İçişleri Bakanlığı'nın orman yangınlarını önlemek amacıyla valiliklere gönderdiği genelgeyi değerlendiren Prof. Dr. Doğanay Tolunay, alınan kararları doğru ancak yetersiz bulduğunu vurguladı. Tolunay önerilerini sıraladı: Tecrübeli kadro, eğitim, tüm tesislere denetim, önlemlerin devamlılığı

GÖKHAN BÜYÜK

İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, aylardır gerek Aydınlık Gazetesi, gerekse farklı mecralarda orman yangınlarına karşı alınması gereken önlemleri dile getiriyor. Son olarak önceki gün Aydınlık'a verdiği demeçte valiliklerin ormalık alanlara girişleri yasaklaması da önerileri arasında yer aldı. Bu konuda sevindirici haber İçişleri Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık valiliklere gönderdiği genelgede bazı alanlarda ateş yakılmasının yasaklanmasını istedi.

Genelgeyi Aydınlık’a değerlendiren Tolunay, genel hatlarıyla olumlu bulsa da eksiklikler gördüğünü söyledi. Tolunay, orman yangılarının en aza indirilebilmesi ve yangına karşı mücadelenin hızlı ve güvenli olabilmesi için alınabilecek önlemleri sıraladı. Prof. Dr. Doğanay Tolunay'ın görüşleri şöyle:

‘ÖNLEMLER HEP GEÇERLİ OLMALI’

“Genelgenin Ağustos ayında değil yangın mevsiminden önce örneğin Nisan ayında yayınlanması gerekmekteydi. Hatta genelgede yer alan önlemlerin 31 Ekim 2020 tarihine kadar değil tüm yıl boyunca geçerli olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü orman yangınları sadece yaz aylarında değil yılın her zamanı çıkabiliyor. Karadeniz bölgesinde kış aylarında şiddetli lodosun estiği ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğu kış aylarında yangın riski oldukça yüksektir. İşte bu koşulların oluştuğu tarihlerde bahçe temizliği yapılması yasaklanabilir ve elektrik dağıtım şirketleri orman yangını riskine karşı uyarılabilir.”

‘ENERJİ TESİSLERİNDEN 94 ÇÖPLÜKLERDEN 36 YANGIN’

Yangınların sadece orman içinde piknik yapan, gezintiye çıkan, kamp yapan insanlar yüzünden çıkmadığını orman içinde ve kenarlarında çöplük, elektrik nakil hattı, maden tesisi, baz istasyonu gibi binlerce tesisin de yangınlara neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Doğanay Tolunay, genelgede bu konulara değinilmediğini söyledi:

“2019 yılında orman içindeki enerji tesislerinden 94 ve çöplüklerden 36 yangın çıkmış olup, bu sayılar piknikten çıkan yangınlardan yüksektir. Bu tesislere yönelik de önlemler alınması yerinde olurdu. Örneğin çöplüklerde belediyelerin bir arozöz bulundurması, tesislerdeki personelin yangınlara müdahale konusunda eğitilmesi gibi... Ek olarak orman içi ve kenarında yaşayan herkesin bilinçlendirilmesi ve yangına karşı önlem alınması konusunda eğitilmesi de gerekli. Genelgede anız ve bahçe artıklarının yakılmasının yasak olduğu açıklanmış. Ancak sadece bunlar değil başka faaliyetler de yangına neden olabiliyor. Bu yıl Gelibolu’da arıcılık ve balya makinelerinden yangınların çıktığını biliyoruz. Balya makinelerinde yangın söndürücü bulundurulması, hatta yangın riskinin yüksek olduğu dönemler de balya bağlanmasının ya da benzeri faaliyetlerin yasaklanması eklenebilirdi. Genelgeyle düzenlenmeyecek yasal düzenleme gerektiren önlemler de var. Örneğin son yıllarda orman içi ve kenarındaki konutların ve tesislerin sayısında artışlar var. İlk etapta bu konutların ve tesislerin yapımında, ruhsatlandırılmasında orman yangınlarına karşı önlem almaları sağlanmalı ve ruhsat ya da imar izni verilmemelidir.”

KÖYLER İÇİN ACİL TAHLİYE PLANI

Yangın esnasında köy halkının zarar görmemesi için eğitim verilmesi gerektiğini belirten Tolunay şunları ekledi:

“Orman yangını riski yüksek olan yerleşim alanları ve köyler için acil tahliye planları yapılmalı, yangın öncesinde ve esnasında insanlara neler yapacakları konusunda eğitimler verilmeli ve tatbikatlar yapılmalıdır. Bilindiği üzere 2 yıl önce Yunanistan’da bir yangın çıkmış ve 80’den fazla insan hayatını kaybetmişti. Ülkemizde henüz bu boyutta bir facia yaşanmasa da orman içinde yaşayan nüfusun giderek artması nedeniyle her an yaşanabilecekmiş gibi hazırlıklı olunmalıdır.”

