CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “Atatürk demeyi tercih etmiyorum” dedi, CHP içerisinden sırasıyla tepkiler yükseldi.

Üç dönem milletvekilliği yapan Uluç Gürkan “Atatürk ifadesini kendisine ait hissetmeyen birisinin bırakın parti kademelerinden yönetici olmayı, CHP’ye üye bile olmaması gerekir” diye yanıtladı.

CHP İzmir Milletvekilli Tuncay Özkan, sosyal medya hesabından “Atatürk zaferin adıdır. Yedi düveli geldikleri gibi gönderen O’dur” paylaşımı yaptı.

CHP İzmir Milletvekilli Atila Sertel, “Atatürk diyemeyen bir il başkanına da gereken ders verilmezse bu da bizim en büyük ayıbımızdır” paylaşımı yaptı.

CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, “Partimizin bir il başkanı Atatürk demeyi tercih etmezmiş. Milletin gönlüne koyup haykırdıktan sonra sen demesen ne yazar. Ama unutma burası CHP” paylaşımı yaptı.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi,”Atatürk’ün ismini anmakta tereddüdü olanlar O’nunla problemi olanlardır” paylaşımı yaptı.

CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, “Atatürk demekten rahatsız olanlar, gözlerinizin içine bakarak haykırıyoruz Mustafa Kemal Atatürk bizim yol göstericimizdir. Atamızı her seferinde polemik konusu yapan kişi o koltuğa yakışmıyor, bizleri temsil etmiyorsun” paylaşımı yaptı.

CHP içerisinden gelen tepkileri daha da arttırabiliriz fakat yapılan vurguların hepsi ortak.

TEPKİ GÖSTERENLERE SORUYORUZ
CHP içerisindeki tartışmanın çizgisi, kim daha fazla Atatürk diyecek? Herkes hep bir ağızdan Atatürk demeye başladı. Görünen o ki en çok Atatürk diyen ipi göğüsleyecek.

Yukarıdaki isimlere ve Kaftancıoğlu’na bu meseleden tepki gösterenlere sormamız gereken bazı sorular var:

1 Canan Kaftancıoğlu, Ermeni Soykırım yalanını tanırken Atatürkçülüğünüz neredeydi?

2 Canan Kaftancıoğlu, Savcı Selim Kiraz’ı şehit eden DHKPC terör örgütünün cenazelerine giderken Atatürkçülüğünüz neredeydi?

3 Canan Kaftancıoğlu, HDP ile ‘’faşizme’’ karşı omuz omuza mücadele ederken Atatürkçülüğünüz neredeydi?

4 Partiniz, Selahattin Demirtaş’a şeref madalyası takarken Atatürkçülüğünüz neredeydi?

5 Partiniz, Diyarbakır’a gidip HDP’ye karşı direnen anneleri ziyaret etmek yerine kayyum atanan HDP Belediye Başkanının yanına giderken Atatürkçülüğünüz neredeydi?

Soruları da çoğaltabiliriz. Fakat CHP içerisindeki bir kesim Atatürk’ü arayacak ve soracak olursa, Kaftancıoğlu’nun açıklamasından değil bu sorulardan başlamalı. Çünkü Atatürk bu soruların içinde.

Maalesef CHP içerisinde kim daha fazla Atatürk derse o Atatürkçü. Ne yaptığının bir önemi yok. Yeter ki Atatürk desin, gerisi boş.

CHP’LİLERİN VİCDAN AZABI
CHP tabanının siyasi bilinci o kadar uyuşturulmuş ki Türkiye’nin en büyük ilinde Kaftancıoğlu gibi PKK güzellemecisi, soykırım destekçisi bir il başkanına sahip olmanın vicdan azabı, ancak “Atatürk diyemedi” tartışmasıyla açığa çıkıyor. Ama mesele Kaftancıoğlu, yoksa bir isim telaffuzu değil. CHP'lileri kıvrandıran gerçek bu.

Çünkü bir adım sonra Kaftancıoğlu'nu kim seçtirdi, parti böyle bir il başkanını nasıl sineye çekti soruları gündeme gelir. Böylece YCHP gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır öfkeli “Atatürkçü”lerimiz. O yüzden oradan kaçıyorlar kaçabildikleri kadar.

