Milli Savunma Bakanlığı yetkilileriyle ABD askeri yetkililerinin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge tesisine yönelik görüşmeleri tamamlandı. MSB'den, “Endişeleri giderecek tedbirlerin alınmasında mutabık kalındı” açıklaması yapıldı. ABDTürkiye görüşmelerini ve Milli Savunma Bakanlığı'nın açıklamalarını emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş ve SETA araştırmacısıÖğretim Üyesi Hüseyin Alptekin, Aydınlık'a değerlendirdiler. Karataş ve Alptekin, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin tatmin olacağı derinlikte bir operasyonun kaçınılmaz olduğunu, ABD'nin görüşmeleri uzatarak bir oyalama taktiği kullandığını söylediler.
Karataş, toplantının sonuçsuz kaldığını ve ABD'nin Türkiye'yi oyaladığını söyledi. Karataş şöyle devam etti: “Her iki tarafın istekleri de hâlâ masada duruyor. Çünkü sahanın sınırları ve sahadaki PKK unsurlarının ne olacağı belli değil. Sahadaki unsurlardan kastımız tüfek almış dağda gezenler değil. Aynel Arab, Tel Abyad ve Münbiç'tekiler ne olacak? Bu toplantı 'bir şeyler açıklayalım' toplantısı. Ne ABD ne de Türkiye birbirlerinin önerilerini kabul ettiler. Dolayısıyla ucu açık bir toplantı olduğunu değerlendiriyorum. ABD'nin taktiğini Türk yetkililer de biliyor. Bir denge politikası uygulamaya çalışıyorlar.”
ABD'NİN OPERASYON SAHASI BOŞ ARAZİ
Karataş, ABD ile yapılabilecek bir ortak operasyonu şu ifadelerle değerlendirdi: “ABD ile Suriye'nin kuzeyinde bir harekat yapılırsa daha doğrusu boş araziye gidilirse sonuç alınamaz. Çünkü yerleşim yerleri ABD'nin harekat sahası önerilerinin dışında. ABD yerleşim yerleri kalsın diyor. Türkiye ne yapacak boş arazide mi oturacak? İnsanları boş arazilere mi gönderecek?
ÖNÜNDE YA DA SONUNDA BU HAREKAT YAPILACAK
“Operasyon yapılacak bölgenin 30 kilometre (km) ya da 35 km olmasının kısa vadede bir getirisi yok. Fakat harekat 35 km derinliğinde yapılırsa oradaki ana yol kesilmiş olur. Dolayısıyla Tel Abyad'a, Aynel Arab'a ve Münbiç'e gidecek olan zırhlı araçlar hava yoluyla gitmek zorunda kalacak bu da ABD'nin işine gelmez. Eğer ABD, PKK'ya destek vermeyi keserse bu onların Suriye'de ve körfezde çöküşü anlamına gelir. 150 bin kişiyi toplayıp buraya gelmiş bir ABD buradan çekilmez. Dolayısıyla bu görüşmeler bir süre daha devam edecek. Türkiye de 'Daha fazla bekleyemem sınıra çok ciddi bir askeri güç yığdım' diyor. Bu askeri gücün siyasi baskı uygulaması anlamına geliyor. Şimdi yapılmasa bile seneye, seneye yapılmazsa üç sene sonra bu harekat yapılmak zorunda kalınacak. Bundan geriye dönmek mümkün değil.”
'TÜRK MİLLETİ MEHMETÇİĞİN YANINDA'
Karataş, Suriye'nin kuzeyinde çözümün, Türkiye'nin PKK'ya müdahalesi olduğunu vurguladı. Karataş şu değerlendirmelerde bulundu: “Sonuç olarak; Denge politikası adı altında Suriye'de ABD ile yürümenin çıngıraklı yılanla çuvala girmek olduğunu bir kez daha hatırlatmak vatan görevimizdir. Bu arada hangi karar alınırsa alınsın Mustafa Kemalin Askerleri olarak Mehmetçik'in yanındayız.”
'ABD İLE ABD'SİZ YA DA ABD'YE RAĞMEN YAPILACAK'
SETA araştırmacısıÖğretim Üyesi Hüseyin Alptekin, görüşme sonrası yapılan açıklamaların muğlak olduğuna dikkat çekti. Alptekin, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye en az 32 kilometre derinlik istiyordu harekatta. ABD'den sızan bazı bilgelerde 15 kilometrelik bir derinlik istedikleri söyleniyordu. Görüşmelerden sonra bu rakamlar ortadan kalktı. Demek ki harekatın derinliği kısmında bir anlaşmaya varılamadı. Bu görüşmeden somut olarak çıkan tek şey Ortak Harekat Merkezi (OHM) oluşturulması. Tabi buradan iki farklı şey de çıkabilir. ABD tarafından yapılan açıklamalarda OHM'den bir harekata başlanacağına dair bir işaret yok. Fakat Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan açıklama harekatın Zeytin Dalı Harekatı minvalinde bir harekat olacağı yönündeydi. Bu bir yorum mudur? Yoksa ABD kararlaştırılan bir harekatı söylemiyor mu? Bunu henüz bilemeyiz. Türkiye müzakere fikrinden vazgeçmiş değil. ABD ile ABD'siz ya da ABD'ye rağmen bu harekat yapılacak.”
