Koronavirüs önlemlerine rağmen Adana'da toplu namaz kılmak isteyerek olay çıkaran Furkancılar, polisin müdahalesini 'Ergenekon'a bağladı. Alparslan Kuytul liderliğindeki cemaat, '28 Şubat’ı tekrar hortlattılar', 'Namazı engellediler', 'Türkiye’de devletin içerisine sızmış din düşmanı bir komite var' gibi söylemlerle sosyal medyada yoğun kampanyaya başladı. Eski Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan, olayı 'provokasyona yönelik bir davranış' olarak yorumlarken, gazeteci yazar Ceyhun Bozkurt 'Yöntem Gladyo yöntemlerine çok benziyor' dedi.

GAMZE ÇINLAR / VERYANSIN TV

Alparslan Kuytul‘un kurucusu olduğu Furkan Vakfı üyeleri dün Adana’da açık havada teravih namazı kılmak isterken polisin müdahalesiyle karşılaştı. Bazı Furkan gönüllüleri gözaltına alındı. Gözaltıları protesto etmek üzere toplanan kalabalık bir grup da polisin tüm uyarılarına rağmen dağılmayınca yeniden gözaltılar yapıldı.

Olayın ayrıntısını Veryansın Tv’de yazdık. Ancak Furkancıların koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirleri hiçe saymaları bir yana, salgını fırsat bilip camiler ve namaz üzerinden yeni bir provokasyon yaratma peşinde oldukları değerlendiriliyor.

KORONA TEDBİRLERİNİ DE ERGENEKON’A BAĞLADILAR

‘Namazın engellendiği’ iddiasıyla sosyal medyada yoğun çalışma yapan Furkancılar, koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirleri de Ergenekon’a bağladı.

Furkan Vakfı’nın kurucusu Alparslan Kuytul, yaşanan gözaltılardan sonra yaptığı açıklamada “Her tarafta her şey serbest, camiye gelince yasak. Çocuk mu kandırıyorsunuz siz? Emniyeti Mao’cu komünistler ele geçirmiş gibi bir durum ben görüyorum. Ergenekoncular Emniyet’i ele geçirmiş gibi bir durum var. 28 Şubat’ı tekrar hortlattılar” ifadelerini kullandı.

Furkancıların da protestolarında kendilerine dağılmaları yönünde uyarılarda bulunan polislere “Çin taraftarı polis istemiyoruz” ve “Doğu Türkistan olmayacağız” şeklinde sloganlarla karşılık vermeleri dikkat çekti.

‘VİRÜS BAHANESİYLE CAMİLER KAPALI’

Alparslan Kuytul Twitter hesabından da şu mesajı yayınladı:

“Türkiye’de devletin içerisine sızmış din düşmanı bir komite var. Bu din düşmanı komite Ramazan’ın çok sönük geçmesini istedi. Bunu da başardı. Camiler kapalı, hepsi virüs bahanesiyle…

Birçok yerden duyuyoruz ki virüsten ölmeyen insanlar virüsten ölmüş gibi gösteriliyor ve bu süreç kasten uzatılıyor. Olağanüstü hâl süreci yalan dolanlarla, operasyonlarla nasıl kasten uzatıldı ise şimdi de bu virüs bir türlü bitmiyor.

100 bin kişinin öldüğü Amerika’da hayat normale dönüyor, 40.000‘e yakın İnsan ölen İspanya’da, İtalya’da, Fransa’da, Avrupa’da hayat normale dönüyor. Okullar bile açılıyor. İbadethaneler zaten daha önceden açıldı.

Ama Türkiye’de ibadethanelerden nefret eden bir din düşmanı komite var ve bunların ellerinde dosyalar var. Bunlar bu dosyalarla hükümete şantaj yapıyorlar ve hükümeti de esir almış gibi bir durum hissediyorum. Bunlar şu anda bu zulmü yapıyorlar, yaptırıyorlar, yukarılardan talimat gönderiyorlar ve ‘bunları ezin’ diyorlar.

Virüsü bahane ediyorlar. Bir güç virüsü bahane ediyor ve Türkiye’de diktatörlük kurmaya çalışıyorlar. Bunu çok açık bir şekilde görebiliyoruz. Sürekli bir şeyleri bahane ederek toplumun gözünü korkutmak istiyorlar.

Kimse kımıldamayacak, kimse konuşmayacak, basın açıklaması yasak, yürüyüş yasak, konferans yasak, teravih namazı yasak, cuma namazı yasak, itikaf yasak, Bayram yasak… Yasaklar ülkesi oldunuz!”

Mesafeyi koruyarak açık alanda namaz kılmak isteyenlere müdahale etmeye ne hakkınız var!
Furkan ProvokasyonaGelmeyecek

861 kişi bunun hakkında konuşuyor

MESAJLAR NE ANLAMA GELİYOR?

