Deniz gücü oluşturmak çok zor iştir. Sanayi devrimlerini, aydınlanmayı, bilim ve aklı ıskalamışsanız neredeyse imkansıza yakındır. Cumhuriyet kurulduğunda deniz gücümüzün bırakalım harbe hazır gemisini pervanesi dönen gemisi yoktu. Tersanelerinde son 40 yıldır gemi inşa edilmemişti. Dönemin en büyük gemisi Alman yapımı muharebe gemisi Yavuz, mayın yarası aldığından, 1918 Ocak ayından itibaren yaralı bir şekilde İzmit’te şamandırada tamir olmayı bekliyordu. Ancak onu havuzlayabilecek tersane ve sanayi alt yapısı yoktu. Cumhuriyet Donanması işte böyle zorluklarla kuruldu.
Gölcük’te kurulan tersane üzerinden donanma Atatürk’ün vizyonu paralelinde büyüdü. Ancak büyüme milli gemilerle olmadı. Bu zaten o dönemin koşullarında olası değildi. 1937’de Gemi İnşa Mühendisi (sonradan Ordinaryüs Profesör) merhum Binbaşı Ata Nutku sayesinde 4 yıl içinde büyük zorluklar ile ancak 1200 tonluk bir yağ gemisi yapabildik.
Milli gemiler ve de özellikle muharip gemiler için önce alt yapı ve insan gücü geliştirilmeli ama en önemlisi kendimize güvenmeliydik. Akan yıllar içinde öncelikle denizci mühendislerimizi yetiştirdik. 1946 sonrası Amerikan ve 1974 sonrası Avrupa tersanelerinden knowhow transferi yaparak tersanelerimizin yeteneklerini geliştirdik. Kendi dizaynımız olmasa da 1963’de Koçhisar karakol gemisini, 1972’de Berk refakat muhribini yaptık. Daha sonra yoğun şekilde montaja dayalı kendi dizaynımız olmayan fırkateyn, hücumbot ve denizaltıları yaptık. Donanma çok güçlendi. Ancak dışa bağımlılık devam etti.
1990’lı yıllardan sonra gerçek anlamda milli gemi yapma ülküsü doğdu. 31 Ocak 2020 tarihinde yaşama veda eden 15. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vural Bayazıt’ın komutanlık döneminde ilk hareketini alan proje, 2003 yılı başında neredeyse durma noktasına geliyordu. Aynı yılın ağustos ayında göreve gelen 20. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek sayesinde projenin somutlaşması ve başarı ile tamamlanma süreci başlatıldı.
Ona bu süreçte en büyük desteği veren 25 Mayıs 2020 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız (E) Yüksek Mühendis Tuğamiral Savaş Onur oldu. Bahriye çok küçük bir camiadır. Herkes, birbirini tanır. Kendisi ile görev ilişkisi içinde hiç olmadım. Benden 12 sınıf büyük, 1967 Deniz Harp Okulu mezunu, soyadı ile müsemma bu değerli büyüğümüzü yurt içi ve yurt dışında birlikte birçok katıldığımız toplantı ve etkinliklerde tanıdım.
Onu, diğer mühendislerden ayıran en temel özelliğinin henüz 90’lı yılların sonundayken Türk Deniz Kuvvetleri’nin kendi dizaynı modern savaş gemileri yapabileceğine olan tartışmasız inancı ve güveniydi. Amiral Özden Örnek’in, MİLGEM yolunda ihtiyaç duyduğu en önemli mühendis karakteri Savaş Onur’da somutlaşıyordu.
30 Ağustos 2002 tarihinde emekli olduktan sonra MİLGEM projesinin neredeyse her aşamasında önce fikirleri ile; 2005 sonrası STM AŞ Firması üzerinden sürecin içinde fiilen yer aldı. İlk gemi TCG Heybeliada’nın %70’e varan yerli katkı ile gerçekleşmesinde ve yerli firmaların projenin parçası olma sürecinde büyük rol oynadı. MİLGEM’i hayata geçiren sahadaki en önemli unsurlardan Proje Ofisi personeline en zorlu süreçlerin aşılmasında sadece bilgi ve tecrübesi ile değil, moral desteği ile de katkı verdi.
STM A.Ş. firmasının Deniz Projeleri Direktörü olarak sadece Ada sınıfı korvetler değil, her çeşit Milli Gemi dizayn, inşa ve pazarlama süreçleriyle, askeri gemi inşa yeteneğimizin dünyaya tanıtılmasında büyük katma değer yarattı. Pakistan Deniz Kuvvetleri için inşa edilen açık deniz tankeri ile yine aynı ülkeye ait Fransız yapımı Agusta denizaltılarının modernizasyonu projelerini Türkiye’nin almasını sağladı. Kendisinin ortaya koyduğu üstün çaba ve irade sayesinde bir Türk firması (STM) ilk kez yabancı bir devlet donanmasına gemi inşa etti. Denizaltılarını modernize etti.
Kısaca, askeri gemi inşa sanayimizin millileştirilmesi ve dünyaya tanıtılmasında kendini adeta bir nefer gören Amiral Savaş Onur’un vatan sevgisi ile dolu o kocaman yüreği, liderliği, hedefe yönelmiş istikrarlı yaklaşımları milli ürünlerimizin dünyaya açılmasında çok önemli rol oynadı.
Gölcük Tersanesi kuruluşunda en önemli rolü oynayan ve 1937 yılında Gölcük Yağ gemisinin inşasında öncü olan Gemi İnşa Mühendisi (sonradan Ordinaryüs Profesör) merhum Binbaşı Ata Nutku’nun duyduğu heyecan ve ruhu 60 yıl sonra Gölcük’te temsil eden Amiral Savaş Onur için MİLGEM’in babası 20. Deniz Kuvvetleri Komutanı Merhum (E) Oramiral Özden Örnek MİLGEM’in Öyküsü (Kırmızıkedi Yayınları) isimli kitabında şöyle anlatmış:
“Savaş Onur, deneyimle ve çok takdir ettiğim bir mühendisti. Deniz Kuvvetleri’nde görev yaparken bizzat proje sorumluluklarını alarak suüstü ve denizaltı gemilerini inşa etmişti. Yani bir gemi inşa sürecinde çarkın nasıl dönmesi gerektiğine dair eşsiz bir deneyimi vardı. Bu deneyimi bu projede kullanmamak kaynak israfı olurdu”
Amiral Örnek’in amiral Onur’a güveni o kadar yüksekti ki, MİLGEM projesine atandığı haberini dönemin Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar’dan aldığındaki düşüncesi, benim de bizzat şahit olduğum üzere MİLGEM projesinin kısa süre içinde yoluna gireceği yönünde idi. Öyle de oldu. Amiral Onur, MPO (MİLGEM Proje Ofisi) direktörü Yüksek Mühendis Albay Ahmet Çakır ile mükemmel uyum içinde proje modelinin kurulması ve süreçlerin yönetiminde önemli adımlar atarak Projenin gerçekleştirilmesinde çok önemli rol oynadı. Gerek Bahriye camiasında gerekse sonradan 15 yılını verdiği STM camiasında son derece sevilen ve takdir edilen merhum Amiral Savaş Onur’un aziz hatırası önünde saygı ve vefa ile eğiliyorum.
Cumhuriyet Donanmasının Mavi Vatan ve dışına kendi olanakları, ulusal gücü ve iradesi ile çıkmasını sağlayan büyük insanların arasında yerini almıştır. Değerli ismi ve aziz hatırası sonsuza kadar hatırlanacaktır.
Bu vesile ile ailesine, dostlarına, sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.