Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nı gerekçe göstererek NATO Zirvesi öncesi yaptığı “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” açıklaması, hem ABDAvrupa ilişkilerini hem de NATO’nun geleceği tartışmasını alevlendirdi.
NATO tartışması bir yandan NATO’nun geleceği konusunda ABD’de endişe yarattı, diğer yandan da Avrupa’da kendi savunmasını oluşturma noktasındaki tartışmaları hızlandırdı.
Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ve Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, NATO’nun geleceğine ilişkin süren tartışmayı Aydınlık’a değerlendirdi.
‘AVRUPA, AVRASYA İLE BAĞIMSIZLAŞABİLİR’
“Avrupa, Avrasya bütünlüğü içerisinde yer alırsa ancak o zaman NATO’dan bağımsızlaşabilir” diyen Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Avrupa’da Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ortaya Avrupa’nın savunması ve NATO’nun rolü ile ilgili bir tartışma çıktı. ‘NATO devam etmeli mi’ sorusu soruldu. Çünkü NATO ‘Sovyet tehdidi’ne karşı kurulmuştu.
Avrupa bu tartışma üzerine kendi savunmasını güçlendirebilmek için 1992 yılında Batı Avrupa Birliği’ni (BAP) kurdu. Fransa ve Almanya BAP’a önderlik ediyordu. Fakat pek aktif değildi. 1993 yılında aktif hale geldi ve Bürüksel’de çalışmalar başladı. BAP aktif olunca NATO içerisinde tartışma çıktı. Öyleyse Avrupa savunmasından BAP sorumlu olsun dediler. Hatta Türkiye’de BAP’a asker yollamıştı. Fakat İngiltere ve İtalya Avrupa’nın NATO’dan ayrı askeri yapısı olmasına itiraz etti ve bu birliklerin hem Avrupa hem de NATO savunmasında kullanılması önerildi. Bu görüş kabul edildi ve Avrupa’nın ayrı savunması olmadı. ABD zaten bu durumdan korkup engellemeye çalışmıştı. BAP önce etkisizleştirildi, 2009’da da tamamen ortadan kalktı. Fransız birlikleri de tekrar NATO’nun askeri kanadına dahil oldular. İşte o günden beri Avrupa’da NATO tartışması sürüyor.
‘ABD VE AVRUPA ÇIKARLARI ÖRTÜŞMÜYOR’
Sovyetler dağıldıktan sonra NATO önüne yeni hedefler koydu. Esas hedefi NATO’nun bütün komuta kademesine hakim olmaktı ve bu hedefine ulaştı. Doğu Avrupa’da ortaya çıkan boşluk NATO tarafından dolduruldu. Avrupa’nın bugün kendi savunma gücü yok. ABD ise Avrupa’ya sürekli yeni bir tehdit göstererek gücünü korumaya çalışıyor. Bugün Rusya’yı yeni tehdit olarak koydu fakat Avrupa’nın çıkarları ABD ile örtüşmedi. ABD’nin kendi çıkarlarını koruyan politikaları sonrasında Avrupa’nın ABD’ye güveni azaldı fakat kendini koruyacak askeri bir gücü yok.
‘YENİ KOLEKTİF SAVUNMA YAPISI İHTİYAÇ’
Türkiye’nin ABD’ye rağmen yaptığı Barış Pınarı Harekatı ise NATO’da birlik olmadığını Avrupa’ya gösterdi. Avrupa çaresizlik içerisinde ve kafa karışıklığı var. Buna rağmen kendi savunması olmadığı için ABD’ye ihtiyaç duyuyor, ABD ise Avrupa’yı tehdit ediyor.
Avrupa’nın bu durumdan kurtulabilmesi için, ağlayacağına kendi gücünü geliştirmesi lazım. Rusya’yı ABD gibi tehdit olarak görmeyip, Rusya ile işbirliği yapması lazım. Avrupa, Avrasya bütünlüğü içerisinde yer alırsa ancak o zaman NATO’dan bağımsızlaşabilir.
Madem NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti o zaman kolektif yeni bir savunma yapısına ihtiyaç var; Rusya, Avrupa, Orta Asya ile bütünleşmiş bir yapıya yani Avrasya’ya. Çünkü NATO ortak tehdit Rusya diyor ama Almanya, Türkiye ve Avrupa Rusya ile iş yapıyor. Bu NATO’nun zayıfladığının göstergesi. ABD de bu yüzden tehditlere başvuruyor.
