ABD Temsilciler Meclisinde sözde 'Ermeni soykırımı'nın eğitim müfredatına alınmasını sağlayacak yasa için hazırlık yapılıyor. Tasarı, iki partinin ortak kararıyla Kongreye gelecek. Tasarıyı Aydınlık'a değerlendiren uzmanlar, kararın hukuki değil siyasi olduğunu belirttiler.
ERCAN KÜÇÜK
ABD Temsilciler Meclisi’nde sözde ‘Ermeni soykırımının’ Amerikan eğitim müfredatına alınmasını sağlayacak bir yasa için hazırlık yapılıyor. 19151923 dönemini de kapsayarak Türkiye'yi soykırımcı göstermeye çalışan tasarı 2 partinin ortak kararıyla meclise gelecek. Tasarıyı Aydınlık'a değerlendiren uzmanlar Türkiye ve Ermenistan arasında görüşmelerin gerçekleştiği dönemde geldiğine dikkat çekerek, kararın hukuki değil siyasi olduğunu belirttiler.
ERMENİ DİASPORASININ ESİRİ ABD
Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, tasarı için "gayrı dostane hareket" tanımını kullandı, ABD kongresinin Ermeni lobisinin esiri olduğunu vuguladı. Tasarının, TürkiyeErmenistan arasında başlayan temaslarla zamanlanmasına dikkat çeken Uluçevik şunları söyledi:
"Bu gayrı dostane bir hareket. Bu yasa teklifi kongreden geçerse ABD Kongresinin bir avuç Ermeni diasporasının esiri olmaya devam ettiğini ortaya koyacaktır. Oysa Kongre bilmelidir ki Ermeni halkına bir fayda sağlamak istiyorlarsa o da Türkiye Ermenistan dostluğundan Ermeni halkının yararlanacağıdır. Bu dostluğa karşı hareketin Ermeni halkına zarar vereceğini idrak etmeleri gerekir.
"AİHM kararına, hukuki iradeye rağmen ABD kongresinin bir avuç Ermeni diasporasının esiri şeklinde hareket etmesi aslında Ermeni halkına zarar vermektir. Çünkü ilişkilerin iyileşmesinden asıl kazançlı çıkacak taraf Ermeni halkıdır. Bu teklif aslında halen Türkiye ile Ermenistan arasında başlamış olan temaslara da ters düşmekte hatta baltalama amacı gütmektedir.
"Bir taraftan ABD yönetimi kongreye yazdığı mektupta Türkiye'nin ABD'nin küresel ilişkilerinde ve özellikle NATO içindeki rolünün önemini vurguladı. Böyle bir zamanda kongrenin bu gerçekleri göz ardı ederek bu teklifini yasalaştırması kongrenin ABD'nin ve NATO'nun çıkarlarını görmezlikten gelmesi anlamına gelecektir."
SOYKIRIM TANIMINI SULANDIRDI
Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Başkanı, emekli Büyükelçi Alev Kılıç, kararın siyasi olduğunu belirtti. Başkan Biden'ın soykırım konusunu sulandırdığını ifade eden Kılıç şöyle konuştu:
"ABD kongresinde bir Ermenistan Muhipleri grubu var. Bunlar 2030 kişilik bir grup. Türkiye karşıtlığı, Ermeni destekçiliğinde akla gelen her türlü girişimleri yapıyorlar. Bu da bunlardan birisi. 24 Nisan geliyor, Biden geçen sene soykırımı tanıdı. Şimdi bir adım daha ileriye gidelim , müfredata da bunları koyalım deniyor. Böyle bir girişimin yapılması böyle bir şeyin kabul edileceği anlamına gelmiyor. Bugünkü koşullarda kabul edilmesini zor görüyorum. Bu soykırım konusu bizzat Biden tarafından o kadar sulandırıldıki. Önce Uygur soykırımı dedi, sonra Ukrayna'ya soykırım dedi. Bize karşı soykırım tezinin baş savunucularından Macron bile 'Soykırım hukuki bir terimdir. Böyle gelişigüzel kullanılmaz' diye cevap verdi. Bugünkü ortamda soykırımın siyasi amaçlarla sulandırıldığı artık ortada. Kongrenin böyle bir şeyi dikkae almayacağını düşünüyorum. Aksi bizim ABD ile ilişkilerimizde hiçbir gelişme kaydedilmediği konusu ortaya çıkar. Bu da ABD'nin hiç de isteyeceği bir şey değil.
"Soykırım konusunun okul müfredatına isteğe bağlı olarak konulmasını Kaliforniya eyaleti 2015'te kabul etti zaten. Mecburu değil, isteğe bağlı böyle bir ders alınabilir şeklinde.
