Libya’yı 42 yıl yöneten Albay Muammer Kaddafi, ülkeyi Afrika’nın en refah seviyesi yüksek ülkesi konumuna getirmişti. Sosyal devlet politikaları sürdüren Kaddafi, halkın pekçok  kamu hizmetine ücretsiz ve eşit ulaşmasını sağlıyordu. Ülkesini petrolünü millileştirerek yabancıların düşmanlığını kazanan Kaddafi, Türkiye’nin Kıbrıs harekatı sırasında Batı ülkelerinin ambargosuna uğraması karşısında ülkemize destek olmuştu.

Afrika’nın en büyük petrol rezervlerine sahip Libya’da, 17 Şubat 2011’de başlayan Batı destekli ayaklanmalar resmen haçlı saldırısında dönmüş ve NATO destekli çeteler terör estirmişti. AKP hükümeti de Sarkozy’nin önderlik ettiği saldırılara destek çıkmış ve Meclis’ten Libya tezkeresi CHP ve MHP’lilerin desteğiyle geçmişti.

Kaddafi sonrası başlayan  istikrarsızlık dokuz yıldır artarak devam ediyor.

Bugün Libya, bombalı saldırılar, suikastlar, yargısız infazlar, iç çatışma ve ekonomik buhranla mücadele ederken, istikrara kavuşmak için çözüm yolları arıyor.

Kaddafi’yi deviren sözde devrimciler bugün Trablus ve Tobruk merkezinde ayrı hükümetler kurarak birbirleriyle savaşıyorlar.