NATO’nun ortak bir savunma örgütü olarak işlevini yitirdiği ve önümüzdeki çok kutuplu dünya düzeninde giderek daha fazla yitireceği bir gerçek.”
‘ABD’NİN MASKESİ DÜŞTÜ’
NATO, ABD’nin Avrupa’daki varoluş maskesi idi, maske düşüyor” diyen Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz şunları söyledi:
“Gerçekte NATO tartışması Soğuk Savaş bitiminde yapılmalıydı. Zira var oluş nedeni ortadan kalkmıştı. 90’lı yıllarda Avrupa’nın kalbinde yaşanan Yugoslavya krizi bile Avrupa’nın tek başına bu krizi çözemeyeceği şekilde yönetildi. Yeni ilan edilen devletlerin zamansız tanınması Yugoslavya krizini özellikle Müslüman nüfusun kıyımına neden olacak bir savaşı hızlandırdı. Avrupa’nın sanki teşvik edilen beceriksizliği NATO’nun ömrünü 10 yıl uzattı. IFOR ve KFOR gibi görevlerle NATO, Avrupa’nın yapması gerekeni ABD liderliğinde yaptı. Sonrasında ABD, NATO’nun ömrünü uzatabilmek için yeni krizler yarattı ve Avrupa’daki ABD varlığının devamlılığını sağladı. Afganistan’da NATO’nun ne işi vardı? Sorumluluk sahası mıydı?
‘AVRUPA SAVUNMASI TEMBELLEŞTİ’
ABD’nin, başta Almanya, son 73 yılda Avrupa’nın bütünleşik askeri varlığı ile Avrupa savunma kimliğini tembelliğe itti. Bu ülkeler ekonomi, siyaset ve sanayide güçlü oldukları halde, kendilerine özgü bir savunma sistemi geliştiremediler. Bu nedenle ABD olanakları olmadan dış müdahalelerde kendi çıkarlarına göre hareket etmeleri kısıtlandı. ABD, Avrupa’nın askeri bir yetenek olmasını engelledi. Ben sizin işinizi yaparım ama siz de bana BM’de ve koalisyon harplerinde siyasi destek verin dedi. Ancak Birinci Körfez Savaşında ve Afganistan’da destek veren Avrupa İkinci Irak Savaşından itibaren bağımsız hareket etmeye başladı. Zira ABD’deki Neocon iktidarlar tarafından kullanıldıklarını anladılar.
‘KENAR KUŞAK ÇÖKÜYOR’
Diğer yandan Spykman’ın Kenar Kuşağında (Rimland) kırılmalar yaşanırken, ABD Avrupa’yı Kenar Kuşak içinde tutmak için her yolu deniyor. Ancak Türkiye de Kenar Kuşağın merkezinde bir ülke ve Türkiye’de ABD ve NATO ile ilişkiler sorgulanıyor. Çin’in Rusya ile stratejik yakınlaşması; Türkiye’de 15 Temmuz sonrası durum; Trump’ın öngörülemeyen inişli çıkışlı dış politikası; BREXIT süreci Avrupa’nın da NATO’yu sorgulamasına yol açtı. NATO’nun var oluş nedeni Kenar Kuşak kanaatimce çökme ile karşı karşıya.
ABD’nin bu koşullarda Avrupa’daki liderliği devam ettirmesi artık eskisi gibi kolay değil. Aynı şekilde NATO’nun da. Çünkü NATO, ABD’nin Avrupa’daki varoluş maskesi idi, maske düşüyor. Diğer yandan NATO’nun Avrupa’da fay hatları ile kırılması kendi içinde istikrarsızlık getirecektir. O nedenle Avrupa’nın da süratle savunma kimliğini güçlendirmesi gerekiyor.”
‘TÜRKİYE NATO’NUN SAKINCALI ÜYESİ’
“NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye, NATO’nun sakıncalı üyesidir” diyen Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Soğuk Savaş sonrası NATO ve ABD dünyada tek kutuplu kalmanın verdiği cesaretle kendilerine farklı görevler bulmaya başlamıştır. Bu fırsattan istifade ile ABD, NATO’yu hep kendi çıkarları için kullanmaya ve farklı oluşumlar şeklinde görevlendirmeye başlamıştır. Yani NATO, ABD’nin oyuncağı haline gelmiştir.
