Sincan Uygur bölgesinde yaşanan çatışmalarla ilgili yeni gelişmeler her gün basında yer alırken bu haberlerin bir işlevi de çubuğun Türklüğe ve Türkiye'ye bükerek yaşananların saptırılmasını sağlamak oldu. Uluslararası basının tercih ettiği bu dil, bölgede yaşananlarda etnik çatışma çıkarma sicili kabarık ABD'nin parmağı olduğu şüphesini perdeleyemezken, Türkiye'de bu durumdan kendine düşen payı çıkarmaya karar verdi.
Rabiya Kadir ismi yabancı değil
Rabiya Kadir ismi ilk başlarda çatışmaların olası şüphelilerinden biri olarak anılırken, birkaç gündür bu ismin anıldığı çevreler de dikkate alındığında bu durumun şüpheden öte bir anlam taşıdığı kesinleşti. 'Uygurların Annesi' olarak bilinen Kadir'in bağlantıda olduğu dernek ve örgütler sayesinde aslında onun aynı zamanda ABD'nin 'evlatlığı' olduğu da ortaya çıktı. 1998 yılından itibaren Vaşington'da faaliyet gösteren Uygur Amerikan Derneği'nin başkanı olan Kadir Uygur Türklerinin geleceklerini özgürce belirlemeleri ve kültürlerinin korunması amacıyla çalışmalar yürüten bir isim. Derneğin Amerika'da Venezuela ve Küba karşıtı eylemlere destek vermesinden Fethullah Gülen okullarına kaynak aktarmaya kadar birçok faaliyette bulunduğu da biliniyor.
Kadir 4 yıldır ABD'de sürgünde bulunuyor. Bir lakabı da 'özgürlük savaşçısı' olan Kadir, "özgürlük mücadelesi" sırasında 6 yılını Çin cezaevlerinde geçirmiş bir kadın. ABD'nin desteğiyle özgürlüğüne kavuşturulan ve eşinin yaşadığı ABD'ye yerleşen Kadir, 1994 yılında Çin'in zenginleri listesinde gösterildi ve 2006 yılında da Nobel'e aday gösterildi. Kadir'in bu, bir hapiste bir ABD'de bir zengin bir mazlum hayatının Sincan Uygur çatışmasıyla yeniden gündeme gelmesi ise kafalarda soru işaretlerinin belirmesine neden oldu.
Hem ticaret hem siyaset
ABD'nin kucak açtığı Kadir'in deri ve dokuma sanayisi gibi alanlarda fabrikaları bulunduğu bilinirken mağazalar ve ticaret merkezleri işlettiği ayrıca yurtdışından otomobil ihraç ettiği de ulaşılan bilgiler arasında. ABD'ye sığınan Kadir, dernek üzerinden kurduğu bağlantılarla siyaset alanını açarken, ticari olarak da malvarlığını genişletmeyi ihmal etmemiş. Henüz ABD'ye geçmeden Bill Gates'in davetiyle ülkeye giden Kadir Çin'deki şirketlerinin yanısıra bir şirket de orada kurmuş.
Rabiya Kadir sahiplenildi
Kader, birkaç gün önce bir televizyon programına katılarak, Türkiye'nin kendisini 2 kez reddettiğini belirterek vize almadığını söylemiş ve bunun olayı kapatmak üzere başbakanlık harekete geçmişti. Türkiye'nin Uygur Türklerine bir anda sahip çıkmasının sadece milliyetçi duygulardan ve heyecandan kaynaklandığını söylemek güçken Türkiye'de bulunan Doğu Türkistan Vakıfları bir anlamda bunun kanıtlarını sunuyor. Derneklerin ilişkili olduğu kurumun Uygur Amerikan Derneği olduğu biliniyor. Türkiye'nin, zengin enerji kaynaklarına sahip olan bir bölgeyi kukla haline getirmeye çalışan ABD'nin yanında yer almaması için hiçbir neden bulunmazken Kadir'e vize verilmemesi üzerine kısa sürede bir açıklama geldi. Dün bir açıklama yapan R. T. Erdoğan Rabiya Kadir'in başvurması halinde kendisine vize verileceğini belirterek Kadir'i sahiplendi. Bu açıklamanın ardından söz alan Dünya Uygur Türkleri Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, "Sayın Başbakanımızla görüştüm. Rabia'nın Türkiye'ye gelmesi çok önemli. Sayın Başbakanımız iki tarafı da uzlaştıracak. Bu konuda inisiyatif alacaktır" diyerek bir anlamda Türkiye'nin bu çatışmada aslan kesilip Uygur Türklerini sahiplenmesinde kendisine biçilen rolü de özetlemiş oldu.