Çok uluslu enerji şirketlerinin akın ettiği Doğu Akdeniz’de askeri varlığını eksik etmeyen Türk Deniz Kuvvetleri’nin tatbikatını Deniz Savunma ve Güvenlik Danışmanı Emekli Albay Alp Kırıkkanat yorumladı.
TÜM KUVVETLERDEN KATILIM
Zengin hidrokarbon yataklarıyla kıyısı olan 6 ülkenin dışında ABD ve Rusya gibi ülkelerin bile dikkatini çeken Doğu Akdeniz, son yıllarda birbiri ardına askeri tatbikatlara sahne oluyor. Mora Yarımadası’nın güneyinde MEDUSA 19 tatbikatını sürdüren Yunanistan’a Türkiye’nin cevaben planladığı Doğu Akdeniz Davet 19 tatbikatına Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı tüm güçler katılıyor. 920 Kasım arasındaki tatbikatta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 32 gemi, deniz karakol uçakları, deniz helikopterleri, insansız hava araçları, amfibi deniz piyade birlikleri, SAT ve SAS timleri, KBRN timi, mobil eğitim timi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan taarruz ve genel maksat helikopterleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan taktik hava desteği için F 16, F4 uçakları, Havadan İhbar Kontrol (HİK), nakliye uçakları ve KBRN timi, Jandarma Genel Komutanlığı’ndan helikopter ve arama kurtarma timleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan arama kurtarma korveti ve sahil güvenlik botları görev yapacak. Askeri güçlere İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, AFAD, Türk Kızılayı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi gibi kurumlardan uzmanlarda destek verecek.
Deniz Savunma ve Güvenlik Danışmanı Emekli Albay Alp Kırıkkanat, bu tatbikatın her yıl yapılandan farklı olduğunu söyledi. Kırıkkanat, “Davet tatbikatları, Deniz Kuvvetlerimiz tarafından hemen hemen her sene icra edilir. Bu dönem, 0920 Kasım 2019 tarihleri arasında Doğu Akdeniz’de bizim kontrolümüzde icra edilecek olan tatbikat ise geçmiş dönemde yapılan davet tatbikatlarından çok daha farklı mesajlarla yüklü olacaktır. Bu tip tatbikatlar, milli ve yabancı unsurların katılımıyla ve bizim planlama ve icra sorumluluğumuzda gerçekleşir. Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler dikkate alındığında, bu tatbikat bizlere; enerji politikaları kapsamında rekabet içinde olduğumuz bir kısım ülkelere karşı gücümüzü ve duruşumuzu uluslararası alanda daha farklı sergilememize imkân sağlayabileceği gibi uygun bir politik ortam oluşturulmasına da yardımcı olabilecek fırsatları yaratabilir.” dedi.
'BÖLGEDE LEHİMİZE DENGELER OLUŞTURACAK'
Bu tip askeri faaliyetler, Türkiye’nin yakın çevresinde istikrarlı bir güvenlik kuşağı oluşturulmasına ve bölgesel ve küresel istikrara da katkı sağlayacak imkanların yaratılmasına yardımcı olabilir. Diğer yandan bu tarz tatbikatlar, ülkemizin yakın çevresindeki ülkelerle iş birliğinin geliştirilmesinde fırsat kapılarını aralar. Özellikle bu dönemde, Türkiye’nin dış politika hedefleri ve bölgesel açılımları çerçevesinde; bir kısım çevre ve bölge ülkelerinin deniz kuvvetleriyle, imkânlar ölçüsünde ve ortak ilgili alanları temelinde, özellikle Doğu Akdeniz’de, ilişki ve iş birliği tesis edilmesi, lehimizde son derece önemli ve manidar bir durum yaratabilir. Deniz Kuvvetlerimizin yanı sıra, bu tatbikata iştirak edecek TSK’nın diğer bir kısım unsurlarının ve deniz alanlarına yönelik faaliyet gösteren bazı milli kurum ve kuruluşlarının da olduğunu biliyoruz. Tabi ki bu tatbikatta, kurumlar arasında bir eş güdüm sağlanması hedeflenecektir. Bunun Doğu Akdeniz’de olması, önümüzdeki dönemde koordinasyon gerektiren milli faaliyetlerimiz açısından oldukça önemlidir. Tatbikatın jenerik senaryosunu ve tatbikat sahasını şu an itibarıyla tam olarak bilmemekle birlikte; bu tatbikatta, çevre denizlerimiz ile muhtemel deniz ulaştırma yollarında çok tehditli bir ortamda müşterek harekât imkân ve kabiliyetini ortaya koyabilecek ve insani yardım/afetlere müdahaleyi gerektirecek safhaların olabileceğini tahmin edebiliriz. Millî maksatlara ilave olarak, katılan unsurlar dikkate alındığında; genişleyen harekât sahasındaki dost ve müttefik ülke deniz kuvvetleriyle daha yakın bir iş birliği imkânın sağlanacağı ve NATO iştirakli görevlerin de icra edileceği anlaşılmaktadır.