"AİHM kararında bunu tamamen ifade özgürlüğü açısından ele aldı. Soykırım yoktır demek de vardır demek kadar mübahtır dedi. Kararın gerekçelerine baktığımızda, satır arasında, Ermeniler bunu holocoust'a benzetmeye çalışıyorlar. AİHM kararında 'O soykırımdır, ama Ermenilerin iddialarının böyle bir tabanı yoktur' demeye getirdi. Bu tamamen siyasi. Soykırım kavramını hukuki olarak değil siyasi olarak kullanıyorlar. Çin'e Uygur, Rusya'ya Ukrayna dedi. Artık ipliği pazara çıktı. Bu soykırımı tamamen siyasl amaçlarla kullanıyorlar."
TÜRKİYE'Yİ DE SOYKIRIMCI GÖSTERMEK İSTİYORLAR
Emekli Diplomat Şevki Tosun, soykırım konusunda önceden Osmanlı İmparatorluğu'nun suçlandığını, yasa teklifiyle Türkiye'nin de soykırımcı gösterilmek istendiğini vurguladı. ABD'nin telaşla karar almak istediğini belirten Tosun şöyle konuştu:
"Önceden 19151918 dönemi Osmanlı İmparatorluğu'nu dikkate alıyorlardı, şimdi 1923'e kadar çekerek Türkiye Cumhuriyeti'ni de işin içine çekiyorlar. Asıl bu projenin arkasında İsrail, Yahudiler var. Çünkü onlar kendilerine yapılan soykırıma eşdeğerde Türkiye'yi de işin içine sokmaya çalışıyorlar. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA)'nın bu kadar işin içine girmesi, ABD'nin bunu gündeme getirmesinin nedeni Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerin olumlu yönde gelişmesinden kaygı duyması. Çünkü yılda 200 milyon dolar vererek istediklerini yaptırıyorlardı. Şimdi Türkiye ile ilişkiye geçerlerse istediklerini yaptıramayacaklar. Onun telaşı içindeler. Telaşla alınmış bir karar.
"ABD Lozan Anlaşmasını da imzalamayan ülkelerden birisi. Ne Irak'la ne Ermenistan'la olan sınırımızı tanımıyor. ABD veya onlar için demokrasi havariliği yaparak insanları algı yönetiminde etkileme politikası güdüyorlar. Bu da onlardan bir tanesi. Yalan üzerine yalan. Çünkü geleceğini yalan üzerine kurmuş bir ülke hiçbir zaman doğruyu bulamaz. ABD bu yalanlarını uzun süre sürdüremez. Kendi çöküşlerini uzatabilmek için yalana başvuruyorlar."
ABD SÖZDE MÜTTEFİK
Yasa tasarısının, ABD'nin kendi menfaati için hazırladığı bir senaryo olduğuna dikkat çeken Emekli diplomat Vahit Özdemir, esas soykırımı ABD'nin defalarca kez yaptığını belirtti. Özdemir şunları söyledi:
"ABD, kendi geçmişini hiç ortaya sokmayacak. Vietnam'da, Afganistan'da, Suriye'de yaptıkları hiç akıllara gelmeyecek. ABD bir devlet değil menfaat şirketidir. NATO'da müttefikimiz ise de Türkiye aleyhindeki tüm faaliyetleri destekleyen, onlara kucak açan sözde bir müttefik. ABD kendi menfaati için her türlü yolu dener, senaryolar yazar yazdırır. Saddam'ın elinde çok ağır ölümcül silahlar olduğu iddiasıyla Irak'a girdiler. Aynı şey Suriye, Libya, Afganistan için de geçerli. Esas soykırımı ABD Vietnam'da, Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve Güney Amerika ülkelerinde yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. ABD önce aynaya kendisi baksın. Geçmişini görsün. Ondan sonra sağı solu suçlasın. Osmanlı İmparatorluğu açlıktan kırılan İrlanda'ya gemiler dolusu erzak göndermiştir. Bu alçakça adice bir iftiradır. Oradaki Rum Ermeni Yahudi lobilerinin bir tezgahıdır. Bizim İsrail'le ilişkilerimizin de bozulması, ABD'nin ekmeğine yağ sürdü. Daha önce ABD ile ilişkilerde sorun yaşadığımızda Türkiye'deki Musevi akil adamları ABD'ye gönderiyorduk. Orada Türkiye lehinde lobi faaliyetlerinde bulunuyorlardı."
MACRON DA KARŞI ÇIKMIŞTI
ABD Başkanı Joe Biden'ın Ukrayna'da Rus güçleri tarafından uygulanan vahşeti "soykırım" olarak tanımlaması, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski arasında "soykırım" tartışmasına neden oldu. Macron, "soykırım" tanımını kullanarak Ukrayna'ya yardım yapılmış olmadığını söyledi, bu tanımın siyasetçiler değil, hukukçular tarafından yapılması gerektiğini vurguladı.