖRECEK
Trump’ın, “Amerika’yı Yeniden Büyük” (MAGA) yapmak için, Çok Kutuplu Dünya’nın oluşmasına karşı ekonomik planda bir “Nuh Tufanı” başlattığını söyleyebiliriz. Çin’i zayıflatmak amacıyla alınan bu kararların ABD’yi daha fazla zora sokacağı, finans piyasalarındaki büyük çöküş ile göründü.
Dünya çapında büyüme hızı düşecek. AB tarihinin en zor dönemini yaşıyor. Uluslararası ölçekte ürün fiyatlarının ve enflasyonun artacağı çok açık. Bu koşullarda iç pazarı dar olan gelişmekte olan ülkeler, tufandan en fazla olumsuz etkilenecekler. ASEAN ülkeleri gibi küçük pazarlar ise, Çin’in bel kemiğini oluşturduğu Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) içinde tufanı göğüsleme imkânına sahip oluyor. (1)
Trump’ın saldırısını göğüslemede, Türkiye, Hindistan, Endonezya, Brezilya, Rusya ve Çin gibi iç pazarı görece geniş olan ülkelerin imkanları daha fazla. Bu ülkeler, milli ekonomilerini geliştirmek için daha kamucu bir yönelime giriyorlar ve kendi aralarında işbirliklerini daha da artırarak karşılık veriyorlar. Daha önemlisi AB, Japonya, Güney Kore gibi Batı kampındaki gelişmiş ülkeler, Çin’e yaklaşıyorlar.
İnsanlığın bu tufandan en az zararla kurtulmasında Çin’in tavrı belirleyici olacak. Batı basınında ve ne yazık ki Türk basınında yer bulamayan önemli bir değerlendirmeyi dikkatinize sunuyoruz.
ÇİN’İN DURUŞU
Çin Komünist Partisi’nin sesi olarak nitelenen Halkın Günlüğü (People’s DailyRenmin Ribao) gazetesi 7 Nisan günü bir baş makale yayımladı. (2)
Makale dört noktaya değiniyor:
“1. ABD'nin keyfi ek vergi uygulaması bizi sarsacak, ancak 'gök başımıza çökmeyecek.' Kısa vadede kaçınılmaz olarak Çin'in ihracatı üzerinde olumsuz bir etki yaratacak ve ekonomi üzerindeki aşağı yönlü baskıyı artıracak. Ancak, Çin'in çok büyük bir ekonomi olduğu unutulmamalıdır. ABD’nin ek vergi zorbalığına karşı güçlü bir dayanıklılığa sahibiz. Son yıllarda aktif olarak çeşitlendirilmiş bir pazar oluşturduk ve ABD pazarına olan bağımlılığımız azalıyor. Zaten, Çin'in ABD'ye ihracatı 2018'de %19,2'den 2024'te %14,7'ye düştü. ABD'ye ihracattaki düşüşün ekonomimiz üzerinde yıkıcı bir etkisi olmayacak.
ABD, ÇİN’E DAHA ÇOK BAĞIMLI
“Oysa, ABD'nin Çin'e bağımlılığı daha yüksek. ABD birçok tüketim malında Çin’siz yapamaz. Sanayisi için birçok yatırım malının ve aramalın Çin'den ithal edilmesi zorunlu. ABD’nin Çin’e bağımlılığı birkaç kategoride %50'yi aşıyor. ABD çok istese de kısa vadede uluslararası pazarda alternatif tedarikçi bulması çok zor.
“Çin'in gelişmekte olan ülkeler ekonomik ve ticari iş birliği, giderek temel haline geliyor. Bugün Çin, dünyadaki 150'den fazla ülke ve bölgenin ana ticaret ortağıdır. 2018'den bu yana Çin'in ASEAN'a ihracatı %12,8'den %16,4'e, Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki ülkelere ise %38,7'den %47,8'e çıkarak hızlı artıyor.
