Batı’da eğitim gördü, Dünya Bankası’nda çalıştı. ‘Ekonomiyi kurtaracak’ diye Afgan ekonomisinin başına geçti ve ülkeyi rekor düzeyde borçlandırdı. ABD’nin kukla iktidarında Cumhurbaşkanı yapıldı, en sonunda ABD hezimetini paylaşarak vatanını bırakıp kaçtı.

ORÇUN GÖKTÜRK / HABERANALİZ

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin geçmişten günümüze inşa ettiği kukla rejimler hep aynı kaderi paylaştı. Latin Amerika’dan Asya’ya, Doğu Avrupa’dan Afrika’ya dünyanın dört bir yanında ABD’nin işgal ederek ya da askeri darbelerle oluşturduğu rejimler ve işbirlikçi liderler aynı sonu yaşadı. Eşref Gani 21 Haziran 2014’te Afganistan’da ABD’nin kurduğu hükümette Cumhurbaşkanı yapıldı fakat Gani’nin işbirlikçi hayatında bulunduğu görevler bununla sınırlı değil.

DÜNYA BANKASI’NDA ÇALIŞMIŞTI

Gani, 12 Şubat 1949’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kabil’de tamamladıktan sonra Beyrut Amerikan Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nden mezun olarak Amerikan tedrisatından geçti. Ekonomi ve antropoloji okuyan Gani, 2002 yılında Afganistan’a dönmeden önce Dünya Bankası’nda çalıştı.

ABD işgalinden sonra Afganistan’a dönen Eşref Gani, 20022004 arasında işgalci hükümette Maliye Bakanı olarak çalıştı. Taliban hükümetinin yıkılmasından sonra sözde “Afgan ekonomisini toparlamak” amacıyla Afgan ekonomisinin lideri olan Gani, bu alanda başarılı olamadı. Ekonomiyi yönettiği 20022004 döneminde Afganistan rekor düzeyde borçlandı. Afgan devleti, milli gelire oranı 2002’de yüzde 346, 2003’te yüzde 271 ve 2004’te yüzde 245 rekor düzeyde borçlandı. Maliye Bakanlığı görevini bırakınca ise bu oran 2 yıl içerisinde tekrar yüzde 79 seviyelerine iniyor. Gani, 21 Eylül 2014’te işbirlikçi hükümetin başına geçirilerek Afganistan’a Cumhurbaşkanı yapıldı.

Bu rakamlara bakılınca ABD’nin Afganistan’ı yağmalamasında Gani’ye verdiği görev daha da açığa çıkıyor. Bu süreç içerisinde yolsuzluk, yasadışı ekonomi, yetersiz altyapı, istihdam, mülkiyet hakları gibi zorluklara karşı çözüm üretilmiyor hatta ekonomik zorluklar daha da yaygınlaştı. Nitekim Dünya Bankası’nın “2020 İş Yapılabilirlik Anketi”nde 190 ülke arasında Afganistan 173. sırada yer aldı.

AMERİKANIN ‘AYDIN’I

Amerika dış politika çevrelerine yakın Foreign Policy dergisinin, “dünyanın en iyi 100 entelektüeli” anketinde 50. sırada, İngiliz Prospect dergisinin benzer anketinde ise ikinci sırada yer aldı.

2005 yılında Eşref Gani, TEDx’de bir konuşma yaptı. Konuşmasının başlığı “Bozulan bir ülke nasıl yeniden inşa edilir?” idi. Aynı yıl Francis Fukuyama’nın Irak ve Afganistan işgalleri sonrası ABD’nin buralarda bir “ulus inşa etmesi” gerektiğini anlattığı “Devlet İnşası” adlı işgal teorisi kitabı çıktı. Gani, Amerikan tedrisatının ‘hakkını’ veriyordu! Sanki Afgan değil de bir Amerikalı gibi ABD politika yapıcılarının söylemlerini çıktığı her yerde papağan gibi tekrarlıyordu. Gani, ülkesinin insanları Amerikan bombaları altında inim inim inlerken “ABD fonları ile ülke ekonomisini restore etme” planları açıklıyordu. Sadece Maliye Bakanlığı döneminde değil, 2014’te işbirlikçi hükümetin en tepesine oturtulup, Cumhurbaşkanı olduğunda da Amerikancılığa devam etti.

DOSTLARINI ORTADA BIRAKAN ‘MÜTTEFİK’

ABD Afganistan’dan kaçarken geriye ‘bir devrin sonu’ dedirten görüntüler kaldı. Sadece ABD’nin inşa ettiği hükümette görev alanlar değil; bölgede kuvvetleri bulunan Ukrayna, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan askerlerini bile tahliye edemeyen ABD, dünyada en güvensiz ‘müttefik’ durumuna düştü. Tasını, tarağını, köpeğini, birasını, şarabını uçaklara doldurup kaçan ABD; Ukrayna, Bulgaristan, Romanya ve Gürcistan askerlerini ve işgal süresince ABD ile iş birliği yapan bir avuç Afgan’ı götürmeyi unuttu!

ABD’li dış politika uzmanı S. Enders Wimbush, ABD askerlerini çekmeden önce “Çekilme yanlış. Bu karar Asya’yı cesaretlendirecek” demişti. Geçen günlerde bir TV programında Wimbush şöyle diyor:

“Normal bir çekilme bölgedeki müttefiklerimizi (başta Hindistan ve Gürcistan) bizden uzaklaştıracaktı. Bu tür bir çekilmeyi hiçbirimiz tahmin edemezdi. Şimdi bütün dünyadaki müttefiklerimiz ‘ABD bizi yalnız bıraktı’ psikolojisi içinde. Bu bir felaket.”

Şimdilerde ABD’nin sadık ‘dostu’ Ukrayna’da bile iktidar partisinin milletvekili Maxim Buzhansky, “Afganları terk eden ABD’ye güven olmaz, bizi de terk eder.” diyor.

‘ABD EMPERYALİZMİ KAĞITTAN KAPLANDIR’

Yoksul ama yürekli Afgan halkı, 1979’dan bugüne son 40 yıldır önce Sovyet Sosyal Emperyalizmini sonra da 2001’den bugüne Amerikan emperyalizmini yerle bir etti. ABD ve NATO’nun 20 yıl boyunca 2 trilyondan fazla para harcadığı, 150 bin işgalci asker gücü ile “uluslararası teröre karşı mücadele” yalanıyla sürdürdükleri “Afgan misyonu”nun ülkedeki hain temsilcisi Gani ve işgalci ABD birlikleri, bu savaştan hüsranla ayrıldı. Taliban kuvvetleri, bir haftada ülkenin neredeyse tamamını ele geçirdi, ABD, onun kurduğu kukla rejim ve 300 binden fazla sayısıyla ‘Taliban’a geçit vermez denilen’ ordu, çarpıcı bir bozguna uğradı.

Geriye önce “Nereye kaçtı?” soruları ile halkına ve ülkesine yüzünü dönen, sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nde ortaya çıkan Eşref Gani ve işbirlikçilerinin hazin sonu kaldı.

Aydınlık