Türkiye, temmuz ayında Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini, Almanya ve Avrupa Birliği'nin (AB) isteği üzerine geri aldı. Navtex'in ertelenmesine karşı çıkan Gürdeniz'in söyledikleri bugün anlaşıldı. Türkiye, Oruç Reis ile bölgede faaliyetleri başlatırken, dünya basını yaşananları Amiral Cem Gürdeniz'e soruyor...
Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Mısır, Türkiye'yi ana karasına hapsetme planları peşinde koşarken, Türkiye bu plana Oruç Reis'in Doğu Akdeniz'deki sismik araştırma faaliyetlerini sürdürerek yanıt veriyor.
Doğu Akdeniz'de yaşanan son gelişmeleri "Mavi Vatan"ın isim babası Veryansın TV yazarı Amiral Cem Güreniz değerlendirdi.
Son gelişmeler fikirleri dünya basınına yansıyan Gürdeniz ile birçok ülkeden yayın organları söyleşiler yaptı.
Gürdeniz, Independent Turkçe'ye de konuştu. İşte o haberden bir bölüm:
'TÜRKİYE'NİN MAVİ VATAN MÜCADELESİ 21. YÜZYILDAKİ EN BÜYÜK JEOPOLİTİK AĞIRRLIK MERKEZİDİR'
Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşık 100 yıl önce anavatanda toprak bütünlüğünü, egemenliğini her yönüyle tesis etmiş olsa da günümüzde Karadeniz hariç, Ege ve Akdeniz'de ciddi şekilde kuşatılma sorunu yaşadığını belirten Gürdeniz, Mavi Vatan mücadelesinin 21. yüzyıldaki en önemli jeopolitik ağırlık merkezi olduğu görüşünde.
"Mavi Vatan sadece deniz yetki alanı mücadelesi değildir. Türkiye'nin, Akdeniz ve Ege'den koparılmasına ve Anadolu'ya hapsedilmesine karşı çıkmanın adıdır" diyen Gürdeniz, Mavi Vatan'ın günümüzün "Misakı Milli'si" olarak nitelenmesi gerektiğini belirtti.
Gerginliğin, Yunanistan'ın özellikle Ege adalarını silahlandırması, kıta sahanlığı sorunu, Kardak benzeri egemenliği hiçe sayan anlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş adacık ve kayalık sorunlarından kaynaklandığını belirten Cem Gürdeniz, Sevilla Üniversitesi haritasına atıfla "Yunanistan'da ve AB'de kullanılan haritalara bakarsanız, Türkiye'yi karasularıyla baş başa bırakan ve adeta boğmaya çalışan, hayali bir tablo görürsünüz" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Gürdeniz, Yunanistan'ın, Girit, Kerpe, Kaşot, Rodos adalar zincirinin ana kıtanın devamı gibi Doğu Akdeniz kıta sahanlığından pay alacağını, benzer şekilde 20 kilometrekarelik Meis adasının bin 700 km kıyısı olan Anadolu'ya nazaran neredeyse 4045 bin kilometrelik deniz yetki alanına sahip olabileceğini iddia ettiğini belirtti.
'2. SEVR, TÜRKİYE'Yİ AKDENİZDEN KOPARMAKTIR'
Türkiye'nin Akdeniz'den koparılıp karaya hapsedilmeye çalışıldığını ifade eden Cem Gürdeniz, yapılmaya çalışılanı "2. Sevr" olarak niteledi:
Bu şekliyle Yunanistan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını gasp etmektedir. 2. Sevr diyeceğimiz bu durum, Türkiye'yi Akdeniz'den, onun siyasetinden ve uygarlığından koparıp, karaya hapsetme girişimidir. Bu yalnızca deniz yetki alanı sınırlandırması krizi değildir! Bu durum, AB ve ABD'nin onayladığı bir tutumla Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın vekil devletler olarak kullanıldığı stratejiyle Türkiye'nin Akdeniz'den koparılmasıdır! Halbuki Türkiye, Mustafa Kemal'in 1 Eylül 1922'de ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri' direktifiyle Anadolu'yu ve Türkleri, Karadeniz'de kısıtlı bir sahil şeridine hapsedilerek Akdeniz'den koparılmasına müsaade etmedi. 1933 yılında Mustafa Kemal'in bu direktifiyle Türkiye, Akdeniz medeniyeti ile buluştu.
"Türkiye Cumhuriyeti ikinci Sevr'i yırtıp atmaya kararlı"
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Sevr'in 100. yılında, denizdeki "ikinci Sevr'i" yırtıp atmaya kararlı olduğunu da sözlerine ekledi.
'TÜRKİYE İÇİN DENİZLERDE VAROLUŞ MÜCADELESİ'
İçinde bulunulan konjonktürü, Türkiye için "denizlerde varoluş mücadelesi" olarak tanımlayan Gürdeniz, mevcut krizin Yunanistan'ın tutumuna bağlı olarak barış ve diyalogla çözülmesini umsa da bozulan güven ortamını yeniden tesis etmenin de zaman alacağı görüşünde.
Ufukta sıcak temas ihtimalini de sorduğumuz Cem Gürdeniz, bu durumun Yunanistan'ın tutumuna bağlı olsa da Yunan tarafının Türkiye'yi karşısına almayı göze alamayacağını savundu.
Türkiye ile Yunanistan'ın gücünün askeri güç başta olmak üzere hiçbir açıdan kıyaslanamayacağını belirten Gürdeniz, sismik araştırma yapıyor diye Oruç Reis gemisine müdahalede bulunulmasının, Türkiye'ye kendisini koruma hakkı vereceğini, sonuçlarının Yunanistan açısından ağır olacağını, Yunan tarafının bunun hesaplarını yaptığını kaydetti.
'ABD VE RUSYA SİLAHLI ÇATIŞMA İSTEMEZ'
ABD ve Rusya'nın da bölgede silahlı bir çatışmadan taraf olmayacağını savunan Gürdeniz, Rusya'nın dış ticaretinin yüzde 60'ına yakınının Türk boğazları ve Ege'den geçtiğini, burada çıkacak olumsuz bir durumun deniz ticaretini aksatacağı gerekçesiyle gerginliğin artmasının istenmeyeceğini öne sürdü. Doğu Akdeniz'de tansiyonun yükselmesinin bölgedeki dengeleri sarsabileceğini ve ABD'nin buraya destek kuvvet göndermek zorunda kalabileceğini ifade eden Cem Gürdeniz, "ABD böyle bir şeyi istemez. Yaşananların çatışmaya döneceğini sanmıyorum" dedi.
Doğu Akdeniz'de sismik araştırma yapan MTA Oruç Reis gemisine batı destekli Yunan müdahalesi gerçekleşmesi ihtimalini düşük gören Gürdeniz, böyle bir durumun söz konusu olması halinde Türkiye'nin NATO'dan ayrılacağını, bu durumun örgütün güney kanadında çöküş anlamına geleceğini ve NATO'nun sonunun gelebileceğini savundu.
GÜRDENİZ DÜNYA BASININDA
Birleşik Arap Emirlikleri'nden yayın yapan The National'a konuşan Gürdeniz, Türkiye'nin NATO'dan bağımsız olarak kendi stratejilerini geliştirdiğini söyledi.
Cem Gürdeniz, TRT World yayınında yaşanan son gelişmeleri anlattı...
İtalyan haber ajansı AGİ'ye konuşan Gürdeniz, "ABD, Yunanistan'ı tetikçi olarak kullanıyor. Ancak geri adım atmayacağız, savaş gemilerini kullanmaya hazırız" dedi.