SÖZLEŞMELİ İŞÇİ TECRÜBEYE ENGEL

Yangın sezonu diye bir şey olmadığının altını çizen Prof. Dr. Tolunay, bu alandaki işçilerin 6 aylık sürede değil yılın her zamanı kadrolu olarak çalıştırılması gerektiğini belirtti. Tolunay şöyle devam etti: Orman Genel Müdürlüğü'nün atması gereken adımlar var. Öncelikle orman yangın işçilerinin sayısı artırılmalı ve bu işçiler sözleşmeli statüde değil, daimi kadroda çalıştırılmalıdır. Çünkü kamuoyu tarafından bilinenin aksine orman yangınları yerden müdahale ile söndürülmektedir. Ancak orman yangın işçilerinin sayısı yetersiz ve 6 ay gibi bir süreyle çalıştırılıyorlar. Ayrıca bu işçilerin yangın mevsimi öncesinde işlendirilmesi ve eğitilmeleri gerekirken zaman zaman işçi alımları temmuz ayına dahi sarkabiliyor. Orman yangınlarında memuru, işçisi tüm yangın savaşçıları hayatlarını ortaya koyarak aç, susuz ve uykusuz olarak günlerce yangınlarla mücadele ediyor. Bu nedenle özlük hakları iyileştirilmelidir.

'PERSONEL SAYISI HÂLÂ YETERSİZ'

“Yangınlarla mücadele ve diğer çalışmaların gerçekleştirilmesi için personel sayısı halen yetersiz. Örneğin bir arazözde 45 personel bulunması gerekirken bu sayı 23’e düşmüştür. Personel sayısının artırılması ve personelin sözleşmeli olarak değil daimi kadroda çalıştırılması hem denetimlerin artırılmasına hem de yangınlara müdahaleye katkı sağlayacaktır. Yangınla mücadele tecrübe işidir. Yangın konusunda uzmanlaşmış personelin sorumlu olduğu bölgeyi tanıması, yangına nerede ve nasıl müdahale edileceği konusunda büyük yarar sağlar.”

GENELGEDE NELER VAR

İçişleri Bakanlığı'nın, 81 valiliğe gönderdiği genelgeye göre vali ve kaymakamların başkanlığında “Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonları” acilen toplanacak. Orman alanları içerisinde yetkili kurumlarca belirlenmiş tescilli piknik ve mesire alanları hariç hiçbir yerde mangal, semaver ve ateş yakılmasına müsaade edilmeyecek.

Komisyonlarda orman işletme müdürü/bölge şefi, emniyet müdürü, jandarma komutanı yer alacak. Komisyonlar, yönetmelikte belirtilen üyelerinin yanı sıra ilgili belediye ve il özel idaresi temsilcileri ile ihtiyaç duyulan diğer kurum ve kuruluş (meslek odaları vb.) temsilcilerinin katılımıyla acilen toplanacak. Ormanlık alanlarla civarında yer alan yerler için ateş yakılabilecek yerler ve yasak olan yerler en geç 15 Ağustos 2020 tarihine kadar belirlenerek, haritalandırılacak. Kararların en geniş şekilde vatandaşlara duyurulması sağlanacak.

ANIZ VE BİTKİ ÖRTÜSÜ YAKILAMAZ

Orman Kanunu'nun 76’ncı maddesindeki “Ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak yasaktır” hükmüne dikkat çekilerek, avcı ve çobanların ateş yakmasının da önleneceği bildiriliyor. Belirli yerler dışında, 31 Ekim 2020 tarihine kadar, ormanlık bölgelerde ateş yakılmasına, saat 20.00’dan sonra izin verilmeyecek. Başta ormanlık alanların civarındaki yerler olmak üzere, anız veya bitki örtüsü (bağ ve bahçe artığı ot, dal vb.) yakılmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek.

DÜĞÜNLERDE HAVAİ FİŞEK OLMAYACAK

Ormanlık alanlara yakın olan yerlerdeki düğün ve benzeri organizasyonlarda orman yangınına neden olabilecek havai fişek, dilek balonu gibi yanıcı maddelerin kullanılmasına izin verilmeyecek. Yüksek risk barındıran ormanlık alanlara girişler, mülki idare amirlerince ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, belirli bir süreyi/dönemi kapsayacak şekilde kısıtlanabilecek.

Ateş yakılmasına müsaade edilen piknik ve mesire alanlarına girişte uyulması gereken kurallara ilişkin bilgilendirici el ilanı veya broşür dağıtılacak. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait billboardlarda kullanılacak görseller, anonslar vb. araçlarla vatandaşların konuya ilişkin duyarlılığı artırılacak. Genel kolluk kuvvetleri ile orman muhafaza memurları başta olmak üzere zabıta, özel güvenlik gibi görevlilerce düzenli şekilde yürütülecek devriyelerle denetimler ve vatandaşlara uyarılar yapılacak. Kurallara uymayanlara adli ve idari işlem yapılacak.