“Geniş iç pazarımız, bize saldırıyı göğüsleme imkânı veriyor ve önemli bir arka kale. 2024'te Çin'de ihracat yapan şirketlerin yaklaşık %85'i aynı zamanda iç pazar için üretiyor. İç satışları toplam satışlarının yaklaşık %75'ini oluşturuyor. Çin, ihracata bağımlılığı azaltıp iç pazara geçişteki tıkanıklıkları ve darboğazları ortadan kaldırma çabalarını hızlandırıyor. Daha önemlisi ise iç talebi büyütmek için politikaları yoğunlaştırıyor ve genişletiyor.
ABD SALDIRIYOR ÇİN GÜÇLENİYOR
“2. ABD'nin 2017'de Çin'e karşı bir ticaret savaşı başlatmasından bu yana, istikrarlı bir şekilde gelişmeyi ve ilerlemeyi sürdürdük. Dünyaya, dış şoklara yanıt vermedeki en büyük gücümüz olan dayanıklılığımızı, 'baskı altında daha da güçlenen' bir yapımız olduğunu gösterdik. 26 Eylül 2024'teki ÇKP Siyasi Bürosu toplantısı sayesinde bir dizi yeni politikanın uygulanmasıyla, iç ekonomi toparlanmaya ve iyileşmeye devam etti. Bu yılın ilk çeyreğinde ekonomimizin %5'in üzerinde büyümeye ulaşması bekleniyor. Kısıtlamalar ve baskılar sadece kritik alanlardaki atılımlarımızı hızlandırmaya yarayacaktır. Gayrimenkul sektöründe, yerel hükümet borçlarında ve küçük ve orta ölçekli finans kuruluşları gibi alanlardaki riskleri çözdük. Bu yılın başından beri, OECD ve uluslararası finans kuruluşları, Çin'in ekonomik büyümesine ilişkin tahminlerini art arda yükselttiler. ABD’nin büyük şirketleri, Çin'in 'kesinliğini' Amerikan 'belirsizliğine' karşı korunmak için güvenli bir liman olarak görüyorlar.
ÇKP ÖNGÖRDÜ VE ÖNCEDEN ÖNLEM ALDI
“3. ÇKP Merkez Komitesi ABD'nin bize karşı yeni ekonomik ve ticari baskı saldırısını önceden gördü, bunların olası etkisini tam olarak tahmin etti. Üstelik bunlara yanıt planlarını yaptı, gereken ön hazırlık madde madde hazırlandı. Bu yılki ‘İkili Toplantı’da kararlaştırılan birçok politika, örneğin bu yılki bütçe açığını %4 civarında belirlemek gibi. Her düzeydeki hükümetler, 'her sektör için farklı bir yaklaşım' ve 'her işletme için bir strateji' ile oluşturacak. Daha ciddi şekilde etkilenen sektörlere ve işletmelere kesin yardım sağlayacak. İşletmelerin mümkün olduğunca ABD ile ticareti sürdürürken iç pazara yönelmesini ve ABD dışı pazarları geliştirmelerine yardımcı olacak. Aynı zamanda, ABD'yi yanlış uygulamalarını düzeltmeye ve ticaret farklılıklarını uygun şekilde çözmek için Çin ve dünyadaki diğer ülkelerle eşit, saygılı ve karşılıklı olarak faydalı bir şekilde istişare etmeye çağıracağız.
OKYANUS HER FIRTINAYA DAYANIR!
“4. Amerikan kuşatma politikasını, Yeni Kalkınma Modeli’nin inşasını hızlandırmak, Yüksek Kaliteli Kalkınma’yı geliştirmek ve toplumsal uyumu ilerletmek için stratejik bir fırsat olarak görmeliyiz. Genel Sekreter Xi Jinping'in belirttiği gibi: ‘Çin ekonomisi küçük bir gölet değil, uçsuz bucaksız bir okyanustur’. Okyanuslar, şiddetli fırtınaların yıkımına dayanabilir, ticaretin karşı rüzgarlarının soğuk istilasına direnebilir ve nihayetinde dünyaya ‘tüm nehirleri kucaklayan okyanus’un sakinliğini ve sağlamlığını gösterecektir."
