Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın “SMS” diplomasisi olarak adlandırdığı öneri, “Rusya ve Türkiye devrede, atı alan Üsküdar’ı geçti” anlamında değerlendirildi. Alman milliyetçileri ve bütün siyasi akımlarda yeni saflaşmalar ortaya çıktı. Eski bir Alman NATO generalinin demecinde belirttiği gibi, ordu ve donanımı, bu tür girişimler için yetersiz. Genel görüş, Rusya ve Türkiye’nin attığı adımların Suriye’nin de çıkarına olduğu ve siyasi birliği sağlayacağı yönünde. Diğer bir görüş: “Batı (Avrupa) bu konularda çok geç kalmıştır.”
‘PENTAGON’UN HEDEFİ PETROL BÖLGELERİ’
Karrenbauer’in önerisini esgeçen ABD, ‘tekrar IŞİD’in eline geçmesin’ bahanesiyle, Suriye’nin petrol bölgesine yönelmek istiyor. Bekçiliği de PYD’ye verilecekmiş. Newsweek dergisinin haberine göre ABD bütün panzerlerini ve bir kısım askerini Suriye’nin doğusuna göndermeyi planlıyor. Bunun için Beyaz Saray’ın onayı bekleniyor. Bütün Amerikan askerlerinin Suriye’den çekileceğini açıklayan Trump, küçük bir bölümün petrol bölgesinde kalacağını, ancak PYD’nin o bölgeye yönlendirilmesi gerektiğini açıkladı.
Bu arada Putin ve Erdoğan’ın Soçi’de vardıkları mutabakat gereğince, Rus askerleri sınırda devriye geziyor. BM Suriye özel görevlisi Geir Pederson, İsviçre Haber Ajansı SDA’ya “Durum şimdilik öyle” dedi.
NATO’DA BİRİNCİ GÜNDEM BARIŞ PINARI
Alman Savunma Bakanı Annegret KrampKarrenbauer’in Suriye’nin kuzeyinde “Uluslararası Güvenli Bölge” önerisi üzerine açıklanmalar devam ediyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Müttefiklerin Suriye sorununda politik çözüme yönelik öneri yapmaları olumludur, Karrenbauer’in önerisinde boşluklar var, bu konuda BM kararı gerekir” dedi.
NATO Savunma Bakanları toplantısının ilk maddesi Suriye’nin kuzeyinde Türkiye tarafından yürütülen “Barış Pınarı” harekatı. İttifak içinde “bölgedeki Kürtlere yönelik harekat” büyük eleştirilere yol açmıştı. Bunun üzerine KrampKarrenbauer Türkiye’nin sınır boyunda BM gözetiminde bir güvenlik bölgesi önerdi. Alman Savunma Bakanı, şimdi mevkidaşlarını, bunun gerekliliğine inandırmak istiyor.
Bakanın önerisi ilk önce Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın itirazına yol açtı. Bakan “Bu bir çözüm müdür? Almanya, ortaklarıyla hangi temelde anlaşacaktır?” sorularını yöneltti.
Avrupa Parlamentosu da Türkiye’nin insan hakları ihlallerine karşı sınırlı yaptırımlar önerdi. Gerekçesi, kaynak göstermeksizin ileri sürdüğü “300 bin (Kürt kökenli) insanın yerlerinden sürüldüğü” iddiasıydı. PKK ve bağlantılı örgütler bu tür yalanları her gün yayıyorlar. Öneriler içinde Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden çıkarılması da var.
ALMAN MİLLİYETÇİLİĞİ DEYOL AYRIMINDA
Bütün siyasi akımlar gibi Avrupa’da da herkes safını yeniden belirliyor, iç tartışmalar yaşıyor.
