7 yıl aradan sonra yapılan Milli Eğitim Şurası başladı. Şuranın başlangıcı önemli açıklamalara sahne oldu.
''Eğitimde fırsat eşitliği'' ana temasıyla başlatılan 20'inci Milli Eğitim Şurası için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir tören düzenlendi.
3 Aralık'a kadar sürecek törene çok sayıda alanında uzman isimle birlikte Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi USMER Başkanı Şule Perinçek ve Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi Merkez Kamu Emekçileri Bürosu Başkanı Sefa Koçoğlu da katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yakında Meclis'e gelecek Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin ayrıntılarını açıkladı:
10 yıllık uzman öğretmenler, eğitimlerini tamamlayıp sınavda başarılı oldukları takdirde başöğretmen unvanıyla görev yapacaklardır. Yine bu öğretmenlerimize ilave bir derece verecek, ayrıca maaşlarında da 2000 lira artışa gideceğiz.
Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımını da ortadan kaldırıyoruz. Mecburi hizmet hariç, özlük hakları, atamalar, mazeret tayinleri başta olmak üzere sözleşmeli öğretmenlerimiz kadrolu öğretmenlerimizle aynı haklara sahip olacaklar.
Öğretmenlere 3600 ek göstergenin de verileceğini belirten Erdoğan, öğretmenliğin kariyer meslek olarak tanımlanacağını kaydetti:
Adaylık, öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik alanlarında hakları, görevleri ve sorumlulukları da netleştiriyoruz. Öğretmenlikte 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimize uzman öğretmenlik imkanını getiriyoruz. Eğitimlerini tamamlayan ve yapılan sınavdan başarıyla geçen uzman öğretmenlerimiz, hem bir derece alacaklar hem de maaşlarında 1000 lira artış olacaktır.
Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de açılışta söz aldı. Bakan Özer meslek liselerinin önemine dikkat çekti:
Eğitimde fırsat eşitliğini öyle güçlü bir şekilde sağlamalıyız ki çocuklarımızın okul dışı sosyal, ekonomik ve kültürel farklılıkları onların eğitim sürecini ve geleceklerini doğrudan şekillendirmesin. Eğitimde fırsat eşitliğini öyle güçlü sağlamalıyız ki ailelerinin sosyoekonomik arka planı çocuklarımızın eğitim sürecinde adaletsizliğe yol açmasın.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki hem iç piyasasının ihtiyaç duyduğu beceri sağlanmasında hem de genç işsizliğin azaltılmasında mesleki ve teknik eğitim stratejik bir öneme sahiptir.