Değilmi ki, sohbet konumuzu "Japonya'daki kadın üniversiteleri" diye belirtmiştik, Terumi, kapıdan içeri elinde not kağıtlarıyla birlikte girdi. Sohbetin havadan sudan akmayacağını, olgulara ve sayılara dayalı ilerleyeceğini o dakikada anladık. Batı kültüründen alışık olduğumuz, rekabetçi, iddiacı, kibirli ve ısrarlı söylemler yerine nazik, gösterişsiz, saygılı, akıllı ve dengeli ifadelerin bizi beklediğini hissettik. Yanılmamışız...
PSİKOLOG AMA PROGRAM YAZILIMCISI
* Önce seni tanıyabilir miyiz?
Ben Terumi.
* Ne zamandır Türkiye'desin?
1997'de geldim, evlenmek için.
* Çalışma hayatına nerede nasıl başladın?
Japonya'da iş hayatına atıldım. Çalışmaya başladığımda genelde kadınlar için iş bulmak zordu. Ama yeni kurulmuş bir bilgisayar şirketi, beni işe aldı. Çünkü üniversite puanım çok yüksek değildi. Kabul edildim ve başladım. Maaş bile, kadınlarla erkekler arasında farklıydı. Aynı işi yapanlar arasında kadınlar erkeklere göre yaklaşık yüzde 3 kadar daha düşük maaş alıyordu.
* İş alanı neydi?
Bilgisayar yazılımı. Çünkü bu işte kadın erkek fark etmiyor. Benim yazdığım program doğruysa, bilgisayar tamam doğru cevap veriyor, yanlış yazdığımda geçemiyor. İş hayatında iyi bir başlangıç yapmış oldum. Sonra, devletin açtığı çok önemli ve çok zor bir sınav vardı, sertifika veriliyordu. Ben o zor sınavı geçtim.
* Psikoloji okudun, ama program yazmayı öğrendin...
Bilgisayar dünyasının yeni başladığı yıllardı. Yeni değilse bile başlangıç dönemiydi. Şirkette 150 kişi çalışıyordu ve o şirket içinde sınavı geçen ilk eleman olmama rağmen, herhangi bir terfi almadım. Benden bir iki yaş küçük iki erkek, grup şefi oldu. Kızdım ben de, bu yüzden o şirketi bıraktım.
* Ayrılma kararına itiraz ettiler mi?
Tabii, neden bırakıyorsun falan dediler. Belki pişman da oldular. Ama o zamanki patron, biraz kadınları aşağılıyordu.
ÜNLÜ YAZILIM ŞİRKETİNDE İLK KADIN YÖNETİCİ
* Ve ayrıldın, aynı sektörde mi iş aradın?
Bilgisayar dünyasından ayrıldım, başka bir iş yaparım dedim. Ama yeni girdiğim şirkette tuhaf olaylar çıktı ve 1,5 ay sonra ayrıldım. O arada beni başka şirketten çağırdılar, mecburen yine bilgisayar işine geçtim. Üçüncü şirkete girdiğimde o zaman 500 kişi çalışıyordu ve kadın müdür arıyordu. O zamana kadar hiç kadın yönetici yoktu, benim aldığım sertifika sahibi birkaç kişiden biriydim. Birkaç sene sonra müdür olabilir diye beni işe aldılar, gerçekten de 3 sene sonra ilk kadın müdür oldum. Genel müdür yardımcısıydım ve ayrıca 25 kişilik kendi grubum da vardı.
* Erkekler var mıydı?
Vardı. Her işi hakkıyla yaptım. Çok düzenli, dikkatli çalışıyordum. Sabah saad 8:30'da şirketteydim, gece saat 1011'de çıkıyordum. Hele bilgisayar şirketinde, sistem kurmak çok zaman alıyor. Bir hata varsa, bu hatayı bulmak için birkaç saat çalışmanız gerek. Ben de müdür olarak eve dönemiyorum, çünkü müdür olarak bakmam gerek. Çok yoğun çalışıyordum...
MEİJİ DÖNEMİNDE KADIN ÜNİVERSİTELERİ
* Gelelim kadın üniversitelerine... İlk ne zaman kuruldu?