Deniz Kuvvetlerimizin, savunma, güvenlik, dış politika ve denizcilik konularıyla örtüşen görev ve faaliyet alanı, kimi zaman bu alanlarda faaliyet gösteren bir kısım ulusal kurum ve uluslararası aktörlerle kapsamlı bir ilişki ve iş birliğini gerektirmektedir. Güvenlik ortamının tarafımızca arzu edilen yapısı, bu iş birliği ve eşgüdümü daha da ön plana çıkarabilmektedir. Netice itibarıyla, Doğu Akdeniz’de bizim kontrolümüz altında icra edilecek bu askeri tatbikat, bu bölgede askeri gücümüzün neye muktedir olduğunun daha yakından müşahede edilmesi açısından da önem arz etmektedir. Esasen bu, bölgedeki enerji politikalarımızın ve faaliyetlerimizin uluslararası alanda daha iyi anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. İsmiyle müsemma bu bir davet tatbikatıdır. Demek ki bir kısım ülkeleri, Doğu Akdeniz’de bizim planladığımız ve icra sorumluluğunu üstlendiğimiz bir tatbikata davet etmişiz. Davete icabet eden 13 ülkeye baktığımızda, bu ülkelerin direkt ya da dolaylı olarak bu bölgede çıkar gözetebilecek ülkeler olduğunu görebiliyoruz. Bu ülkeler, ABD, Azerbaycan, Brezilya, Gürcistan, Romanya, Bulgaristan, Pakistan, İtalya, Kuveyt, Lübnan, Meksika, Katar ve Ürdün. Bununla birlikte iki adet NATO Daimî Deniz Görev Grubu unsurları ve NATO Deniz Komutanlığı personeli de tatbikata iştirak edecekler.
İTALYA VE ÜRDÜN'E DİKKAT!
İtalya’nın denizaltısıyla ve Ürdün’ün ise gemiye çıkma timiyle tatbikata katılması son derece önemlidir. Her iki ülke de temelde bizim bu bölgedeki faaliyetlerimize karşı güçlerini birleştiren Mısır, GKRY, Yunanistan, İsrail ve Filistin’in içinde yer aldığı Doğu Akdeniz Gaz Forumunun birer üyesi durumundalar. İtalyan ENI şirketinin, Kıbrıs adası çevresindeki çalıştıkları parsellere savaş gemilerinin gelmesi durumunda sondaj işlemlerini durduracaklarını belirtmesi, Yunanistan ve GKRY’yi hayal kırıklığına uğratmıştı. İtalyan savaş gemilerinin bölgeye gelip Türk unsurlarına karşı durması ümit edilirken, şimdi Türk Deniz Kuvvetlerinin Doğu Akdeniz’de planlayıp yöneteceği bir tatbikata; İtalya 1 adet denizaltısıyla iştirak etmektedir. İtalya ve Ürdün’ün içinde yer aldığı Doğu Akdeniz Gaz Forumunun ana hedefinin, bölgede arz ve talebi sağlayarak üye ülkelerin çıkarlarına hizmet edecek bölgesel bir gaz piyasasının kurulması olduğu ifade edilmekteydi. Bu hedeflerin uygulanması, teknik açıdan ülkemizin çıkarlarına aykırılık ve tehdit oluşturmaktadır. Ancak şimdi Forumun iki üye ülkesi, diğerlerinin kendi önlerinde en büyük engel olarak gördükleri Türkiye’nin kontrolünde bir deniz tatbikatına iştirak ediyorlar.