'15 KİLOMETRE DERİNLİK KABUL EDİLEMEZ'
“ABD'nin önerdiği hat milden kilometreye çevrildiğinde 15 kilometre bile etmiyor. Çok ince bir hat. Neredeyse yol gibi. Bu Suriyeli sığınmacıların yerleşebilecekleri, ekonomi oluşturabilecekleri ya da kamu hizmeti alabilecekleri bir derinlik değil. Türkiye bunu kabul edemez. Kabul etmediği de belli. Eğer kabul etmiş olsa görüşmelerden net bir sonuç çıkmış olurdu.”
OYALAMA TAKTİĞİ YENİ DEĞİL
Alptekin, ABD'nin müzakere süreciyle Türkiye'yi oyalamasının bir sonuç vermeyeceği Münbiç'te yapılamayan operasyonun bu kez yapılacağı değerlendirmesinde bulundu: “ABD'nin oyalama taktiğinin Türk yetkililer de farkında. En azından şu aşamada bir koordinasyon oluşturulmaya çalışıyor. Ama bu müzakereler Münbiç gibi olursa bu kez operasyon yapılacak. Eğer ABD ile anlaşamazsak Irak'ta yaptığımız gibi cepler oluşturarak ve daha sonra bu cepleri birleştirerek güvenli bölge peyderpey oluşturulacak. Güvenli bölge için ABD ile anlaşma yapmak istiyoruz ama ABD buna yanaşmazsa Türkiye bunu tek başına yapmalıdır.”
SURİYE: EGEMENLİĞİMİZE SALDIRI
Suriye hükümeti yaptığı açıklamada, Amerika ve Türkiye arasında Suriye’nin kuzeyi konusunda bir anlaşmaya varılmasının, ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne açık bir saldırı ve tehlikeli bir girişim olduğunu belirtti.
Suriye resmi haber ajansı SANA’ya açıklama yapan bir dışişleri bakanlığı yetkilisi, Türkiye ve Amerika’nın bölgede bir harekat merkezi kurmak konusunda anlaşmaya varmasını, Suriye’ye karşı TürkAmerikan saldırganlığı olarak niteledi. Aynı yetkili söz konusu anlaşmanın bölgede barış ve istikrar açısından tehlikeli bir girişim olduğunu söyledi.
ÇÖZÜM: SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Koray tarafından yapılan yazılı açıklamada Türkiye'nin Doğu Akdeniz, Suriye ve Karadeniz'de ayrıca ekonomik anlamda ABD tehdidi altında olduğu belirtildi. AND tehditlerine karşı komşularla ve Avrasya ülkeleriyle işbirliği yapmak gerektiği vurgulanan açıklamada “Denge adı altında üretilecek tutarsız ve yalpalayan siyasetler, Türkiye’nin komşuları ve gerçek müttefikleriyle ilişkilerini bozma ve Türkiye’yi ABD karşısında yalnız bırakma sonuçlarını doğuracaktır” denildi.
“Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD varlığının temizlenmesi Türkiye için önceliklidir” ifadeleri kullanılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Askeri yollardan önce, diplomasi yoluyla bunu yapmaya çalışmak doğrudur. Milli Savunma Bakanlığı’nda yapılan TürkiyeABD toplantıları bu açıdan anlamlıdır. Ancak çıkan sonuçların Türkiye’yi oyalamaya dönük olduğu görülmektedir. Yapılan açıklamalardan, güvenli bölgenin derinliği ve yerleşim yerlerinin kontrolü konusunda bir anlaşmaya varılamadığı görülmektedir. ABD’nin bu koridoru, Türkiye’nin aksine, kurmak istedikleri terör devletini koruyacak bir bölge olarak düşündüğü anlaşılmaktadır. Bu durum bize Münbiç mutabakatını hatırlatmaktadır.”
Açıklamada çözüm olarak şu görüşler paylaşıldı: “Hükümet, Fırat’ın doğusu konusunda yanlış yerde çözüm aramaktadır. Öncelikle yapılması gereken Suriye’nin meşru yönetimi ile düşmanlığa son verip yeniden işbirliği yapmaktır. Suriye ile işbirliği, Türkiye’nin bölgedeki gerçek müttefikleri olan İran, Rusya ve Çin ile ilişkilerini olduğundan daha sağlıklı bir noktaya taşıyacaktır. Suriye ile işbirliği, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de ABD tehditlerine karşı direncini artıracak, Avrasya güçlerinin desteğini almasını sağlayacaktır. Suriye ile işbirliği, Türkiye’nin Üretim Devrimi atılımı için gerekli uluslararası iklimi yaratacaktır. Suriye ile işbirliği, ülkemizde bulunan Suriyeli göçmenlerin memleketlerine sağlıklı bir biçimde dönmelerini sağlayacaktır. Suriye ile işbirliği, Türkiye’nin bütün güvenlik ve ekonomik sorunlarının çözümünde anahtar hamledir.
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu tarafından ilan edilen 'Yeniden Asya Açılımı' oldukça önemlidir. Ancak Asya güçlerinin güvenini sarsacak adımlar atmak, bu yaklaşımla çelişmektedir. Suriye ile işbirliği, Yeniden Asya Açılımı için de en hayati adımdır. Vatan Partisi, TürkiyeSuriye işbirliğinin sağlanması için çok önemli çabalar sarf etmiştir, bundan sonra da edecektir.
“Türkiyemiz artık ABD’nin oyalamaları konusunda tecrübe sahibidir. Bu nedenle Türkiye; tıpkı Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Pençe Harekâtlarında olduğu gibi, ABD’nin terör koridoru planına karşı askeri müdahaleyi sürekli gündeminde tutmalıdır. Mehmetçiğimize güveniyoruz.”
