TÜRKİYE AFRİKA'NIN KUTUP YILDIZI OLABILİR Mİ?
78 izlenme 14 Aralık 2021
Leyla Düzel yazdı
Afrika Kıtası, yüzyıllardır
sömürülerek fakir bırakılan ama Dünya'nın en zengin
topraklarına sahiptir.
Türkiye niye orada? diye soranları
biraz bilgilendirmekte fayda var.
Türkiye Sudan'dan 2014 yılında 99
yıllığına 780 bin 500 hektar tarım arazisi kiralamıştı. Bu
arazilerde hem devlet hem özel sektör tarımsal üretim yapacak
diye de duyurulmuştu. 2015 sonuna doğru bu resmi gazetede hatta
yayımlandı. Türk (%80)Sudan (%20) Uluslararası Tarım ve
Hayvancılık Anonim Şirketi kuruldu.
Lakin vizyonsuzluk sebebi ile muhalefet
kanadından yoğun eleştiri aldı. Daha sonra Türkiye Çözüm
sürecini ve Hendek Operasyonlarını yaşadı. Ardından 2016 Darbe
kalkışması da gerçekleşince Türkiye Afrika ile olan
ilişkilerini geri plana attı.
2019 yılında Sudan'da darbe oldu.
2014'de anlaşma yaptığımız Devlet Başkanı Ömer el Beşir
devrildi.
Geçtiğimiz yıllarda askıya alınan
ikili ilişkiler tekrar canlandı. Önce 2020'de Nijerya ile sonra da
bu yıl yine Sudan'ın yeni hükümeti ile anlaşma sağlandı. İlk
etapta 100 bin hektar ve sonrası 1 milyon hektara kadar arttırılacak
7 anlaşma imzalandı. Buradan yem sanayisine katkı konulacak ve bir
kuraklık halinde Türkiye’nin ihtiyaçları karşılanacak. Sudan
ve üçüncü ülkelerin de gıda arzı buradan giderilecek. Ayrıca
kiralanan topraklarda bulunan madenlerin işletilmesi Türk
firmalarına verilecek.
Sudan ile ticaretimiz 2020 yılında
toplam 480 milyon dolara ulaştı. 5 yıllık dönemde hedef 2 milyar
dolarlık ticaret hacmi. Bu hedef doğrultusunda, Sudan ile ticari iş
birliğimizde madencilik önemli bir alandır.
***
Peki niye Afrika?
Afrika Kıtası 30 milyon 370 bin km2.
ABD, Çin ve Avrupa'nın 3 katı yüzölçümüne sahiptir. Lakin
birçok haritada onların yanında daha küçük gibi resmedilir.
Afrika halklarının kendilerini ezik
hissetmeleri, güçlerinin farkına varmamaları için taktiksel
görseller, filmler yapılır. Afrika insanı; her daim kafası
çalışmayan, yoksul ve vandal gösterilmiştir. Halbuki en vahşi
ve barbar milletler kapitalist düzeni hakim kılmak için gittikleri
her yerde soykırım yapan emperyalist vandallardır.
ABD, Çin ve Avrupa yüzyıllardır
kendi halkının refahı için bu toprakları ve insanını
sömürüyor. Köle olarak hem evlerine götürdüler hem de
madenlerine adeta çökerek ölüm tehditi altında altın ve
pırlanta çıkarma işleminde üç kuruşa çalıştırıldılar.
Sesleri çıkmasın diye halkı açlık seviyesinde yoksul ve çaresiz
bıraktılar. 1415'den başlayan MİSYONERLİK çalışmaları bu
sömürü düzeninin kurulmasına tepki gösterilmemesini sağlamak
içindi. Büyük ölçüde SAHİPKÖLE ilişkisi kliseler aracılığı
ile resmileştirildi. BEYAZ ADAM yeryüzünün sahibi idi.
Peki Türkiye neden herkesin olduğu
bir yerde arazi kiralayıp çalışanın hakkını ödeyerek bu
verimli toprakları işlemesin?
Türklerin sömürme kültürü yok.
Vicdan ve merhamete sahibiz. Belki de ülkemizde yürütülen
muhalefetin sebebi Afrika bölgesine Türk'lerin getireceği hak ve
adaletin kıtada uygulanan emperyalist düzene bir uyanış
başlatacağı korkusudur. Ülkemizde küresel sermayenin yönettiği
siyasi partiler var maalesef. Kendi milletinin savunuculuğunu
yapacağına kapitalizmin ağzı görevini yerine getiriyorlar.
***
Afrika toprakları çok verimli ve
organiktir. Yarıdan fazlası ekilebilir arazi statüsündedir.
Dünya hammadde rezervinin %90'ına,
Altın rezervinin %40'ına, Elmas rezervinin %33'üne, Coltan
rezervinin (telefon ve elektronik üretimi için mineral) %80'ine,
Kobalt rezervinin %60'ına sahiptir (araba aküsü üretimi için
mineral). Manganez, demir ve odun rezervi sınırsızdır.
Petrol ve doğal gaz zenginidir.
Dünya'nın en çok balık çeşidinin
yaşadığı sulara sahiptir.
Afrika'nın 30 Milyon 370 bin km2'de
1,3 milyar nüfusu var. Kendinden üç kat küçük olan Çin'in 9,6
milyon km2'de 1,4 milyar nüfusu var. Yani arazinin bolluğunu varın
siz hesap edin. Sadece Kongo bile tüm Afrika'yı beslemeye yeter.
Yabancıların talan ettiği yerlerin harici kalan topraklar bakir
durumdadır ve elverişli kullanılırsa tüm Dünya'yı doyuracak
verimliliğe ve insan gücüne sahiptir.
Afrika, Batı'nın laboratuvarlarında
değiştirdiği 30.000 tıbbi tarif ve bitki barındırır. 2050
yılına kadar 2,5 milyara ulaşması beklenen çalışabilir genç
nüfusa sahiptir.
Afrika Türkiye'yi çağırıyor. Gelin
ve bu verimli topraklarımızı işleyin, insanımıza ve
ülkelerimize gelir sağlayın diyor.
Emperyalistlerin esaret, yoksulluk ve
cehalet yetiştirdiği Afrika'da artık hiçbir şey eskisi gibi
olmayacak.
Nil havzasının suladığı zirai
ürünler hem açlıkla sınanan halkını refaha kavuşturacak, hem
de teknoloji ve ilimle donanmış tarım usülleri, hayvancılık,
balıkçılık ve madencilik ile Türk Milletine ekonomik katkı
sağlayacak. Belki de Afrika ilk defa insan gibi yaşamanın onurunu
Türk'lerin samimi dostluğu ve yol göstericiliği ile kavuşacak.
Türk Devleti ne kadar kudretli olursa
mazlum milletler o kadar sömürü düzeninden uzak olur.
Belki gelecekte Türkiye Afrika'nın
Kutup Yıldızı olur.
Devran döner, mazlumun ahı indirir
Şahı.