Türkiye Barolar Birliği Başkanı Çoklu Baro Sistemi’ne neden karşı olduklarını anlattı. Ankara’ya yürüyen bazı barolar hakkında konuşan Feyzioğlu Ankara, İstanbul ve İzmir barolarının yönetimlerini iş yapış biçimleri nedeniyle eleştirdi.

İşte Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

“Biz Çoklu Baro Sistemi’ne ilk günden beri karşıyız. Çünkü çoklu baronun birliği bozacağını düşünüyoruz. Dünyada üniter devletlerde işleyen bir çoklu baro modeli yok.”

“Çoklu Baro Sistemi ile mezhepçi, etnikçi, marjinal siyasi duruşu olan barolar türeyecek.”

“Biz Türkiye Barolar Birliği olarak Nispi Temsil’den yanayız.”

“Yeni gelen tasarı iki yıl önce gündeme gelen çoklu barolar birliği ile aynı içerikte değil. Ancak Türkiye Barolar Birliği’nin tekliğinin korunması bize yetmiyor, baroların bölünmemesi lazım.”

“Teklif hazır değil, ama basına yansıyanlara göre, 5 binden avukatın üye olduğu barolarda 2 bin avukat birleşirse kendi barolarını kurabilecekler. Bu aslında şu anki yapılarıyla yalnızca İstanbul, Ankara ve İzmir barolarını kapsıyor.”

“FEYZİOĞLU ÇOKLU SİSTEME KARŞI DEĞİL” YALANI

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu kendilerinin de Çoklu Baro Sistemi’ne karşı olduklarını ancak bu konuda bir yalan kampanyası yürütüldüğünü belirtti:

“Çoklu Baro Sistemi’ne karşı çıkmıyoruz diye yalan söyleniyor. Sadece üç ili kapsayacak olsa da ilkesel olarak karşısındayız. Ancak bir yalan kampanyası yürütülüyor ve çoklu sisteme karşı olmadığımız yalanı söyleniyor”

“Biz de çoklu sisteme karşıyız. Dile getirme yöntemimiz belki bazı baro başkanlarımızdan farklı. Biz başka türlü çalışıyoruz. Kıymetli başkanlarımızın bir kısmı bunu eylemlerle anlatmaya çalışıyorlar. Bir kısım baro başkanı da hem mecliste çalışıyor hem de eylemlere katılıyor. Bu da demokrasinin güzelliği.

TBB’NİN YENİ SİSTEM HAKKINDAKİ ÇALIŞMALARI

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Çoklu Baro Sistemi’ne karşı yaptıkları çalışmaları ve yaşananları şöyle özetledi:

“3 hafta önce çağrı yaptık. 47 baro başkanımız AdaletBakanı ile toplantıya katılacaklarını söyledi. Pandemi ve benzeri nedenlerle 31 baro başkanı katıldı.”

“İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, “Ankara’ya gelmem, kimseyle görüşmem, kimseyle müzakere etmem” diye yönetim kurulu kararı ilan etti.”

“Ankara’daki görüşmelere Ankara Baro Başkanı da katılmadı.

“Toplantıya Bakan Bey Abdulhamit Gül ve bürokratlar katıldı. 4 saat toplantı yaptık. Katılan her baro başkanı konuşma imkânı buldu. Özetle bizim çalışmamıza fırsat vermeden bir kanun değişikliği yapmayın dedik. Mutabık kaldığımızı düşündük. Kamu Baş denetçisine gittik. Sayın Malkoç da bize 3 saatini ayırdı. Çok ciddi bir görüşme oldu. Bütün Baro başkanlarımız görüşlerini bildirdi. Oradan Meclis’e geçildi. 17 Baro Başkanı, Ak Parti ve CHP Meclis Grup Başkan vekilleri ile görüştüler. HDP ve İyi Parti ile de görüşüldü. MHP’den o sıkışıklıkta randevu alınamadı.”

BAZI BAROLARIN TAVRI ve TBB’NİN YAPICI TUTUMU

Metin Feyzioğlu tartışılan sitemden tek etkilenecek üç baronun tutumuna da dikkat çekti. Bazı baroların uzlaşmaz tutumunu dile getirdi:

“Bazı baroların benimle görüşme talebinde bulunduğu ve benim reddettiğim söyleniyor. Bu bir yalan. Bize gelen bütün resmi taleplerin her biri yönetim kuruluna girer. Benimle görüşülememiş diye bir şey olamaz.”

