Rize Hemşin İlçesi’nde bal ormanı ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altında olan canlıların yaşadığı dereyi de kapsayan Levent Köy’de, 98 hektarlık alanda taş ocağı açılmasını öngören proje için ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değil’ kararı verildi.

ERCAN KÜÇÜK

Karara karşı hukuk mücadelesi veren köylülerin açtığı açılan davanın duruşması Rize İdare Mahkemesi’nde görüldü.

Hemşin Levent Köyü sınırları içinde taş ocağı kurmayı planlayan Naiboğlu isimli firmanın 98 hektarlık ruhsat alanı olmasına rağmen yasal sınır olan 25 hektarın altında bir bölgeyi çalışma alanı olarak göstererek ‘ÇED gerekli değildir’ raporu almasına yöre halkının tepkisi sürüyor. Hemşin’e bağlı 15 mahallenin muhtarı ortak bir bildiriye imza atarak, “Bu toprakların kahrını çektik, birilerinin doğal yaşam alanımızı bozmasına müsade etmeyeceğiz” dedi. Bölgenin kestane, kızılağaç, gürgen, çam, ladin, kayın, dağ karayemişi, orman gülü, likapa gibi bitki çeşitliğinin yoğun olduğu bir orman alanı olduğunu belirten köylüler, taş ocağının yaban hayatını da yok edeceğini söylüyor.

Duruşmaya katılan TEMA Vakfı Temsilcisi Nevzat Özer, Aydınlık’a yaptığı açıklamada bölgenin organik vadi olduğunu, halkın geçimini organik arıcılıktan sağladığını hatta Osmanlı Devleti döneminde sarayın bal ihtiyacının bölgeden sağladığını belirtti. Özer, bölgedeki heyelan riski hakkında da uyarılarda bulunarak şunları söyledi:

“Taş ocaklarında Kandilli’de deprem kaydına geçen, şiddeti 3’e varan düzeyde patlatmalar yapılıyor. Bu patlatmalar milyonlarca yılda oluşmuş akış rejimlerini, dağların içinde suyun depolandığı kanalları da bozuyor. Bölgenin yüzde 87’si zaten heyelan riski olan yerler. Bu patlatmalar heyelanları tetikliyor. Patlamalar toz bulutları da oluşturuyor. Bu tozlar çiçeklerin üstünü kaplıyor. Taş ocağının hemen yanıbaşında bir yandan da bal ormanı projesi kuruluyor. Bu bölge sayısı 30’u geçen taş ocaklarının tehdidiyle ciddi şekilde etkilendi. Kamyonlar iş makinaları çalışıyor. Böyle bir yerde yaban hayatı mı kalır? Buralarda ciddi bir tarih kültür kaybı da söz konusu. Aynı köyde 1012 yıl önce açılmak istenen taş ocağı yine yargı kararıyla durduruldu. Kararın çıkması 15 günü buluyor. Biz doğanın sürdürülebilirliği, bu toprakların mutlak surette korunması yönünde karar alınacağını bekliyoruz.”

‘OLDU BİTTİYE GETİRMEK İSTİYORLAR’

Bölgenin su samuru, su kertenkelesi gibi nesli tükenmekte olan canlıların da yaşam alanı olduğunu, Orman Bakanlığı’nın da yaban hayatını güçlendirmek için girişimlerde bulunduğunu belirten Levent Köyü Derneği Başkanı Ramiz Demirci, yürütmenin durdurulmasını istediklerini söyledi. Taş ocağı açmak isteyen şirkete karşı açılan birçok dava olduğunu ifade eden Demirci, parça parça başvurular yapılarak ÇED raporu almaktan kaçınılduğını belirtti. Demirci Aydınlık’a yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“Asıl maden alanı 99 hektar. Ama yasal sınır olan 25’in altında 24.70 hektar olarak göstermişler. Danıştay’ın ‘proje bütünü üzerinden değerlendirilir’ diye emsal kararı var. Şirket müracatlarını Çayeli İlçesi Yavuzlar Köyü üzerinden yap. Halbuki maden sahası Levent Köyü’nde. Muhtara tebligat da yapılmamış. Oldu bittiye getirmeye çalışıyorlar. 18 Ağustos’ta müracaat etmişler. Biz bunu 19 Kasım’da öğrendik. Mahkeme müracaatının bitimine 1 saat kala müracaat ettik. Organik tarım bölgesi burası. Bölgenin hemen yanıbaşında çaylıklar var. Hiçbir hassasiyet dikkate alınmamış. Ama umuyoruz bu yanlışlıktan dönülür.”


Aydınlık