ULUSLARARASI KATILIM
Doğu Akdeniz2019 Davet Tatbikatına iştirak edeceği belirtilen 13 ülkenin 6’sı hem gözlemcileriyle hem de yüzer, dalar ve uçar unsurlarıyla katılırken, diğer 7 ülke sadece gözlemcileriyle iştirak etmektedir. Toplam gözlemci sayısının da 40 kişi olduğu belirtiliyor. Elbette, ABD, Pakistan, Bulgaristan, Romanya, İtalya ve Ürdün’ün bizatihi kendi unsurlarıyla bizimle birlikte tatbikat sahasında yer alacak olmaları son derece önemli. Bütün bunlar olurken, Doğu Akdeniz Gaz Forumunun diğer 3 üye ülkesi Yunanistan, Mısır ve GKRY; Girit Adasında 0611 Kasım 2019 tarihleri arasında toplam 5 günlük Medusa9 isimli bir tatbikat icra etmektedirler. Jeopolitik gerçeklere uymayan ve yalnızlığın oynandığı 5 günlük bir tatbikat karşısında, davetimize icabet eden birbirinden farklı 13 ülkenin iştirak ettiği ve bizim kontrolümüzde icra edilecek 11 günlük büyük bir deniz tatbikatı; Doğu Akdeniz’de kimin sözünün geçtiğini bir kere daha gözler önüne sermektedir. Diğer yandan, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun ülkemizin Barış Pınarı Harekâtına karşı bir tavır gösterdiklerini de unutmayalım. Birçok yorumlarda Türkiye’nin dünyadaki yalnızlığı konu ediliyordu. Tabi ki sadece bu tatbikat özelinde baktığımızda; kimin yalnızlık yaşadığı ortaya çıkmaktadır.
BÖLGEDE KONTROL TÜRKİYE'NİN ELİNDEDİR
ABD’nin de bu tatbikata iştirak etmesi önemlidir. Zira ABD, dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de de bütüncül ancak kendi açısından temkinli ve kendi dengelerini dikkate alan bir politikanın gayreti içinde bulunmaktadır. Girit’te tatbikat yapanların, ABD’nin küresel politikalarını okumakta zorluk çektiğini ve diğer ülkelerle oluşturulan gaz forumlarının kontrolünün de ABD ve bir kısım Batı ülkelerinin elinde olduğunu anlamalarını ümit ediyorum. Özellikle Yunanistan’ın, en yakın komşusunun kendi çabaları ve milli gücü nispetinde, gerektiğinde, hem Suriye’de hem Doğu Akdeniz’de neleri göze alabileceğini görmesi gerekmektedir. Bizimle iyi geçinmeleri her iki ülkenin de yararına olacaktır.
13 ÜLKENİN KATILIMI ULUSLARARASI MESAJ NİTELİĞİNDE
Davet 19’a, Azerbaycan, Brezilya, Gürcistan, İtalya, Kuveyt, Lübnan, Meksika ve Katar’dan 40 gözlemcinin izleyeceği tatbikatta, Romanya’dan 2 subay, Bulgaristan’dan BGS Verni, Pakistan’dan PNS Alamgır ve Romanya’dan ROS Regele Ferdinand fırkateynleri, İtalya’dan 1 denizaltı, Pakistan ve ABD’den 2 deniz karakol uçağı, Pakistan’dan 1 deniz özel kuvvet timi, Ürdün’den 1 gemiye çıkma timi, ABD ve Romanya’dan 3 sağlık personeli, NATO’nun güçlerinden 12 personel yer alıyor. Türk Deniz Kuvvetleri’nin 20232028 arasında NATO Deniz Unsur Komutanlığı (MCC) görevini devralmadan önceki hazırlıklardan olduğu öğrenildi.
Kaynak: denizkartali.com