ABDÇİN TİCARETİ BEYAZ KİTABI
Çin Hükümeti, Trump’ın 2 Nisan’da başlattığı saldırıya karşı kendini savunmak ve ABD’yi tecrit etmek için, 8 Nisan’da “ABDÇin Ticareti” konusunda bir Beyaz Kitap yayımladı. Bu kadar kısa sürede hazırlanması, Çin’in hazırlıklı olduğunu gösteriyor.
Beyaz Kitap, güvenilir kaynaklara gönderme yaparak ve çok ayrıntılı olarak, Çin ile ABD arasındaki ticari ilişkileri bütün boyutlarıyla sergiliyor ve ABD’nin suçlamalarını çürütüyor. “Anlaşmazlıkları diyalog ve istişare yoluyla çözmeye kararlı” olduğunun altını çizen Beyaz Kitap, Çin’in direneceğini şu sözlerle ifade ediyor: “2018 yılından bu yana, ABD tarafı Çin'in 500 milyar ABD dolarını aşan ihracatına gümrük vergisi koydu. Ayrıca, sürekli olarak Çin'i kontrol altına almaya ve baskı altında tutmaya yönelik politikalar uyguladı. Çin tarafı ulusal çıkarlarını savunmak için güçlü karşı önlemler almak zorundadır.” (3)
NUH’UN GEMİSİ: İÇ PAZAR
ABD'nin uluslararası ticaretteki hegemonyası, dolar saltanatına, finansal ve teknolojik kapasitesine ve tüketim gücüne dayanıyor. Her ikisi de aslında ABD’nin tıkanma noktalarıdır. İmalat gücünü kaybeden ABD’nin spekülatif finansal çarkı darbe alıyor. Doların tahtı çatırdıyor. ABD iç pazarı ise daralıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Nisan günü AK Parti TBMM Grubu’nda yaptığı konuşmada önemli tespitler yaptı: “Neoliberal ekonomik ve siyasal düzenin yerine daha korumacı bir yapının yükselmekte olduğunu görüyoruz. Sadece Asya'da, Avrupa'da, Amerika'da değil, hemen her yerde devletler, toplumu ve ekonomiyi güçlendirmeyi amaçlayan politikalar üretiyor.” (4)
Büyük ve bütünleşmiş bir iç pazar, kapsayıcı uluslararası ticaretin ve ekonomide kendi kaderini tayin hakkının temelidir. İç pazarlar, “Nuh’un Gemisi”dir.
ABD'siz bir uluslararası ticaret düzeni uzun vadeli bir süreçtir. BRICS, RCEP gibi güçlenen ekonomik işbirlikleri ise kendi iç pazarına dayanarak direnen ülkeler için en önemli dayanaktır. İç pazarını korumak için ekonomi politikasını değiştirmeye mecbur olan Türkiye, BRICS’in tam üyesi olmak için çalışmalarını hızlandırmalıdır.
Dipnotlar:
1. Malezya Tunku Abdul Rahman Üniversitesi’nde Ekonomi profesörü olan ChinYoong Wong’un analizi için bakınız: https://www.chinadaily. com.cn/a/202504/09/WS67f5ae05a3104d9fd381e326.html
2. Halkın Günlüğü gazetesinin 2 Nisan günkü nüshasında yer alan baş makalenin Çincesi:http://paper.people. com.cn/rmrb/pc/content/202504/07/content_30066174.html?utm
3. Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi tarafından yayımlanan Beyaz Kitap’ın tam metni 8 Nisan günlü China Daily’de yayımlandı. https://www.chinadaily.com. cn/a/202504/09/WS67f61b3fa3104d9fd381e5cf.html
4. Erdoğan’ın konuşması için Aydınlık 8 Nisan 2025 ve diğer gazeteler.