Yargıtay'ın esastan bozma kararının ardından İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlanan, Türkiye tarihinin en büyük tertibi olarak adlandırılan Ergenekon davasında sona gelindi. Duruşmada esasa ilişkin savunmasını yapan sanıklardan Danıştay cinayeti hükümlüsü Osman Yıldırım, "TC devleti olarak benimle anlaşma yaptılar; Kemalist derin devlet bitirilecek. AKP kapatılmaktan kurtarılararak aklanacak. İsyan bastırılacak. Anlaşma bu. Ben gereğini yaptım şimdi beni feda ediyorlar" dedi.
Cumhuriyet savcısı Abdurrahman Hacısalihoğlu 30 Kasım’daki celsede davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı. Savcı Hacısalihoğlu 647 sayfalık mütalaasında özetle “Ergenekon adlı bir ‘terör örgütü’nün varlığı ispat edilememiştir" demiş ve 199 sanığın tüm suçlardan beraatını talep etmişti. Davada yargılanan 26 kişinin ise çeşitli suçlardan dolayı cezalandırılması talep edilen mütalaada, Danıştay dosyası ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması eylemlerinden dolayı sanıklar Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenmişti.
Mahkeme heyeti, haklarında çeşitli suçlardan ceza istenen sanıklara bugünkü duruşmaya kadar esasa ilişkin savunmalarını hazırlamaları için süre vermişti.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya emekli Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, emekli yarbay Mustafa Dönmez, eski deniz yüzbaşı Hasan Ataman Yıldırım, Vatan Partisi yöneticileri gazi astsubay Oktay Yıldırım ve Adnan Akfırat ve eski AKP milletvekili Emin Şirin’in de aralarında bulunduğu çok sayıda sanık katıldı.
Duruşmada, alfabetik sıraya göre sanıkların mütalaaya karşı savunmaları alındı.
TİTREMESİ SORULDU
Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan kaldığı cezaevinden jandarmalar eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Arslan “Suçsuzum herhangi bir suç işlemedim” dedi. Arslan’ın duruşmada titremesi dikkat çekti. Mahkeme başkanının “Titreme ne zamandan beri var?” sorusu üzerine Arslan, “Aylar evvel titremem başladı, rahatsızım, yürüyemiyorum” yanıtını verdi. Alparslan Arslan ayrıca “Vekillerimin hepsini azlediyorum” diyerek baronun atadığı avukatı da istemediğini söyledi. Söyleyeceklerinin bundan ibaret olduğunu belirten Arslan, daha sonra duruşma salonundan çıkarıldı.
‘İDDİANAMEYİ YAZAN SAVCI VE HAKİMLER HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINI TALEP EDİYORUM’
Savcının beraat istediği sanıklardan İbrahim Özcan, savunmasında mütalaada bir eksik olduğunu vurgulayarak “İddianameyi hazırlayan savcı ve hakimler hakkında görüş belirtilmemiş. Vereceğiniz kararda bu davadaki hakim ve savcılar hakkında da hüküm kurulmasını talep ediyorum” dedi.
TERTİBİN KAYDINI MAHKEMEDE İZLETTİ
Ergenekon tertibine dayanak yapılan Ümraniye bombaları nedeniyle hakkında ceza istenen Vatan Partisi yöneticisi, Aydınlık yazarı Oktay Yıldırım, mütalaada bombalardan ‘hukuka uygun aramada elde edilen delil’ olarak bahsedilmesine tepki gösterdi. Yapılan aramanın tanığının olmadığını, tutanakların birbirine aykırı olduğunu, aramanın saatinin bile belli olmadığını anlatan Yıldırım “Yapılan arama el koyma işlemi sadece hukuka aykırı değil akla mantığa vicdana da aykırıdır” dedi. Bomba bulundurma iddiasının mütalaada sıradan bir bireysel suç gibi değerlendirildiğini belirten Yıldırım “Bu bir bireysel suç değil. Bu bombalar kumpas dediğiniz şeyin gazoz kapağı. Herşey onlarla başladı” ifadelerini kullandı.
Oktay Yıldırım, Ümraniye Karakolu’nda 12 Haziran 2007 günü çekilen görüntüleri mahkemede izletti. Görüntülerde, henüz soruşturmanın adı bile belli değilken, tutanak düzenleyen polisin “Soruşturma Ergenekon olduğu zaman sinkaf ederim hakimini de savcısını da” sözleri duyuluyor.
“Ergenekon bombalarının sırrı” adlı kitabı ile dijital delilleri mahkemeye sunan Yıldırım “Bu büyük yanlışa bir son vereceğinize inanıyorum” diye konuştu.
'BU DAVA ARTIK ÇÖPTÜR'
Aynı şekilde 'Ümraniye bombaları'ndan dolayı cezalandırılması istenen Mehmet Demirtaş da, Ümraniye aramasının eskiden oturduğu bir evde yapıldığını hatırlatarak “Evde yaptıkları aramanın tanığı yok. Ben de tanık değilim. Suçlandığımız el bombaları denen varlıkları kimse görmemiştir. Kimseye gösterilmeden imha edilmiştir. Bu dava artık sadece çöptür” ifadelerini kullandı.
‘MEHMETÇİĞE VERİLECEK EN BÜYÜK DESTEK...’
Adnan Akfırat, savcının mütalaasına katıldığını belirterek şu talepte bulundu: “Sayın Başkan, bu dava Türkiye’nin bölünmesini Türk toplumuna kabul ettirmek için açılmış bir tertiptir. Tertip artık ortaya çıktı. Ordumuz, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü sağlamak için şu an Suriye’nin kuzeyine yönelik bir harekat hazırlığında. Mehmetçiğe verilecek en büyük destek bu mahkemenin bir an önce beraatle sonuçlanmasıdır.”
