Suriye Ordusu M4 ve M5 karayollarının kesiştiği, bölgenin en stratejik yerleşimi Serakib’de kontrolü büyük ölçüde ele geçirdi. Suriye’nin kontrolündeki topraklarda bulunan Türk gözlem noktası sayısı da 3’e yükseldi. Son gelişmeleri ve bölgeye etkileri, Türkiye’nin alması gereken pozisyon ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Mart ayında Astana toplantı düzenlenebilir” açıklamalarını Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ile konuştuk.
‘GÖZLEM NOKTALARI TAŞINABİLİR’
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin yeni duruma göre Soçi Mutabakatına bir daha bakılması, yeni baştan düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin amacının göçü, teröristlerin bölgemize gelmesini engellemek ve desteklediği gruplara statü kazandırmak, terörist olarak adlandırılmasını engellemek olduğunu belirten Pekin, gözlem noktalarının da kuzeye ve kuzeybatıya çekilebileceğini söyledi. ABD’nin süreci ellerini ovuşturarak izlediğini belirten Pekin şunları ifade etti:
“Bizim gözlem noktalarının 45 tanesini kuzeye ve kuzeybatıya çekmemiz gerekiyor. Türkiye sınırından itibaren 1520 km’lik bir tampon bölge veya güvenli bölgeye çekmemiz gerekiyor. Buradan itibaren alıp göçü burada sınırlandırıp oralarda konuşlandırmak gerekiyor. Astana Toplantısı Mart ayı ierisinde yapılabilir. Ama Sayın Cumhurbaşkanı ‘Eğer bölgeden çıkmazlarsa gerekeni yaparız, kendimiz çıkartırız’ dedi. Herhalde marttan evvel şubatın sonuna gelmeden bir görüşme gerekiyor. En azından Türkiye ile Rusya arasında. Ben Suriye’nin oradan çıkacağını sanmıyorum. Çünkü sonuçta M4 M5’i kontrol etmek için oradalar. Şubat sonu olayı bence pazarlık olayı.
İki taraf da birbirlerini tartar, son dakikada bir araya gelip oturup konuşurlar. Hem Rusya Türkiye’nin ne kadar ciddi olduğunu, hem de Türkiye Rusya’nın bu konuda ne kadar kararlı olduğunu bakıp görecek. Bir anlaşmayla Türkiye gözlem noktalarının yerlerini biraz daha kuzeybatıya çekerek o bölgelerde bir tampon bölge kurup, Suriyeli sığınmacıları orada karşılayabilir. Ama bunun için sınırı kapatması, iyi tedbir alması lazım. Çünkü sivillerle beraber teröristler de sızıyorlar.
‘ABD’NİN İŞİNE YARAR’
ABD bu gelişmelere ellerini ovuşturur. Bu karşılıklı çatışma ABD’nin sevinmesine, Türkiye’nin sırtını sıvazlamasına neden oldu. ‘Türkiye ile Rusya arasında bozulma var, Türkiye ister istemez ABD’ye yakınlaşır’ diye değerlendiriyorlar. Türkiye ile Rusya’nın arasının bozulması ABD’nin işine yarar. Türkiye mutlaka ne istediğini açık olarak söylemeli. Bu saatten sonra Soçi’de sağlanan mutabakat devam ettirilebilir mi? Bence zor. Dolayısıyla bu yeni baştan bir mutabakat yapılması lazım. Bu mutabakat hem Suriye’nin hem de Türkiye’nin işine yarayacak.”
‘SURİYE İDLİB MERKEZİNE GİRMEZ’
Suriye’nin bir ivme kazandığını, bunu sürdürme niyetinde olduğunu söyleyen Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel de, bölgenin lojistik açısından hem Suriye hem Rusya için kritik olduğunu vurguladı. Suriye’nin İdlib şehir merkezine girmeyeceğini düşünen Erenel, Türk gözlem noktalarından da uzak kalacağını ifade etti. Aksi taktirde Türkiye ile harp durumunun ortaya çıkacağı uyarısında bulunan Erenel şöyle devam etti:
“M4M5 kara yollarına hakim olmak istiyor. Bu yolların kontrol altına alınmasıyla birlikte Suriye’nin Fırat’ın batısında kontrolü büyük ölçüde tesis edeceğini düşünüyorlar. Kendileri için ilerleme sınırı olarak kabul ediyorlar. İdlib şehir merkezine gireceğini de düşünmüyorum. Kendisi de o zaman lojistik ve takviye noktalarından uzaklaşmış, Heyetül Tahrir Şam ve diğer unsurlarla çok ciddi şehir savaşlarına girmiş olur. Mümkün olduğu kadar Türk gözlem noktalarından uzak kalacaklar. Bu Türkiye’nin kırmızı çizgisi. Daha fazla ileri gitme durumunda Türkiye’yle bir harp durumu ortaya çıkacaktır. Böyle bir durum ABD ve NATO’nun da devreye gireceğini gösteriyor. AB de Türkiye’yi destekliyor. Rusya Türkiye ilişkileri ciddi bir sorun haline gelir. Rusya da bir an önce rejimin hedefine ulaşmasını istiyor.
‘SINIRDA PROVOKATÖRLER DE VAR’
Türkiye sınırına neredeyse 1 milyona yakın insan yığılmış durumda. Bunların içinde provakasyonlar da var. Aynı zamanda muhalif olanlar içinden de Türkiye’nin bir an önce devreye girmesini isteyenler arasından da rejim güçlerini kışkırtacak faaliyetlerde bulunabilirler. Bunlara karşı çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu süreçte gidilirse yeni bir Astana toplantısına pek ihtiyaç kalmayacak anlamı taşıyor. Daha şubatın başındayız. Ben Rusya’nın ve rejimin geri adım atacağını pek sanmıyorum. Çok dikkatli olmak lazım. Bu teröristleri Afrin’e doğru sürerlerse PKK’nın ekmeğine yağ sürmüş olurlar.”