Oysa Kaftancıoğlu takımı yönetim kademesinde “ulusalcı dinazorları tasfiye ettiklerini” övünerek anlatıyor. CHP tabanı da kaçınılmaz olarak bir kırılma yaşayacak. Siyasi gelenekler ve alışkanlıklar ile CHP'ye tutunan kitlenin bu vicdan azabı, sonunda siyasi esaslara da dokunmak zorunda.

Öbür türlü Kaftancıoğlu’yla mücadele ona Atatürk dedirterek mi olacak? Atatürk dedi diyelim, bu mücadele başarıya mı ulaşacak?

Yani Sayın Kaftancıoğlu, Mustafa Kemal yerine Mustafa Kemal Atatürk deseydi, Atatürkçü mü olacaktı? Kaftancıoğlu’nun Atatürkçü olmadığını bu söyleminden fark edenler, Atatürk’ü yanlış yerde arıyorlar.

Burada sorun Canan Kaftancıoğlu’nda değil, doğrudan CHP’de. Kaftancıoğlu, CHP yönetiminin politikalarının aksine bir şey yapmıyor. Diğerlerinden eksik yaptığı Atatürk demesiymiş. Kaftancıoğlu bir bakıma daha dürüst! Fakat mesele Atatürk demekte değil.

CHP içerisinden Kaftancıoğlu’na gelen eleştiriler bile Atatürkçü değil.

ATATÜRK SÖYLEMDE DEĞİL EYLEMDE
Atatürk’ü sadece söylemlerde arayan her yaklaşım bizi yanıltmaya açıktır. Söylemler önemlidir fakat o söylemler eylemle birleşmiyorsa bir anlamı yoktur. Yani sabah akşam Atatürk diyen birisinin, HDP’yle daha doğrusu PKK’yla işbirliğini savunmasının Atatürk’le en ufak bir ilgisi var mı?

Ya da yakasından Atatürk rozetini düşürmeyen, kravatından Atatürk’ü eksik etmeyen bir kişinin DHKPC terör örgütü mensuplarını savunmasının Atatürk’le uzaktan yakından bir alakası var mı?

Bu eylemleri gerçekleştirenler Atatürk’e en çok zararı verdiklerinin farkında değiller mi?

Atatürk’ü görmek istiyorsak, Türkiye’nin savaş mevziisine bakmamız lazım. Atatürk’ü anlamayanlar, onu bulamıyor.

Atatürkçülük de sembollerde değil. Türkiye 2015’ten bu yana PKK terör örgütüyle mücadele ediyor. 2014 yılından bu yana FETÖ’yle kararlı bir mücadele yürütüyor. Mavi Vatanımızda egemenlik haklarımız için mevzileniyor. İşte Atatürk burada. Atatürkçülükse bu cephelerde Türkiye’nin kazanmasını arzulamak ve eksikleri nihai zafer için giderilmesini sağlamaktır.

CHP tarafından emperyalizme karşı savaşmayan, ona teslim olan bir Atatürk icat edilmeye çalışılıyor. Savaştan kaçanlar hatta yürüyen savaşa bozgunculuk yapanlar kendilerine bir Atatürk yaratıyor. Terörle mücadele etmeyen, FETÖ’ye özgürlük tanıyan, Türkiye’yi tekrar Atlantik sistemine entegre etmek isteyen bir Atatürkçülük olur mu?

CHP’nin milli politikalara dönmesini arzularken HDP’ye sempatiyle bakmaya başlayanların yaşadığı ideolojik dönüşüm de Atatürkçülükten nasıl kopulduğunu göstermektedir.

Bu kişilere bir de kitap önerimiz olacak. Attila İlhan’ın ‘’Hangi Atatürkçülük’’ kitabında kendilerini bulacaklar.

Attila İlhan 19 Mayıs 1977’deki yazısını “Atatürkçüyüm filan da derler ya, hikaye, Kemal Paşa bunların alayını bir pula harcardı” diye bitiriyor. Büyük ustaya 43 yıl sonra da katılmamak mümkün değil.

CHP içerisinde mevcut siyasetlerden rahatsız olan kişilere de naçizane Atatürkçülüğün gerçek mahiyetini ve bugün taşıdığı sorumlulukları hatırlatmayı görev biliriz.

Atatürk, İkinci İstiklal Savaşı’nın en önünde. Atatürkçülüğün sınanma mevzisi de burasıdır.

Yıldırım GENÇER | TGB Genel Başkanı

tgb.gen.tr