Meiji döneminde kuruldu. 1860'larda başlıyor. Meiji, Japonya'nın en büyük aydınlanmacı imparatoru, daha doğrusu batıya açılan en önemli dönemin lideri. Daha önce doğru düzgün bir okul yoktu. Budist tapınaklarında matematik, okuma yazma öğretiliyordu. Meiji döneminde, ilk olarak 1872 yılında okulların açılmasını öngören kanun çıktı. İlk defa, resmi devlet okulu açılmış, ama maalesef beş sene sonra kapanmış. 1874 yılında, ilk kadın öğretmen okulu açılmış. 1879'da ise, yeni kanun çıkmış ve orta okuldan sonra kızerkek ayrı ayrı okuyacak denmiş. Aynı okul içinde kız ve erkek öğrenciler için ayrı bölümler oluşturulmuş. 1890'da ise, sadece kız okulu, Tokyo Kadınlar Yüksek Lisesi açıldı ve burası günümüzdeki en eski kadın üniversitesi oldu. Adı, Ochanomizu Üniversitesi. Anlamı Çay Suyu demek.
* Hep öğretmen okulu mu? Başka alanlarda?
Yine 1900'lerde Kız öğrenciler için Tokyo'da Tıp Fakültesi kurulmuş.
* Aristokrat sınıfın kız çocukları mı gidiyordu?
Büyük oranda soylulardır, 19. yüzyıl ikinci yarısında, Batılılaşma başlıyor. Okur yazarlık halk genelinde yaygın olmakla birlikte, üst düzey bir eğitim o tarihe kadar sadece üst sınıflara ait. Meiji'yle başlayan dönemde okur yazarlık ve kaliteli bir eğitim halka yayılmaya başlıyor.
* Batı etkisi olduğuna göre, birileri taşıdı... Kimlerdi onlar?
Japonya'daki kadın üniversitelerinin temelinde Hıristiyanlık olabilir. Misyonerler başlatmış. Üniversite içinde küçük kiliseler bile var. 17. yüzyıldan sonra misyonerler görülüyor. Bir dönem Hollandalılar, bir dönem Portekiz, sonra İngilizler ve Amerikalılar. Bugün dahi Hıristiyan isimleri var. Üniversite isimlerinde Hıristiyan isimleri var. Bu 77 kız üniversite içinde ne kadarı böyle onu bilemiyorum...
KAĞIT ÜSTÜNDE GİRİŞ SERBEST
* Bu zamana kadar kızlar üniversitelere kabul edilmiyor mu?
1918'de Tokyo Kadın Üniversitesi kuruldu. Daha önce, 1913'de yaklaşık 10 kadar devlet üniversitesi var. Meiji döneminde 4 üniversite, sonraki dönemde 3 üniversite daha kuruluyor.
Kadınlar da kabul ediliyor, beraber okuyorlar. Kadınların oranı yüz kişi içinde 1 veya 2 öğrencidir.
* 2. Dünya savaşına kadar böyle mi devam ediyor?
1948 yılında okul sistemi tamamen değişiyor. 19131948 arası kadınlar istediği üniversiteye girebilir, deniyor. Fakat uygulama çok zayıf. Çünkü bir kız öğrenci üniversiteye başvurduğu zaman, "şu liseden mezun olmalısın" şartı aranıyor. Oysa o liseye kız öğrenci alınmıyor!
* Yine de kız öğrencilerden yüksek öğrenim için talep var mıydı?
Tabii. 1948'de 7 devlet üniversitesi, 5 tane de kız üniversitesi var. 1948'de devlet üniversitelerine kadınlar girebiliyor, ama türlü türlü engeller vardı. Doğrusu, '60'larda, 70'lerde hala kızerkek birlikte okumuyor. Oysa 7 devlet okuluna kızların kabul edildiği tarih 1913...
EN YÜKSEK SAYI 1998 YILINDA
* Sayıları sonradan mı arttı?
