Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan PKK/HDP gibi “eşit vatandaşlık” vurgusu yaptı. Babacan Meclis’te İngilizce, Arapça, Rusça ve Fransızca gibi Kürtçe çeviri yapılmasını da istedi.
Ali Babacan partisinin İstanbul Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın açılışında 'Kürt sorunu' hakkında konuştu. Kürt meselesini gördüklerini bildiklerini kaydeden Babacan, Kürt sorununu reddedenlerden olmadıklarını vurguladı. PKK/HDP’nin “eşit vatandaşlık” söylemini öne çıkaran Babacan “Biz, eşit vatandaşlık için buradayız. Türkiye’de yaşayan her bir ferdin kendisini bu ülkenin haysiyetli ve eşit vatandaşı olarak hissetmesi için, öyle yaşaması için buradayız. Şu anda ülkemizde geniş çapta gördüğümüz ayrımcı uygulamalardan içimiz parçalanıyor” dedi.
Meclis’te anlık çeviri hizmetleriyle ile ilgili bir çalışma olduğunu hatırlatan Babacan, “Dört tane dile çevriliyor. İngilizce, Arapça, Rusça ve Fransızca. Bu listede bir eksik var. Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil, Kürtçe yok. Şimdi diyebilirler ki ‘Kürtçe yabancı dil değil ki bu toprakların dili’. Böyle diyorlarsa eyvallah, amenna. Ama o zaman Meclis kürsüsünde ya da Meclis’te sandalyelerde oturan milletvekillerinden Kürtçe konuşan arkadaşlarımız olduğu zaman tutanaklara siz niçin ‘bilinmeyen bir dil’ diye yazıyorsunuz? Kürtçe bu toprakların has diliyse niçin ‘bilinmeyen dil’ diye diyorsunuz TBMM’nin tutanaklarına, zabıtlarına? Eğer ‘bilinmeyen dil’ ise hiç olmazsa şöyle bir tercümesini, çevirisini yapın da ne olduğunu anlasınlar, ne olduğunu dinlesinler insanlar” diye konuştu.
Babacan ‘Kürt sorununun’ çözümü için de şunları söyledi:
“Vatandaşlarımızın tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız derhal tanıyacağız. Hak talep edilmez. Pazarlık konusu edilmez. Devletin görevi, bütün bu hakları olduğu gibi tanımaktır. Çözümü Meclis olarak gösterenler de var. Olabilir ama keşke Meclis çalışsa. Bugünkü Meclis’ten siz neyi çözmesini bekleyeceksiniz ki? El kaldır, el indir. Ona göre oluşmuş bir profil var orada. Asıl bu milleti temsil eden, temsil gücü çok yüksek bir Meclis gerçekten çözümlerin iyi bir adresi olacaktır. Ortada bir sorun var ise bir mesele var ise ilgili herkes ile görüşülmesi gerektiğini ve görüşüleceğini de herkesin bilmesi lazım. Sorun varsa konuşa konuşa çözeceğiz. Bu mesele, herkesi ilgilendiren bir meseledir. Kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye geçit vermedik, vermeyeceğiz. Bu meselede biz, devleti sorunun bir parçası olmaktan çıkarıp, devleti çözümün bir parçası haline getireceğiz. Şu anda devlet burada sorunun bir parçası, sorunun bir kaynağı.”
Aydınlık