Reform açıklamaları ile Türkiye’nin stratejik yönelimi olan Asya’dan vazgeçerek yeniden Atlantik’e yöneleceği beklentisine kapılanlar Arınç’a da sahip çıktı. Her tartışmada Atlantik siyasetlerinde mevzilenenlerin desteği, Arınç’ın Ak Parti içinde temsil ettiği siyasetlerin ne olduğu konusunda da bize fikir veriyor. Bu konuda Karar gazetesi Yazarı Yıldıray Oğur “Arınç, Ak Parti içinde, eski Ak Parti’yi temsil eden son isimlerden biriydi” tespitini yapıyor. Yeniden Atlantik’e yönelme beklentisine kapılanlar önce “Arınç’ın açıklamaları Erdoğan’dan habersiz olamaz” dediler. Ak Parti ve Erdoğan’ın eski siyasetlere yöneleceğini söylediler. Hatta Davutoğlu ve Babacan ile tekrar kulacaklaşılması gerektiğini ifade eden bile oldu. Cumhurbaşkanı’nın Arınç’ı eleştirmesinden sonra “MHP’yi ürkütmemek için böyle konuştu” dediler. Arınç’ın istifası sonrası hala benzer yorumlarda bulunanların olması dikkat çekiyor. 2014 sonrası girilen rotanın Türkiye için stratejik olduğunu kavramak, bu yönelişi önceden öngören bir programa sahip olmakla mümkün.
Kübra ParHabertürk
7 yıllık güvenlikçi paradigmanın 7 günde değişmeyeceği kesinleşti. ‘Reform’ ve ‘yeni dönem’ söyleminden vazgeçilmedi ama zamana yayarak ve alıştıra alıştıra bir dönüşüm deneneceği belli oldu. Arınç’a en çok Kavala ve Demirtaş kızmış olmalı. AİHM ve AYM kararları gereği, sessiz sedasız bir tahliye belki de mümkünken, ötelenmiş oldu.
Muharrem SarıkayaHabertürk
Arınç’ın da hem istifasında, hem de o gün dile getirdiği gibi isimlere girmese yine aynı şey olur muydu? Hiç sanmam… Çünkü TBMM AK Parti grubunun bulunduğu kulise veya bazı odalardaki konuşmalar Arınç’ın söylediklerinin çok daha ilerisinde. Ancak onlar hiçbir zaman devam etmekte olan bir davanın taraflarını, isimlerini kullanarak bunu dile getirmediği için belki tartışma dışı kalıyorlar. Aynı cümleleri 20 yıl önce de TBMM kürsüsünden kurdu: (…) Bunları söylediğinde o gün iktidarda DSP, ANAP, MHP koalisyonu vardı, milletvekilleri tepki koydu; ama o bildiğini hep söyledi. Bir haksız tutuklanmalara direndi, yine paratoner gibi şimşekleri üzerine çekti.
Kemal ÖztürkHabertürk
O televizyon programında Arınç’a soru soran gazetecilerden biriydim. 3 Saate yakın süren programı izleyenler, Arınç’ın “değişim ve reform iradesini gördüm” dediği Erdoğan’a nasıl heyecanla ve hararetle destek verdiğini görmeleri gerekir. Erdoğan’a, AK Parti’ye olan methiyelerini abartılı bulanlar bile vardı. Belki de bu heyecanının kurbanı oldu. Artık her şeyi konuşabileceğini ve tartışabileceğini sandı. Düşünebiliyor musunuz, çocuk katili PKK, masum sivillerin katili FETÖ mensubu bile ilan edildi. Daha tuhafı, Arınç’ı reform sürecini sabote etmekle suçladılar. Hakaretleri, ahlaksızca küfürleri saymıyorum… Utanç verici. O iki ismi zikretmese (ki yanlış olduğunu sonradan kendisi de söyledi), Demirtaş’ın kitabına gereğinden fazla önem vermese, o program bir hukuk adamının, yargıda yapılacak reformlar için Erdoğan’ın en önde gelen savaşçısı olacağını düşünürdü.
Mustafa KaraalioğluKarar
Cumhurbaşkanı’nın faiz kalıbıyla ifade edelim: Mutlak yetki sebep, başarısızlık sonuçtur. Erdoğan, gerçek anlamda reform niyeti taşıyorsa öncelikle yetki kullanım tarzından ne kadar fedakarlık yapabileceğini, farklı görüşlere ne kadar tahammül edebileceğini hesaplamalıdır. Bırakın ortak aklı, en küçük eleştiriye bile tahammül göstermeyen, itiraz edeni hain diye yaftalayan sistemden vazgeçme cesareti yoksa gerisi anlamsızdır. Oy kaygısıyla yapılan hamleye reform denmez, dense de ömrü uzun olmaz.
Akif BekiKarar
Reformdan Kavala ve Demirtaş’ın da kastedildiği ortada. Ama ortaklık bozulacak endişesiyle değilmiş gibi yapıldı. Kabak da bu yüzden Arınç’ın başına patladı. Arınç, MHP’yi test etmek için Cumhurbaşkanı’yla danışıklı konuşmayacak bir yalnız kurt. Onu hedefe koymak, kurban seçmek, yedirilmesini istemek ve yedirmek de kolay. Erdoğan ve Gül’le birlikte, AK Parti’nin kurucu triosundandı. ‘Son Mohikan’ Arınç da üçlü fotoğraftan eksiltildi. Ama kapıya dayanan krizi ancak üç vakte kadar erteler. Cumhur İttifakını, tutturulacak yeni istikametle yüzleşmekten kurtarmaya yetmez. Korkunun, dama atılacak pabuca faydası yok.AB treni kalkıyor, reform mecburi istikamet, yolcusu kalmasın, bir iki!
Yıldıray OğurKarar
Arınç, AK Parti içinde, eski AK Parti’yi temsil eden son isimlerden biriydi. Dün hatıratı ve verdiği röportajlarda AK Parti’nin devletleşmesini, milliyetçileşmesini ve Kürt siyasetini eleştirdiği için disipline sevk edilen eski Diyarbakır milletvekili İhsan Arslan da o kurucu değerleri temsil eden isimlerden biriydi. İkisinin de ısrarla parti içinde kalma, itirazlarını içeriden dillendirme çabasının ne kadar beyhude olduğu son olaylarla birlikte ortaya çıktı. Artık içeride ikisinin eleştirilerini dinleyecek hatta anlayacak pek kimse kalmadı, fikirleri muhtemelen demode bulunuyor. Belki Arınç, Cumhurbaşkanlığı istişare kurulundan istifa ederken AK Parti’den istifa etmediğinin altını çizdi ama AK Parti zaten çoktan o ve diğer kurucularından istifa etmişti.
Aydınlık