Özellikle sosyal medyadan ’28 Şubat’ı tekrar hortlattılar’ şeklinde yayılan söylemlerin ve Kuytul’un da açıklamalarının perde arkasında ne yatıyor?

Eski İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Avukat Adil Serdar Saçan ve gazeteci yazar Ceyhun Bozkurt konuyu Veryansın Tv için yorumladı.

‘PROVOKASYONA YÖNELİK BİR DAVRANIŞ’

Adil Serdar Saçan’ın değerlendirmeleri şöyle:

“Polis orada görevini yapmış. Dini örgütlerin özelliği budur. Kendilerine herhangi bir müdahale olduğunda karşılarındaki insanları, hemen din karşıtı, İslam karşıtı gibi gösteriyorlar. Halbuki alınan o tedbirler hükümet tarafından alınmıştır ve polis de onu uyguluyor. Vatandaşın sağlığı için alınan tedbirlerdir. Burada müdahale eden polise ‘Mao’cu’ falan demek tamamen çirkefliktir, iftiradır. ‘Çin taraftarı polis’ ne demek? Bu tamamen dini duyguları istismar etmek, provokasyona yönelik bir davranıştır.

‘PARTİLERİ BASANLARA DA ‘FURKANCI POLİS’ Mİ DİYECEKLER?’

Ramazan’dan önce koronavirüs tedbirlerine uymayıp doğum günü partisi yaptılar diye birçok yer basıldı. O zaman bunlara da ‘Furkancı polisler’ mi diyecekler?

Din kalkışmalı örgütlerin mantığını bildiğim için şunu söyleyebilirim; bunlara karşı bir yolsuzluk operasyonu yaparsınız hep ‘28 Şubat için yaptılar’ derler. Yahu hırsızlık, yolsuzluk yapmış adam belli… Çıkar amaçlı suç örgütü bunlar. Bunların amacı provokasyon yapmak.

Özel bir kasıt aramıyorum altında ama bunlara karşı kim ne yaparsa zaten din düşmanı, vatan haini olur. Genel bir provokasyonun parçası olduklarını düşünmüyorum. Tüm dini çıkar amaçlı suç örgütlerinin ortak özelliği budur.

Ayrıca bu insanların toplum sağlığını tehlikeye düşürmekten gerçekten işlem yapılıp gözaltına alınması lazım.”

‘ATATÜRK’E SALDIRILAR, CAMİLERDEN MÜZİK ÇALINMASI… HEPSİ BAĞLANTILI’

Gazeteci yazar Ceyhun Bozkurt’un Furkancıların son çıkışlarıyla ilgili yorumları ise şu şekilde:

“Furkan Vakfı’nın son yaptığının, son dönemlerde Türkiye’de yaşanan ve toplumsal gerilimi tırmandırma amaçlı çıkışlardan hiçbir farkı yok. Örneğin Atatürk’e saldırılar, liste söylemleri, camilere müzik yayını yapılmak suretiyle yapılan saldırılar vs. hepsi birbiriyle bağlantılı. Son iki olayı, yani İzmir’deki camilerden yapılanlarla Furkan Vakfı’nın eylemini de birbiriyle paralel görüyorum. Burada tabanında muhafazakar, dindar insanlarımızın etkili olduğu iktidar partisine karşı, muhafazakar kesimi ayağa kaldırıcı bir provokasyon. Bu kesimde “Hem camilerimizden müzik yayını yaptırıyorlar hem de namaz kıldırmıyorlar” algısı oluşturmak istiyorlar. Bu tür eylemlerin, olayların tesadüfi olmadığını, geçmişteki çok sayıda provokasyon kanıtlamıştır. Karşılıklı görünen ancak aslında aynı şer güç tarafından yönetilen gruplar harekete geçirilmiş durumda.

‘TÜRKİYE’Yİ PROVOKASYONLARLA HİZAYA GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Bunun nedeni de Türkiye’yi provokasyonlarla belli politikalarda hizaya getirmek ihtimali çok yüksek. Örneğin Doğu Akdeniz ve Libya gibi konularda ve Suriye’de Türkiye’nin gardını düşürmek istiyorlar. Devlet politikasını zaafa uğratmak, enerjimizi içe çevirmek ve böylece dışarıda zayıflatmayı amaçlıyorlar.

‘GLADYO YÖNTEMLERİNE ÇOK BENZİYOR’

Yöntem Gladyo yöntemlerine çok benziyor. Zaten FETÖ ve diğer unsurları tasfiye edildikçe ülkemiz içinde zayıflayan NATO’nun Türkiye içinde yeniden kadrolar oluşturmaya çalıştığı biliniyor. Bunun tezahürü olarak değerlendiriyorum.”