CHP yönetiminin kamuoyundan saklamaya çalıştığı pazarlıkta ayrıntılar belli oldu. Siyaset kulisleri CHP ile HDP arasında cereyan eden bakanlık görüşmelerine ilişkin şok iddiayla sarsılıyor.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" açıklamasıyla gündeme gelen ve sonrasında CHP yönetiminin inkar etmek zorunda kaldığı süreç yeni bir boyuta evrildi. 

İddiaya göre HDP yönetimi cumhurbaşkanı adaylığında Kılıçdaroğlu'na destek sözü verdi ve iktidarın el değiştirmesi halinde bu desteğin karşılığı olarak kabinede 3 koltuk istedi. 

TEK İSTEDİKLERİ BAKANLIK DEĞİL

HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar 

CHP'nin HDP kontenjanına hangi bakanlıkları ayırdığı bilinmiyor ancak kulislere göre, 'sandıkta zafer için anahtar konumunda olduklarını' ileri süren HDP'liler kabinede 3 bakanlık dışında 'özerklik' de istiyor. 

Yerel yönetimlerin vergi toplayabilmesi, belediye başkanlarının teröre bulaşmış olsalar bile görevden alınıp yerlerine kayyum atanamaması gibi maddelerin yanında 1921 Anayasası'na yapılan atıflar zaten Altılı Masa'nın 28 Şubat 2022 bildirisinde yer bulmuştu. 

Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni olarak adlandırılan metne son şeklini geçtiğimiz yıl ekim ayındaki Abant toplantısında vermiş, açıklanan raporda eyalet planı bulunduğunun ortaya çıkması tartışmalara neden olmuştu. 

ABANT RAPORUNDAN KOLTUK PAZARLIĞINA...

CHP'li milletvekillerinin Abant toplantısı geçtiğimiz yıl ekim ayında yapılmıştı.

CHP'nin 'Demokratik Hukuk Devleti İçin Güçlendirilmiş Parlamenter SistemBağımsız ve Tarafsız Yargı' başlığı altında hazırladığı Abant raporunda şu maddeler bulunuyor:

  • Yerel yönetimlerin belirlenmesinde, kültürel, tarihsel ve coğrafi değerlerle birlikte kamu hizmetinde verimlilik ölçütü de dikkate alınmalıdır.
  • Yerel yönetimlerin yaygınlaştırılması, halkta kendine yakın yönetimi sahiplenme bilincini geliştirir. Bu da büyükşehirlerdeki demografik yığılmayı azaltabilir.
  • Devletin merkezi organları ve yerel yönetimler arasında denge ve denetim düzenekleri, Anayasada 'görev+yetki+sorumluluk' ilkeleri öngörülmek suretiyle açıkça belirlenmelidir. Düzenleme, yerel yönetimlerin idari ve mali özerklikleri çerçevesinde, merkezi yönetimle görev ve yetki çatışmalarını ortadan kaldıracak biçimde yapılmalıdır.
  • Bu bağlamda; yerel yönetimlerin gelirleri artırılacak, kayyum uygulamalarına son verilip, seçimle gelen belediye başkanlarının ancak seçimle gidecekleri güvence altına alınacaktır.
  • Yasama organına ait 'vergilendirme yetkisi'nin, yasal sınırlar içinde kalmak şartıyla, yerel yönetimlerce kısmen kullanılabilmesine ilişkin yasal altyapı oluşturulmalıdır.