AfD içersinde tanınan Kemal Cem Yılmaz ‘Alternatif Medya’da yer alan bir analizinde, Alman milliyetçilerinin Türkiye, Suriye sorunlarında yeterince bilgisi olmadan politika yapmaya çalıştığını ve hata yaptığını yazdı. Yılmaz özetle şöyle diyor:
“Bölgede dünyanın gidişi kararlaştırılıyor. Bu konuda konuşanların, Ortadoğu’nun en önemli ülkesi Türkiye hakkında yeterli bilgileri yok. Türkiye, Rusya, İran, Astana süreci, Adana Mutabakatı gereği Suriye’nin kuzeyinde terörist örgütlere yer yoktur, silahlı müdahale ile uzaklaştırılıyor ve bölgede ilk olarak kalıcı barışın yolu açılmıştır. Ama AfD ne yapıyor? MLPD, Yeşiller, Sol Parti (PKK’nın yanında ABD projelerini destekleyen gruplar) ve SPD ile birlikte ‘Diktatör ve Kürt düşmanı Erdoğan’ korosuna katılıyor. Ne kadar derin bir çukura düşülüyor... Suriye’den gelen 300 bin Kürt mülteciye de Türkiye ev sahipliği yapıyor. Bunu görmeden PKK ve kuyruğundaki Antifa vb. grupların Herne’de, Stuttgart’ta, Nürnberg’te Türk vatandaşlarına, işyerlerine saldırılarına sessiz kalınıyor. Çifte standart. Parti Türkiye konusunda çelişmeler içindedir.”
EN BÜYÜK KAYBEDEN PYD
Bu arada Soçi ve Ankara mutakabatından itibaren Avrupa medyasının en önemli haberleri Suriye’nin kuzeyi, Rusya ve Türkiye. Haftalık Spiegel dergisi gelişmeleri “YPG’li Kürt milisler bölgeyi terk ederken Rusya ve Suriye güçleri ilerliyor” diye verdi. Spiegel, Federal Dışişleri Bakanı Maas’ın “Uzun vadeli ateşkes” için Ankarayı ziyaret edeceğini yazdı. Spiegel şöyle devam ediyor: “Rus güvenlik güçleri zırhlı araçlarıyla Suriye sınırı boyunca devriyedeler. YPG önce çekinerek Beşar Esad ile bir anlaşma yaptı. Ardından bunu Recep Tayyip Erdoğan ve Wladimir Putin arasındaki görüşmeler takip etti. Sonuçta en büyük kaybeden bölgeyi terk etmeye başlayan YPG oldu.
FAZ ve ZEİT’in haberlerinde, ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in şu görüşüne yer veriliyor: “Alman meslektaşımın görüşünü selamlıyorum, politik açıdan Suriye’de insiyatif almak doğrudur. Ancak biz bu kara gücü eylemine katkı sunamayız.”
‘RUSYA DESTEKLERSE ÖNERİ ANLAM TAŞIR’
Alman Bakanın önerisi, 24 Ekim’de Brüksel’de yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, hiçbir ülke tarafından açıktan desteklenmedi, ihtiyatla karşılandı. “Rusya ve Türkiye’nin mutabakatından sonra durum bütünüyle değişmiştir” deniliyor. Karrenbauer’in “Öneri BM tarafından desteklenmelidir” talebiyle ilgili olarak da söylenen şu: “Bu, Rusya tarafından onaylanırsa anlam taşır.”
Alman dış politikasını hazırlayan Bilim ve Politika Vakfı (SWP)’nın Batı Asya uzmanlarından Guido Steinberg Alman 1. Kanalı’nın bir sorusunu şöyle yanıtladı: “Türkiye ile mutakabatından sonra görüldü ki, bölgede Rusya’sız bir şey olamaz. Artık Suriye üzerine Başkan Putin ile görüşülmelidir, ABD ile değil.” Bu arada TV muhabirinin “Önümüzdeki dönem Suriye ile Türkiye arasında çelişmeler çıkar mı?” soruları dikkat çekti. Yanıtlarda “Otonomi hevesleri bitmiştir. En büyük kaybeden PYD’dir. Rusya’nın da desteği ile Suriye siyasi birliğini sağlayacaktır” görüşleri öne çıktı.
Batı, umudunu “SuriyeTürkiye ve RusyaTürkiye arasında çelişme çıkacak” beklentisine bağlamış görünüyor. Ancak bütün gelişmeler Batı Asya ve Avrasya’nın birliğine ve zaferine gidiyor. Bu nedenle Batı, kargaşalık ve netleşme telaşı içindedir.
SAVUNMA BAKANLARI TOPLANTISI SONA ERDİ
NATO Savunma Bakanları Toplantısının ikinci günüde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile görüştü. Bakanlığın açıklamasına göre, Suriye ile Fırat’ın doğusundaki Barış Pınarı Harekatı başta olmak üzere savunma ve güvenlik konularının ele alındığı görüşmede, NATO ve ikili askeri ilişkiler üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu. Görüşmede iki Bakan, diyaloğun sürdürülmesi konusunda mutabık kaldı.
Aydınlık