‘NATO KİRLİ BİR ORGANİZASYON’
Türkiye’nin üyesi olduğu 1952 yılından günümüze kadar faydasından ziyade zararı daha fazla olan NATO, görevini tamamlamış ve “kirli” bir organizasyon halini almıştır. Türkiye’nin komşularıyla ilkişkilerini bozmak için çalışan NATO ve ABD ikiyüzlü politikaları ile insanlık suçu işlemekte ve IŞİD’le mücadele altında PKK/KCK, PYD/YPG ve FETÖ/PDY terör örgütlerine yardım etmekte, Türkiye’nin güvenliğini ve bütünlüğünü açıkça tehdit etmektedir.
ÖNCELİK NATO’DAN AYRILMAK
Artık NATO’dan ayrılmak ve başta komşu ülkeler İran, Irak, Suriye ve Rusya olmak üzere Batı Asyada ittifakları büyütmek Türkiye’nin öncelikleri arasında olmalıdır.
NATO’dan ayrılmaya ilişkin öncelikle askeri kanadından başlayan bir çok yöntem uygulanabilir. Bu konuda verilecek kararın Türk Halkının isteğini yansıtan bir “referandum” ile yapılması daha uygun olacaktır.”
ATLANTİK'TE NATO TARTIŞMASI
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Macron’un açıklamasını “yersiz bir sözlü saldırı” olarak nitelendirerek, “Bu bakış açısı kesinlikle benimkini yansıtmıyor. Transatlantik ortaklık bizim için vazgeçilmez” dedi. Tartışmaya dahil olan İtalya ve Polonya da NATO’nun vazgeçilmez olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise Macron’un sözlerine hem tepki gösterdi hem de “Eğer uluslar NATO’nun ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlamadan, sözlerini tutmadan NATO’nun savunma faydalarından yararlanabileceğini düşünürse, NATO etkisizleşebilir veya NATO’nun devri kapanabilir” sözleri ile endişesini dile getirdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bu tartışmalar üzerine Avrupa’yı tehdit ederek, “ABD olmadan Avrupa Birliği (AB) Avrupa’yı savunamaz” dedi ve “Avrupa’yı, Kuzey Amerika’dan uzaklaştırmaya yönelik herhangi bir girişim, sadece ittifakı zayıflatmak adına değil, aynı zamanda Avrupa’yı bölmek adına da bir risk teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise NATO’nun rolünü büyütme eğiliminde olmadıklarını söyleyerek, “Zira İttifak bir cepheleşme, zıtlaşma, hatta saldırganlık aracı” dedi.
MACRON’UN AÇIKLAMASI
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Benim için şu anda yaşadığımız NATO’nun beyin ölümüdür” dediği Economist söyleşisinde ABD’yi eleştirerek, savunma ittifakı içerisinde koordinasyon olmadığını belirtmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“ABD ile NATO müttefikleri arasında stratejik karar alma süreçlerinde hiçbir şekilde koordinasyon yok. Hiç. Aynı zamanda bir diğer NATO üyesi Türkiye’nin, Fransa’nın çıkarlarının söz konusu olduğu bir bölgede, koordinasyonsuz agresif eylemleri var.”
AVRUPA ORDUSU TARTIŞMASI
Geçen sene Macron’un ABD’den bağımsız bir Avrupa savunma gücü oluşturulmasını gündeme getirmesi ile yeniden tartışılmaya başlayan Avrupa Ordusu fikri, Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkeleri tarafından desteklenmişti.
Fransa ve Almanya’nın yanı sıra, İtalya ve İspanya da ortak bir ordu kurulması fikrine sıcak bakmıştı.
Birlik’in ilk günlerinden bu yana ortak ordu fikrinin karşısında bir tutum sergileyen İngiltere bu tartışmalarda da olumsuz tavır belirtmişti. İngiltere’nin yanı sıra, Rusya’ya komşu olan Letonya ve Litvanya’nın ortak Avrupa ordusu yerine güvenlikleri için NATO şemsiyesini tercih ettikleri biliniyor. Avusturya, İsveç, Finlandiya ve İrlanda gibi ülkeler ise askeri tarafsızlıklarını korumak için ortak ordu fikrine karşı çıkıyor.