Türkiye ve Rusya, Libya'nın güvenliğini sağlama konusunda anlaşmalı
53 izlenme 26 Ocak 2022
Libya’daki
siyasi süreç bir kez daha başarısız olmaya doğru gidiyor. Geçen
pazartesi Libya'daki Temsilciler Meclisi (TM), parlamento
seçimlerinin başkanlık seçimlerinden 30 gün sonra yapılacağını,
yani seçimlerin bir ay ertelendiğini duyurmuştu. TM Sözcüsü
Abdullah Bileyhik, "Parlamento seçimleri, başkanlık seçimleri
gerçekleştirildikten 30 gün sonra yapılacak" ifadelerini
kullanmıştı. Yeni çıkartılan bu yasa ise, parti haklarını
kısıtladığı gerekçesiyle ülkenin batısındaki partiler
tarafından kınandı.
Libya'da
cumhurbaşkanlığı seçimleri 24 Aralık'ta yapılacak. Ancak hangi
kurallara göre yapılacağı henüz belli değil. Ülkenin
batısındaki yasama organı olan Yüksek Danıştay 5 Ekim Salı
günü, doğuda toplanan parlamentonun kabul ettiği seçim yasasını
reddetti.
Büyük
olasılıkla, Libya'daki yeni seçimler ülkenin fiili birliğini
sağlamayacak. Kim kazanırsa, kaybedenlerin sonuçlara itiraz etmek
için bir bahanesi olacak. Aslında, güç iki merkezin elinde
kalacak: Trablus'ta askeri ve siyasi hizipler koalisyonu ve Bingazi
ve Tobruk'ta General Hafter.
Libya,
NATO işgali ve Muammer Kaddafi'nin devrilmesinin ardından 2011'den
beri bir iç savaş halinde. Son yıllarda iki ana askeri ve siyasi
güç ortaya çıktı: doğuda General Halife Hafter ve onun Libya
Ulusal Ordusu; batıda, uluslararası kabul görmüş Libya
hükümetleri tarafından desteklenen Trablus ve Misrata grupları.
Hafter çoğunlukla vekilleri kendi kontrolündeki doğudan gelen
demokratik olarak seçilmiş bir parlamento olan Temsilciler
Meclisi'nin desteğiyle kendisini meşrulaştırıyor.
ABD
ülkedeki tüm güç merkezleriyle ilişki kurmaya çalışırken,
Rusya da ABD’ye karşı ülkedeki konumunu güçlendirmeye
çalışıyor.
ABD,
RUSYA VE TÜRKİYE’Yİ
LİBYA’DAN
ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR
ABD,
Fransa, İtalya ve Basra Körfezi ülkeleri, Libya güç merkezleri
arasındaki çelişkiler üzerinde oynamaya çalışıyor. ABD ise en
tehlikeli oyunu oynuyor. Eylül ayının sonunda, Ulusal Birlik
Hükümeti Başbakanı Abdul Hamid Dbeibah, ABD Afrika Komutanlığı
AFRICOM’un komutanı General Stephen Townsend ile bir araya geldi.
Aralık 2021 seçimleri öncesinde Libya'da artan gerilimleri,
ülkedeki güvenliği artırmanın ve AFRICOM birimlerinin yardımıyla
seçim sürecini sağlamanın yollarını tartıştılar. ABD'nin
Libya'da özel bir çıkarı var ve ülkeyi kendi himayesi altında
birleştirmeye çalışıyor.
ABD'nin
amacı ne? Rusya ve Türkiye'yi Libya'dan çıkarmak. Fransa, İtalya
ve Fransa ABD ile birlikte Türk ve Rus askeri personelinin Libya'dan
çekilmesi için baskı yapıyor.
2021’in
başında ABD'nin BM Büyükelçi Yardımcısı Richard Mills,
“Türkiye ve Rusya, güçlerinin ülkeden çekilmesini ve işe
aldıkları, finanse ettikleri, konuşlandırdıkları ve
destekledikleri yabancı paralı askerlerin ve askeri vekillerin
Libya’dan derhal çıkarılması” çağrısı yaptı.
Türkiye,
General Hafter'in 2020'de Trablus'a yönelik saldırısını
püskürtmeye yardım ettikten sonra batı Libya'da kilit bir aktör
haline geldi. Rusya’da ülkenin doğusunda kilit bir aktör.
Türkiye ile Rusya arasındaki güç dengesi, bir yandan her iki
hükümetin de tüm ülke üzerinde kontrol kurmasını engellerken,
öte yandan, savaşın yeni bölgelere yayılma potansiyelini
sınırlıyor. Türkiye ve Rusya'nın Libya'da oynadığı kilit rol,
başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin hoşuna gitmiyor. Bu
nedenle, mevcut Libya hükümeti AFRICOM ile müzakere ediyor.
Libya'nın geçici yetkilileri yalnızca Rus güvelik şirketi
Wagner’in Libya'dan çekilmesini talep etmiyor. Ayrıca Libya
Dışişleri Bakanı Necla el Menkuş, Mayıs ayında Türkler de
dahil olmak üzere tüm yabancı birliklerin Libya'dan çekilmesi
gerektiğini söyledi.
