Libya’daki siyasi süreç bir kez daha başarısız olmaya doğru gidiyor. Geçen pazartesi Libya'daki Temsilciler Meclisi (TM), parlamento seçimlerinin başkanlık seçimlerinden 30 gün sonra yapılacağını, yani seçimlerin bir ay ertelendiğini duyurmuştu. TM Sözcüsü Abdullah Bileyhik, "Parlamento seçimleri, başkanlık seçimleri gerçekleştirildikten 30 gün sonra yapılacak" ifadelerini kullanmıştı. Yeni çıkartılan bu yasa ise, parti haklarını kısıtladığı gerekçesiyle ülkenin batısındaki partiler tarafından kınandı.


Libya'da cumhurbaşkanlığı seçimleri 24 Aralık'ta yapılacak. Ancak hangi kurallara göre yapılacağı henüz belli değil. Ülkenin batısındaki yasama organı olan Yüksek Danıştay 5 Ekim Salı günü, doğuda toplanan parlamentonun kabul ettiği seçim yasasını reddetti.


Büyük olasılıkla, Libya'daki yeni seçimler ülkenin fiili birliğini sağlamayacak. Kim kazanırsa, kaybedenlerin sonuçlara itiraz etmek için bir bahanesi olacak. Aslında, güç iki merkezin elinde kalacak: Trablus'ta askeri ve siyasi hizipler koalisyonu ve Bingazi ve Tobruk'ta General Hafter.


Libya, NATO işgali ve Muammer Kaddafi'nin devrilmesinin ardından 2011'den beri bir iç savaş halinde. Son yıllarda iki ana askeri ve siyasi güç ortaya çıktı: doğuda General Halife Hafter ve onun Libya Ulusal Ordusu; batıda, uluslararası kabul görmüş Libya hükümetleri tarafından desteklenen Trablus ve Misrata grupları. Hafter çoğunlukla vekilleri kendi kontrolündeki doğudan gelen demokratik olarak seçilmiş bir parlamento olan Temsilciler Meclisi'nin desteğiyle kendisini meşrulaştırıyor.


ABD ülkedeki tüm güç merkezleriyle ilişki kurmaya çalışırken, Rusya da ABD’ye karşı ülkedeki konumunu güçlendirmeye çalışıyor.


ABD, RUSYA VE TÜRKİYE’Yİ

LİBYA’DAN ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR


ABD, Fransa, İtalya ve Basra Körfezi ülkeleri, Libya güç merkezleri arasındaki çelişkiler üzerinde oynamaya çalışıyor. ABD ise en tehlikeli oyunu oynuyor. Eylül ayının sonunda, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdul Hamid Dbeibah, ABD Afrika Komutanlığı AFRICOM’un komutanı General Stephen Townsend ile bir araya geldi. Aralık 2021 seçimleri öncesinde Libya'da artan gerilimleri, ülkedeki güvenliği artırmanın ve AFRICOM birimlerinin yardımıyla seçim sürecini sağlamanın yollarını tartıştılar. ABD'nin Libya'da özel bir çıkarı var ve ülkeyi kendi himayesi altında birleştirmeye çalışıyor.


ABD'nin amacı ne? Rusya ve Türkiye'yi Libya'dan çıkarmak. Fransa, İtalya ve Fransa ABD ile birlikte Türk ve Rus askeri personelinin Libya'dan çekilmesi için baskı yapıyor.


2021’in başında ABD'nin BM Büyükelçi Yardımcısı Richard Mills, “Türkiye ve Rusya, güçlerinin ülkeden çekilmesini ve işe aldıkları, finanse ettikleri, konuşlandırdıkları ve destekledikleri yabancı paralı askerlerin ve askeri vekillerin Libya’dan derhal çıkarılması” çağrısı yaptı.


Türkiye, General Hafter'in 2020'de Trablus'a yönelik saldırısını püskürtmeye yardım ettikten sonra batı Libya'da kilit bir aktör haline geldi. Rusya’da ülkenin doğusunda kilit bir aktör. Türkiye ile Rusya arasındaki güç dengesi, bir yandan her iki hükümetin de tüm ülke üzerinde kontrol kurmasını engellerken, öte yandan, savaşın yeni bölgelere yayılma potansiyelini sınırlıyor. Türkiye ve Rusya'nın Libya'da oynadığı kilit rol, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin hoşuna gitmiyor. Bu nedenle, mevcut Libya hükümeti AFRICOM ile müzakere ediyor. Libya'nın geçici yetkilileri yalnızca Rus güvelik şirketi Wagner’in Libya'dan çekilmesini talep etmiyor. Ayrıca Libya Dışişleri Bakanı Necla el Menkuş, Mayıs ayında Türkler de dahil olmak üzere tüm yabancı birliklerin Libya'dan çekilmesi gerektiğini söyledi.


Geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi, Libya'daki savaşan grupları destekleyen yabancı oyunculara yaptırımlar getiren bir yasa tasarısını onayladı. Burada özellikle Rusya ve Türkiye'den bahsediyoruz. Libya ihtilafında hem Rusya'nın hem de Türkiye'nin ülkedeki Batılı ortaklarının, Ankara ve Moskova'yı Libya'dan çıkarmaya yönelik Amerikan girişimlerini destekleme olasılığının artık daha yüksek olduğunu görülüyor. Tanınmış İngiliz gazeteci, Guardian'ın diplomatik editörü Patrick Wintour durumu şöyle özetliyor: “Hem ABD hem de İtalya ve Fransa, ülkede askeri bulunan Türkiye ve Rusya’nın, petrol zengini ülkenin kontrolünü daha da sağlam şekilde ele geçirmesinden korkuyor”.


BEDELİ AĞIR OLUR


Şu anda Libya'yı büyük çaplı bir çatışmanın dışında tutan iki ülkenin, Rusya ve Türkiye, tamamen geri çekilmesi, ülkede yeni bir savaşı tetikleyebilir. Afganistan ve Irak'ta başarısız olan ABD, terörle etkin bir şekilde mücadele etme ve devlet kurumları inşa etme konusunda yetersiz olduğunu gösterdi. Türkiye ve Rusya çatışmanın her iki tarafını da kontrol altına almazsa, Libya'da herkesin herkese karşı yürüttüğü büyük çaplı bir savaş patlak verebilir. IŞİD teröristleri yeniden yükselir, Libya her türlü aşırılık yanlısı için bir sığınak haline gelir. Doğu Akdeniz ve Afrika'da Türkiye ve Rusya'yı kontrol altına alarak, ABD ve Avrupa hegemonyasını kurtarmaya çalışmanın bedeli işte bu olacaktır.


Libya'dan Türkiye ve Rusya'nın çekilmesi, barışa değil savaşa yol açacağı için her şeyden önce Libyalıların kendileri için bir fayda sağlamayacaktır. Bunun etkisi ülkenin birleşmesi değil, savaşan küçük gruplara bölünmesi olacaktır.


Böyle bir durumda Moskova ve Ankara'nın Libya'da yeni bir yasal zeminde kalmaya çalışmak gibi ortak hedefleri var. Bunu yaparak hem kendi ulusal çıkarlarını koruyabilir hem de Libyalıların güvenliğini sağlayabilirler.


ÇÖZÜM LİBYA’DA İŞBİRLİĞİ:

GÜVENLİ BÖLGELER


Türkiye'nin Libya'daki hedefi, Mavi Vatan'ın haklarını ve güvenliğini ve denizdeki haklarını sağlamaktır. Rusya buna karşı değil. Hem Fransa hem de İtalya (ENI tarafından temsil edilmektedir), Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Doğu Akdeniz açıklarında doğalgaz taşıma haklarına karşı çıkmaktadır. Öte yandan Rusya'nın açık denizde özel bir çıkarı yok. Rusya Doğu Akdeniz’de gaz ve petrol için savaşmıyor.


Türkiye ve Rusya, Suriye'de olduğu gibi çetrefilli konularda müzakere edebileceklerini gösterdiler. Libya'da durum benzer. ABD ve Batılı ülkeleri Libya'dan çıkarmak için hem diplomatik hem de askeri olarak bir müzakere süreci oluşturulabilir.


En mantıklı adım, Rusya ve Türkiye'nin, her iki tarafın da garantör olarak hareket ederek, Libya'nın toprak bütünlüğünü koruma konusunda prensipte anlaşmaya varması olacaktır. Rusya Doğu Libya'nın güvenliğini garanti edebilir, Türkiye Batı Libya'nın güvenliğini garanti edebilir. Bu, sağlıklı bir çözüm için en gerçekçi ihtimal olacaktır. İki güvenlik bölgesi arasındaki sınır Sirte boyunca uzanabilir.


Libya'da, aralarındaki tüm süreçleri koordine edecek olan Türk ve Rus olmak üzere iki güvenlik alanının ortaya çıkması, Libyalıların kendi çıkarlarına da katkıda bulunacaktır. Libya'ya müdahale etmeye çalışan güçlerin sayısı sınırlı olacaktır. Türkiye ve Rusya, ülkede hiçbir zaman sömürgeci çıkarları olmayan antiemperyalist güçlerdir. Libya'da Rusya ve Türkiye herkesten daha fazla ortaktır. Moskova ve Ankara'nın bu ülkede hedefleri ortak: ABD ve AB'nin onları zorla gönderme girişimlerine karşı ülkedeki askeri varlıklarını ve etkilerini sürdürmek.


NOT: Bu makale daha önce United World International analiz sitesinde İngilizce olarak yayınlanmıştır. (https://unitedworldint.com/21406turkeyandrussiamustagreetokeeplibyasafe/)