Kamuya girişlerde mülakatın ‘torpil’ aracı olarak kullanıldığı yönünde eleştiriler artıyor. Yazılı sınavlarda yüksek puan alan kişilerin mülakatta elendiği iddia edildi. Talep: mülakatların kaldırılması ya da videoyla kayda alınması

OLCAY KABAKTEPE / ANKARA GARİP BALÇAK

Kamuya giriş sınavlarında mülakat tartışması büyüyor. Yapılan sözlü mülakatların torpillilere sınav kazandırmaya dönüştüğünü belirten vatandaşlar, sendikalar ve barolar, “mülakat tiyatrosu”na son verilmesini istediler. Mülakat zorunlu ise mülakatın kamera kaydının yapılmasını ve sınavı kaybeden kişilerin neden kaybettiğinin, kazananın niye kazandığının belgelenmesi talep edildi. Kamuya girişlerde uygulanan mülakat sistemine tepki giderek büyüyor. Yazılı sınavlarda yüksek puan alan kişilerin mülakatta elenmesi, düşük puan alanların sınavı kazanması sınavları hak edenlerin değil, “torpillilerin” ve “yandaşların” kazandığı tartışması yarattı. Yargıda son yapılan sınavlar ve mülakattaki elemeler tepkileri daha da büyüttü. Sınavlarda mülakat uygulamasının masaya yatırılmasına yol açtı.

‘ELENME GEREKÇESİ BELLİ DEĞİL’

Aydınlık’a konuşan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, “Mülakat konusu bugünün sorunu değil. Daha önce cemaat yapılanması varken de aynı durum söz konusuydu. O zaman da aynı uyarılarda bulunuyorduk. Yazılı sınavda başarılı olduğunu gördüğümüz bazı arkadaşlarımızın hangi gerekçeye dayandığını bilmeden mülakatta elendiğine şahit oluyoruz” bilgisini verdi.

Erin%C3%A7%20Sa%C4%9Fkan
Erinç Sağkan

‘MAHKEMEDE İSPAT ETME OLANAĞI OLMALI’

Liyakatın değil de başka unsurların seçim yeterliliği olarak kabul edildiğini gördüklerini kaydeden Sağkan, şöyle devam etti: “Öncelikle kamera kaydı ile mülakat yapılmalı. Kişiler en azından haklarını ararken, haklı olup olmadıklarının tespiti mümkün olabilir. Bu bir yöntem olarak kullanılabilir. Bir kişi hakkının yendiğini iddia ediyorsa, bunu mahkemelerde ispat etme olanağı olmalı. Aslında hukuk devletinde böyle şeylere ihtiyaç duyulmaması gerekir. Maalesef gelinen noktada herkesin aklında bir şüphe var mülakatlar konusunda. Kamudaki birçok personel alımında bu geçerli.”

‘HAK YEME DEĞİRMENİ

‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan yargılanan bir sanığın beraatına hükmettikten sonra hakkında ‘Yer değiştirme’ cezası verildiği iddiasıyla gündeme gelen Hakim Aydın Başar, son olarak Erzurum Hakimliğinden, Kars Hakimliği görevine getirildi. Sosyal medya sayfasından paylaştığı yazılarla dikkat çeken Hakim Başar, mülakat sistemini eleştiren bir yazı paylaştı.

“Mülakat Tiyatrosu Hak Yeme Değirmeni Sahne1” başlığını atan Başar, insanların üniversiteden sonra yeni sınavlara girmek zorunda olduğunu hatırlatarak, “KPSS sınavlarına girdiler, hakimliksavcılık sınavlarına girdiler, mühendislik sınavlarına, hesap uzmanlığı sınavlarına girdiler. En yüksek notları aldılar. İyi ki üniversite sınavlarında mülakat yoktu. Yoksa o büyüklerinin siyaset ve ayrımcılıkla kirlenmiş vicdanlarında, mülakat denen tiyatroda ve hak yeme değirmeninin taşlarında hakları yok olur gider ve üniversite bile okuyamazlardı” ifadelerini kullandı.

‘Mülakat denilen bir tiyatro ve devleti baştan kirleten bir tiyatronun farkında değildi bu ülkenin yağmur taneleri’ diyen Başar şu değerlendirmelerde bulundu: “Büyükleri yol gösterdiler, ‘Başarı önemli değil, referans bul, siyasetçi bul, güçlü adam bul’ diye. Devletin temeli baştan çirkinlik, ayrımcılık ve adaletsizlik üzerine kuruluyordu. Ve her dönemde genel geçer kural, iktidar da kim varsa onun uzantılarına ulaşmaktı. Ve hatta bir dönem bu ülkenin en kötü zamanını yaşatan terör örgütünden referansın yoksa hakim bile olamıyordun. T.C’ye ihanet için mi yetiştirildin, işin T.C devletinde hazır oluyordu. Mecburen o ihanetle yetişmeyenler bile o örgütten referans almak zorunda kaldılar. Bu ülkenin meslekte yükselme sınavlarında da değişen bir şey yoktu. En iyi puanı sen mi aldın hiç önemli değildi. Mülakatta 55 verilip, senden düşük olan senin önüne geçebiliyordu.”

