Millî Mücadele karşıtı faaliyetleri sonrasında idam edilen İskilipli Atıf için Çorum’da anma düzenlendi. Anmanın ardından açıklama yapan Vali Mustafa Çiftçi, İskilipli Atıf’ı ‘din mazlumu’ ilan ederek İstiklâl Mahkemelerini hedef aldı

Cumhuriyet’in ilk yıllarında halkı ayaklandırmaya çalıştığı gerekçesiyle İstiklal Mahkemelerinde idam edilen İskilipli Atıf Hoca için Çorum’da anma düzenlendi.

4 Şubat’ta düzenlenen anmaya Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Hitit Üniversitesi Rektörü Ali Osman Öztürk, Yeni Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aşıla ve AtıfDer Başkanı Mustafa Lek katıldı.

İskilipli Atıf’ın mezarı başında yapılan anmayı Twitter hesabından paylaşan Vali Mustafa Çiftçi’ye çok sayıda tepki geldi. İskilipli Atıf’ın vatan haini olduğunu vurgulayan vatandaşlar Vali Çiftçi’ye “İskilipli Atıf’ı değil Milli Mücadele destekçisi Rıfat Börekçi’yi ziyaret edin” dedi.

VALİ: SON DEVRİN DİN MAZLUMU

Tepkiler üzerine önceki gün açıklama yayınlayan Vali Çiftçi, İskilipli Atıf’ın “haksızcahukuksuzca” idam edildiğini iddia etti.

Uğur Mumcu’nun 11 Kasım 1992’deki yazısını referans göstererek İstiklal Mahkemelerini hedef alan Vali, İstiklal Mahkemelerinin ihtilal ve savaş döneminde rastlanan antidemokratik infaz kurulları olduğunu öne sürdü. İskilipli Atıf’ın “son devrin din mazlumu” olduğunu söyleyen Vali Çiftçi, son olarak Sezai Karakoç’un sözünü referans göstererek, “Biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak” dedi.

İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR?

Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı 4 Şubat'ta Aydınlık'ta “İskilipli Atıf Hoca meselesi” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Elmacı “Söylenilenin aksine hiçbir zaman 'sadece şapka giydiği veya din adamı olduğu' için insanlar asılmamıştır” diyor ve şunu soruyor: “1924’te; bir kitap yazarak ülkeyi karıştırdığını görseydiniz ve devrimin en önemli döneminde bir sene sonra yine bu kitabın tekrar bastırılarak halkın temiz dinî duygularının oynanarak isyana teşvik edildiğini, birçok kırsal bölgede isyan çıktığını, bunlardan bir tanesinde; 3000 kişinin bir jandarma subayını ağır yaraladığını, halktan üç kişinin öldüğünü, bu sebeple sıkıyönetim ilan edildiğini yaşasaydınız ne yapardınız?”

İskilipli Atıf Hoca’nın başkan yardımcısı olduğu Müderrisler Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni destekliyordu. Müderrisler Cemiyetinin; Sivas Kongresi'nin ardından gazetelerde de yayınlanmış Eylül 1919 tarihli bildirisinde “Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvâyı Milliyye maskaraları” ifadeleri kullanılıyor, 'savaşı kaybettik uslu uslu oturalım' öğüdü veriliyor.

Elmacı bildirinin “Nisan 1920 yılında Ankara’daki vatanseverlere karşı çıkartılan 'Anadolu’daki halife ve din düşmanlarının öldürülmesinin caiz olduğu' şeklindeki İstanbul Hükümeti'nin fetvasının bir ön çalışması” olduğunu söylüyor. Çünkü bildiride Atatürk ve silah arkadaşları için “Memleketin başına bu kadar felaket getirmiş olan bu hainler daha yaşatılacak mı?” deniyor.

Şeriat mı geliyor?