GÜLEN VE DİĞER ÖRGÜT MENSUPLARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ
Kemal Kerinçsiz, Ergenekon davasının Fetullah Gülen’in emriyle planlandığını belirterek bu tertibin arkasında bulunan başta Fetullah Gülen ve diğer örgüt mensupları hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
‘EN AZ İKİ CELSE SÜRE İSTİYORUM’
Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay cinayeti dosyası sanıkları cezaevinden SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı. Sanıklardan Bedirhan Şinal, 647 sayfalık mütalaanın tamamının kendisine ulaştırılmadığını belirterek, savunma hazırlamadığını söyledi. Şinal savunma için en az iki celse süre istedi.
‘BENİM ANAYASAYLA İŞİM YOK’
“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yargılanan Erhan Timuroğlu ise şu savunmayı yaptı: “Benim Anayasayla işim yok. Anayasanın ne olduğunu bile bilmiyorum. Cumhuriyet gazetesiyle sorunum yoktur. Ben Alparslan Arslan’a, Osman Yıldırım’a karşı çıktım. Köksal Şengün dışında hiçbir hukuk adamının doğru iş yaptığını düşünmüyorum.”
OSMAN YILDIRIM: DEVLET BENİMLE ANLAŞMA YAPTI
Verilen öğle arasının ardından hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Osman Yıldırım, kaldığı cezaevinden SEGBİS’le duruşmaya bağlandı.
Anayasal düzeni değiştirmek gibi bir düşüncesinin olmadığını öne süren Yıldırım, kullanıldığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Ben 11 yıl boyuna devletle yaptığım anlaşma gereğini yerine getirdim. TC devleti olarak benimle anlaşma yaptılar; Kemalist derin devlet tasfiye edilecek. AKP kapatılmaktan kurtarılararak aklanacak. İsyan bastırılacak, darbe önlenecek. Anlaşma bu. Ülkemizin geleceği ve devletin bekaası adına yaptım. Ergenekon’dan kurtulmaya yardım için, ülkede demokrasinin sağlanması için benimle anlaşma yapacaksınız, sonra rüzgarı tersine çevirip Ergenekon'un günahlarını affettireceksiniz. Anlaşmanın gereğini yaptım, şimdi birileri beni kendi konumlarını korumak için feda ediyorlar.”
Fransa'dan Türkiye’ye kendi isteğiyle döndüğünü söyleyen Yıldırım, kaçma şüphesinin olmadığını iddia ederek, beraatını istedi.
‘OĞLUM YETER, KONUŞ ARTIK’
Duruşmada sabah esasa ilişkin görüşü sorulduktan sonra salondan çıkarılan sanık Alparslan Arslan, avukatının savunma sırasının gelmesi üzerine yeniden salona getirildi. Mahkeme Başkanı, Arslan’a savunmayla ilgili bir diyeceği olup olmadığını sordu. Arslan savunma yapmadı. Bunun üzerine Arslan’ın salonda bulunan babası İdris Arslan “Konuşsana oğlum konuşsana artık. Yeter be” diye bağırdı. Mahkeme Başkanı, babanın salondan çıkarılmasını istedi. Baba Arslan “13 yıldır beni çıkarıyorsunuz. O da mı ölsün?” dedi ve güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.
'ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANMAK İSTİYORUM’ DEDİ, SUSTU
Alparslan Arslan bu sırada etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanı, “Pişman olduğun hususları anlat” diye söz verince Arslan bu sefer “Söyleyeceklerimi söyledim” demekle yetindi. Arslan'ın sürekli titremesinden dolayı konuşmakta güçlük çektiği görüldü.
‘MESLEKTAŞIMIZIN KANI HÂLA ELLERİNDE'
Sanıkların ardından avukatlar mütalaaya ilişkin beyanlarda bulundu. Oktay Yıldırım’ın avukatı Yıldırım Çavuşovalı, davanın eski Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’ün ‘bu bombaların varlığına inanamıyorum’ sözlerini aktararak “Beraat talep ediyoruz” dedi. Mehmet Demirtaş’ın avukatı Zeynep Küçük de, FETÖ’nün, Ergenekon tertibini başlatmak için Muzaffer Tekin gibi sosyal çevresi geniş bir askere ihtiyaç duyduğunu söyledi. Tekin’in Oktay Yıldırım’la da sık sık aynı etkinliklerde bulunduğunu belirten Küçük, “Muzaffer Tekin’in tüm ilişkilerini değerlendirdiler. Tekin üzerinden Oktay Yıldırım’a ulaştılar. Yıldırım üzerinden de Mehmet Demirtaş’a. Böylece Demirtaş’ın 2 yıl önce taşındığı evde el bombası bulunduğu söyleniyor” dedi.
Osman Yıldırım’ın verdiği beyanları hatırlatan Küçük “Savcılarla anlaştığını söyledi. Danıştay cinayetini yurtseverlerin üzerine yıkmaya çalıştılar. Meslektaşımızın kanı hâlâ katilin elinde. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel yargılandığı davada tahliye istiyor. Burada böyle ciddi bir suç varken, hâlâ bu işten sıyrılmanın peşinde. Buna müsaade etmeyin” diye konuştu.
KARAR 16 MAYIS'TA
Sanık avukatları esasa ilişkin savunmalarını tamamladıktan sonra duruşmaya kısa bir ara verildi. Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, duruşmayı 16 Mayıs 2019 tarihine erteledi. Kararın da o gün açıklanacağı belirtildi.