Başar daha sonra şunları söyledi: “Dünün tüm mülakatları hukukun konusu olsa, o mülakatlarda görev yapan tüm görevlilerin suç işlediği sabit olur. Ve devletin liyakat, başarı ve çalışkanlık kriterlerinin yok olduğunu görürsünüz. Bu düzeni yok ediniz. Mülakat denilen tiyatroyu yok ediniz. Bu ülkenin yağmur tanesi çocuklarının T.C kimlik numarasına, emeğine, hayallerine saygı duyunuz. Devletin mimari projesinde bunlar yazıyor. Yoksa imara aykırı bir devlet kurarsınız. Ve böyle bir devletbina büyük depremlere dayanmaz.”

‘KİMİN TORPİLİ DAHA İYİ ?’

Aydınlık'ın ulaştığı başka bir aday da hakim ve savcı adaylarının mülakat süreçlerine ilişkin şu bilgileri verdi: “Bazı cemaat, tarikat ve siyasal grupların kendi kontenjanları var. Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan kimseler tarafından mülakatı kolaylaştırılan kişiler de var. Sınav sonrasında açılan mülakat kontenjanları arasında referansı yani torpili olmayan kişiler elendikten sonra sıra kimin daha iyi torpili var kısmına geliyor. Bu kimin daha iyi torpili var kısmında da torpili aşağı seviyede olanlar eleniyor. Geleceğin hakim ve savcılarının seçildiği bu sistemde liyakat yok demek yerinde olacaktır.”

‘SINAVI ÜÇ KEZ KAZANDIM ÜÇ KEZ ELENDİM!’

Hakim ve savcı olmak isteyen binlerce hukuk fakültesi mezunu Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen Adli Yargı Hakimlik ve Savcılık Adaylığı Sınavına giriyor. Binlerce adayın bulunduğu sınavda ilk 2 bin kişi arasında bulunanlar mülakata girmeye hak kazanıyor. Sınava üç kez giren Mahpare Tanın, daha önce girdiği sınavlarda 127’inci ve 205’inci olmasına rağmen mülakatı geçemedi.

Mahpare%20Tan%C4%B1n
Mahpare Tanın

Kazandığı sınavlardan mülakat sistemi ile haksız bir şekilde elendiğini söyleyen Tanın, sosyal medya hesabından şu mesajları paylaştı: “İyi geceler Türkiyem, bugün HakimlikSavcılık Mülakat sonuçları açıklandı. İlk sınavımda 18753 kişi içerisinde 127’inci oldum. Yaklaşık 90 puan aldım. Biyokimya bölümü mezunuyum. Erasmus bursu ile bir yıl İspanya’ya eğitime gittim. Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesini ikinci üniversite olarak okudum. Fakülteyi birincilikle bitirdim. Mülakata başvurduğum dönemde özel hukukta yüksek lisans da yapıyordum. İyi seviyede İngilizce biliyorum. Anadil seviyesinde İspanyolca biliyorum. Elendiğimi diğer sınavdan bir gün önce öğrendim. Ağlaya ağlaya sınava girip ikinci sınavda da yaklaşık 10 bin kişi içinde 205’inci oldum. Yine elendim. Bu yıl hiç çalışmadan girdim yine kazandım ve elendim. Fetöcü değilim, terörle bağlantım yok. Peki neden mi elendim? Çünkü AKP’li ya da tarikatlı dayım yok, hiçbir cemaate de bağlı değilim! Hakim savcı alırken bile torpil yapılıyor bilinsin istedim. İyi geceler, uyumaya devam edelim.”

‘LİYAKATA OLAN İNANCIMI KAYBETTİM’

Tanın, Aydınlık’a verdiği demeçte Ege Üniversitesi Biyoteknoloji Ağırlıklı Biyokimya Bölümü 2009 mezunu olduğunu, 20062007 yılları arasında İspanya Universidat Miguel Hernandez de Elche’de Biyokimya eğitimi aldığını söyledi. 2016’da Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni birincilikle bitirdiğini, aynı yıl Akdeniz Üniversitesi’nde Özel Hukuk Bölümü yüksek lisansına sınavı birincilikle kazanarak girdiğini söyleyen Tanın, “Bu süreç psikolojimi çok etkiledi. Liyakata olan inancımı kaybettim. Tezimi yarıda bıraktım” dedi.