Geçen
hafta ABD Temsilciler Meclisi, Libya'daki savaşan grupları
destekleyen yabancı oyunculara yaptırımlar getiren bir yasa
tasarısını onayladı. Burada özellikle Rusya ve Türkiye'den
bahsediyoruz. Libya ihtilafında hem Rusya'nın hem de Türkiye'nin
ülkedeki Batılı ortaklarının, Ankara ve Moskova'yı Libya'dan
çıkarmaya yönelik Amerikan girişimlerini destekleme olasılığının
artık daha yüksek olduğunu görülüyor. Tanınmış İngiliz
gazeteci, Guardian'ın diplomatik editörü Patrick Wintour durumu
şöyle özetliyor: “Hem ABD hem de İtalya ve Fransa, ülkede
askeri bulunan Türkiye ve Rusya’nın, petrol zengini ülkenin
kontrolünü daha da sağlam şekilde ele geçirmesinden korkuyor”.
BEDELİ
AĞIR OLUR
Şu
anda Libya'yı büyük çaplı bir çatışmanın dışında tutan
iki ülkenin, Rusya ve Türkiye, tamamen geri çekilmesi, ülkede
yeni bir savaşı tetikleyebilir. Afganistan ve Irak'ta başarısız
olan ABD, terörle etkin bir şekilde mücadele etme ve devlet
kurumları inşa etme konusunda yetersiz olduğunu gösterdi. Türkiye
ve Rusya çatışmanın her iki tarafını da kontrol altına
almazsa, Libya'da herkesin herkese karşı yürüttüğü büyük
çaplı bir savaş patlak verebilir. IŞİD teröristleri yeniden
yükselir, Libya her türlü aşırılık yanlısı için bir sığınak
haline gelir. Doğu Akdeniz ve Afrika'da Türkiye ve Rusya'yı
kontrol altına alarak, ABD ve Avrupa hegemonyasını kurtarmaya
çalışmanın bedeli işte bu olacaktır.
Libya'dan
Türkiye ve Rusya'nın çekilmesi, barışa değil savaşa yol
açacağı için her şeyden önce Libyalıların kendileri için bir
fayda sağlamayacaktır. Bunun etkisi ülkenin birleşmesi değil,
savaşan küçük gruplara bölünmesi olacaktır.
Böyle
bir durumda Moskova ve Ankara'nın Libya'da yeni bir yasal zeminde
kalmaya çalışmak gibi ortak hedefleri var. Bunu yaparak hem kendi
ulusal çıkarlarını koruyabilir hem de Libyalıların güvenliğini
sağlayabilirler.
ÇÖZÜM
LİBYA’DA İŞBİRLİĞİ:
GÜVENLİ
BÖLGELER
Türkiye'nin
Libya'daki hedefi, Mavi Vatan'ın haklarını ve güvenliğini ve
denizdeki haklarını sağlamaktır. Rusya buna karşı değil. Hem
Fransa hem de İtalya (ENI tarafından temsil edilmektedir), Türkiye
ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Doğu Akdeniz açıklarında
doğalgaz taşıma haklarına karşı çıkmaktadır. Öte yandan
Rusya'nın açık denizde özel bir çıkarı yok. Rusya Doğu
Akdeniz’de gaz ve petrol için savaşmıyor.
Türkiye
ve Rusya, Suriye'de olduğu gibi çetrefilli konularda müzakere
edebileceklerini gösterdiler. Libya'da durum benzer. ABD ve Batılı
ülkeleri Libya'dan çıkarmak için hem diplomatik hem de askeri
olarak bir müzakere süreci oluşturulabilir.
En
mantıklı adım, Rusya ve Türkiye'nin, her iki tarafın da garantör
olarak hareket ederek, Libya'nın toprak bütünlüğünü koruma
konusunda prensipte anlaşmaya varması olacaktır. Rusya Doğu
Libya'nın güvenliğini garanti edebilir, Türkiye Batı Libya'nın
güvenliğini garanti edebilir. Bu, sağlıklı bir çözüm için en
gerçekçi ihtimal olacaktır. İki güvenlik bölgesi arasındaki
sınır Sirte boyunca uzanabilir.
Libya'da,
aralarındaki tüm süreçleri koordine edecek olan Türk ve Rus
olmak üzere iki güvenlik alanının ortaya çıkması, Libyalıların
kendi çıkarlarına da katkıda bulunacaktır. Libya'ya müdahale
etmeye çalışan güçlerin sayısı sınırlı olacaktır. Türkiye
ve Rusya, ülkede hiçbir zaman sömürgeci çıkarları olmayan
antiemperyalist güçlerdir. Libya'da Rusya ve Türkiye herkesten
daha fazla ortaktır. Moskova ve Ankara'nın bu ülkede hedefleri
ortak: ABD ve AB'nin onları zorla gönderme girişimlerine karşı
ülkedeki askeri varlıklarını ve etkilerini sürdürmek.
NOT:
Bu makale daha önce United World International analiz sitesinde
İngilizce olarak yayınlanmıştır.
(https://unitedworldint.com/21406turkeyandrussiamustagreetokeeplibyasafe/)