“Yargı Reformu Stratejisi açıklanırken devletin başı bir senet gibi yargı strateji belgesi yayınlandı. Buraya Sayın Cumhurbaşkanı tüm baro başkanlarını davet etti. Bu pakette bizi de yakından ilgilendiren çok önemli noktalar olmasına rağmen bazı barolar bu davete katılmadı. ‘Strateji belgesi neden Külliye’de açıklanıyor, oranın imar ruhsatı yok, ben ruhsatsız binaya gitmem’ diyen baro başkanları oldu. Bunu derseniz, ipleri gererseniz.”

“İzmir, Aydın Baroları ‘Ben oraya asla gitmem’ dediler. Tabiri caizse ‘posta’ koymaya çalıştılar. Sayın Cumhurbaşkanı gelip bizim evde mi açıklayacaktı, tabi ki Külliye’de açıklayacaktı.”

“Bu uzlaşmaz tavrı takınanlar geçen hafta bana neden Sayın Cumhurbaşkanı’ndan randevu almadığımı soruyorlar. Kaldı ki Cumhurbaşkanı’nın özel kaleminden randevu istedik. Ancak yoğunluk nedeniyle randevu alamadık.”

“BAROLAR OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI YAPSIN DEDİK”

Metin Feyzioğlu isteyen baroların yürümesinin bir hak olduğunu söyledi. Ancak yürüyüşten önce Baro Genel Kurulları’nın olağanüstü toplantı yapmasını önerdiklerini söyledi:

“Baro yönetimleri madem yürümek istediler, önce genel kurulları olağanüstü toplantı düzenleselerdi, Çoklu Baro Sistemi’ne karşı büyük bir kitleyi arkalarına alsalardı daha iyi olurdu. Üstelik avukatların sorunları da tartışılmış olurdu.”

“Barolarından yeterli desteği alamayan ekmek derdinde çok geniş bir kitle var. Baro yönetimlerinin bu kitleye de ulaşması gerektiğini düşünüyorum.”

“YÜRÜYÜŞÜ ENGELLEMEK YANLIŞTI”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yaşanan süreçteki yanlışları şöyle sıraladı:

“Altını çiziyorum: Silahsız, saldırısız yürüyüş yapmak haktır, temel haktır. Ankara girişinde baroların yürüyüşünün engellenmesine karşıyım. Çok net söylüyorum. Engelleme yanlıştı.”

Ancak öte yandan Ankara Barosu yönetimi de yanlış yaptı. Onlarca baroyu Ankara’ya davet ediyorsunuz... Ankara Barosu yönetimi valilikle oturup bir plan yaptı mı? Evet, yürümek haktır ama bir tertip komitesi düzenlenir onun ismini valiliğe bilgilendirirsiniz. Valalik ile tertip komitesi yürüyüş için iletişim halinde kalır. Ankara Barosu bunu yapmamıştır. Tertip komitesi kurulmamış, bir dilekçe verilmiş o kadar. Bir aksilik olmasın diye düzenleme yapılmamış. Tedbirsizlik var.”

“Biz iki yıl önce 10 bin insanın katıldığı dev bir toplantı yaptık. Bir tek polis ile bir tek meslektaşımız karşı karşıya gelmedi. Ama çok uğraştık. Ömrümüzden ömür gitti.”

ANITKABİR FOTOĞRAFI

“Peki Ankara’ya girip Anıtkabir’e 150 metre yürüyecek avukatları 24 saat neden yağmur altında bekletiyorsunuz?”

“Oraya geç gitmem ile ilgili bana tepki gösteriyorlar. Haklılar.”

“Anıtkabir’de verdiğimiz fotoğrafı üzerinden spekülasyon yapılıyor. Ben Anıtkabir’den fotoğraf paylaştığım için saldırıya uğrayacağımı düşünmezdim.”

“1520 baro başkanı yürüyüş yapmak istemedi, ben de yürüyüş yapmak istemedim. Yürüyenler de haklı, yürümeyenler de haklı. Kendine demokrat diyen hiç kimse bana ‘neden yürümek istemedin’ diyemez.”

“Ben Anıtkabir’e gitmek istedim. Çünkü Anıtkabir siyaset üstü bir yer. ‘Ayrılık gayrılık yoktur, Atamızın huzurunda biriz ve beraberiz’ mesajını vermek istedim. Biz orada yürüyüş yapan arkadaşları bekliyorduk. Onlar gelmeyince biz onların yanına gidecektik. Arkadaşlarımızı oraya yolladık, o gidenler yürüyüşe katılmayacak olanlardı ama haksızlığa karşı yağmur altında beklediler.”

İlgili haber: Çoklu baro sistemi tartışması sürüyor! Peki, 5 binden fazla üyesi olan barolar hangileri?