1948 yılında devlet üniversitesi 7, kız üniversitesi 5, toplam 12 üniversite var. Bir yılda 7'den 148, kız üniversitesi sayısı 30 oldu. 2016'da 700 üniversite (kızerkek), kız üniversitesi 77 adet. İlk zamanlar kadınerkek denilse de kızlar pek giremiyor.
Şunu göstermek istiyorum: En yüksek kız üniversitesi sayısı 1998 yılında ulaşıyor. Sonra giderek azalıyor. Neden? İhtiyaç azaldığı için. O yıldan sonra giderek azaldı, daha da azalacak.
* Eğitim nasıl?
Aynı eğitim veriliyor. Yemek, beslenme, ev işleri alanları var. Kadın üniversitelerinden mezun olanları, hem erkekler hem işyerleri öncelikle tercih ediyor. Kadın üniversitelerinden mezun olanların iş fırsatları daha yüksek.
KADINLARIN KONUMUNA BİR BAKIŞ
"Son 15 sene içinde, işe girme olan, erkeklerle kadınlar arasındaki fark çok daraldı. 2001'den sonra üniversiteli kadınların iş hayatına girme oranı çok hızla yükselmiş. Çalışan kadın oranı, kadın nüfus içinde yüzde 51'e ulaştı. Ama 1564 yaş grubunda ise, çalışan kadın oranı yüzde 70'e çıkıyor.
1954 yılında 227 üniversite var, kız ve erkek öğrencilerin sadece yüzde 7,9 kadar kız öğrenci üniversiteye gitmiş. Üniversiteye giden oran ise, tüm kadınlar içinde yüzde 2,4. 2018 yılına gelindiğinde ise üniversiteye giden kadın oranı yüzde 45.1'e ulaştı.
ÇALIŞMA HAYATI
"1986'da erkek, kadının çalışma hayatında eşit fırsat tanıyan bir yasa çıktı. O yasadan önce kadınların saat 8'den sonra fazla mesaiye kalamazdı. Hatta, kadınlara daha düşük maaş verme nedenlerini böyle açıklıyorlardı: Fazla mesai yapamaz, deniyordu.
"Türkiye'ye gelince bankada kadın müdür görünce çok şaşırdım. Aynı eğitimi alınca kadınlara fırsat veriliyor diye düşündüm. Japonya'da bunu görmek hala çok zor. Geçenlerde bir araştırma sonucu açıklandı. Dünya Ekonomik Forumu'nda iş hayatında cinsiyet uçurumu araştırılmış. Japonya'da bu sıralamada 152 ülke içinde 121'inci çıkmış."
POLİTİKA
Meclisteki kadın vekil sayısı, kadın bakan sayısı araştırılmış. Kadın vekil sayısı, dünya ortalaması yüzde 25,2 ama Japonya'da yüzde 10. Kadın bakan oranı ise dünyada yüzde 20, Japonya'da yüzde 5,3. İş hayatında kadın yönetici oranı, ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) tarafından yapılan araştırmaya göre, 2018 yılında, dünya standartı yüzde 27, Japonya'da yüzde 12 çıkmış.
Yönetim Kurulu üyesi ise, dünya standartı yüzde 27, Japonya'da yüzde 3,4 olarak bulunmuş.
SOSYAL ETKİNLİKLER ORTAK
"Üç arkadaşım kadın üniversitelerinden mezun, onlara sordum. Biri diyor ki, üniversite sınavına girmeden hazır giriş olanağı vardı, girdim. Liseyi de kız lisesinde okuyuna sınavsız girdim. Hiç farkı yoktu, aynı dersleri okuduk, sosyal faaliyetlerimiz de erkeklerle ortaktı. Öğrenci kulüpleri, topluluklarında, korolarda, başka üniversitelerdeki kızerkek öğrencilerle birlikteydik. Artık anlamsız, neden kadın üniversitesi oluyor?
Başka bir arkadaşım, sadece kadınlar olduğu için 'bu iş erkek işi, bu iş kadın işi' diye bir ayrım yoktu bu bakımdan çok iyiydi. Kadınlara daha çok fırsat vermek için olabilir, dedi. Ama üçü de kadın üniversiteleri azalacak, artık ihtiyaç yok, anlamı da yok, diyor.
Aydınlık