İçişleri Bakanlığı jandarma unsurlarının ikna çalışmaları sonucu güvenlik güçlerine teslim olan "Kader" kod adlı terör örgütü mensubu, ifadesinde HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde nöbet tutan ailelerin durumunun örgütün elindeki çocukları üzerinde nasıl etkili olduğu bilgisini verdi.
İkna çalışmalarının ardından terör örgütü PKK'dan kaçarak bir hafta önce Türkiye'ye gelen "Kader" kod adlı N.D, güvenlik güçlerine sığındı. Örgütte bulunduğu süre içerisinde yaşadıklarını aktaran N.D, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan annelerin eyleminin örgütteki yaşattığı paniği anlattı.
Terör örgütü mensubu N.D, güvenlik güçlerine verdiği ifadede, Diyarbakır annelerinin oturma eyleminin örgütün sözde üst düzey yöneticilerinde büyük psikolojik baskı ve endişe yarattığını söyledi.
N.D, terör örgütü mensuplarının kendi ailelerinin oturma eylemine katılıp katılmadığını takip ettiğini vurgulayarak, bazılarının mutlaka kendilerini örgüt bataklığından kurtaracak bir yol bulacağını belirtti.
Evlatlarını terör örgütü PKK'nın elinden kurtarmak isteyen diğer ailelerin de oturma eylemine katılması gerektiğine işaret eden N.D, "Ailesini orada gören çocuklar çok etkilendi. Annesini ve babasını televizyonda görüp de ağlayanlar oldu. Ailesinin o durumunu gören ve etkilenen çocuklar şimdi gelmek istiyor. Böyle çok kişi var. Birçok kişi örgütten kaçıp da eski yaşamlarına dönmek istiyor." diye konuştu.
.ÖRGÜTÜN BASKISI NEDENİYLE KAÇAMIYORLARN.D, baskı ve ölüm tehditlerinden dolayı birçok terör örgütü mensubunun kaçamadığını ifade etti. Telefon kullanılmaması nedeniyle örgüt üyelerinin aileleriyle iletişime geçemediğini bildiren N.D, tanıdığı birçok örgüt mensubunun yaşadığı ortamdan memnun olmadığını ve kaçmanın yollarını aradığını dile getirdi.
"TERÖRİSTLER, 'ÇATIŞAN, SÜRÜ GİBİ ARAZİYE SAVRULAN VE ÖLEN YİNE BİZİZ' DİYOR"
N.D, son iki yıldır terör örgütüne katılım sayısının azaldığını gözlemlediğini, teröristlerin çoğunluğunun da zorla katıldığına değinerek şunları aktardı:
"Ölü sayısı çok. Birçoğu ölmekten korkuyor ve katılmak istemiyor. Çoğuna da oradaki yaşam tarzı uymuyor. O yüzden eskiye göre katılım düzeyi çok az. Örgütten ayrılmalarının birçok sebebi var. Bakıyorsun sözde üst yönetim oturuyor ve ona hiçbir şey olmuyor. Çatışmaya giden milletin çocukları... Birçok kişinin ağzından şunu duydum. 'Örgüt yukarıda oturuyor, çatışan, sürü gibi araziye savrulan ve ölen yine biziz' diyorlar."
."ÇOCUKLARIN BEYİNLERİ ÇOK KÖTÜ YIKANIYOR"
N.D, örgütte bulunduğu süre içerisinde çok fazla çocuk gördüğünü, ideolojik eğitimle beyni yıkanan bu çocuklara silah eğitimi de verildiğini vurguladı.
Örgütte çocuklardan kurulu "Genç taburları"nın da bulunduğunu anlatan N.D, şu bilgileri verdi:
"Önceden Suriye'de de kampları bayağı çoktu. 20162017 yıllarında 45 genç taburu vardı. Ama 20182019 yıllarında hem genel sayı hem de genç taburu azaldı. Özellikle bu taburlarda 9 ve 16 arası çocuklar bulunuyor. Bu çocuklara ilk başta ideolojik eğitim verilir, beyinleri yıkanır. Biraz da yaşları olgunlaştıktan sonra yani 1617 yaşlarında askeri alanlara gönderilir. Silah eğitimi verilir, mühimmat nasıl yapılır onların hepsinin eğitimi verilir ve aynı şekilde orada çatışmaya girerler...
."Çocukların beyinleri çok kötü yıkanıyor. Her şeyi unutur ailesiyle irtibata geçmez sen istesen bile... 'Al sana telefon, ailenle konuş' desen bile artık onlar konuşmaz. 15 yaşında ölen çocukları da gördüm. Onları büyük mezarlıklar var, oraya gömüyorlar."
N.D, güvenlik güçlerine teslim olma sürecini, "İnsana değer verilmiyordu, küçümseme vardı. Değer verildiğini hissetmiyor insan, yoldaşlık ve arkadaşlık ilişkilerinden hep bahsediyorlar ama öyle bir şey yok. Orada sadece ölüm var." sözleriyle anlattı.