TBMM’de görüşülen Milli Savunma Bütçesi üzerine HDP adına söz alan Adana Milletvekili Oruç, Bakanlığın Bütçesi’nin artırılmasına tepki gösterdi. Terörle mücadeleye karşı çıkan HDP sözcüleri Bakanlıkların 2020 yılı bütçelerine 'savaş bütçesi güvenlikçi bütçe' diyerek tepki gösterdiler.

ZİHNİ ERDEM / ANKARA

Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelesine karşı çıkan HDP sözcüleri Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının 2020 yılı bütçelerine “savaş bütçesi güvenlikçi bütçe” diyerek karşı çıktı.

TBMM’de görüşülen Milli Savunma Bütçesi üzerine HDP adına söz alan Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Milli Savunma Bakanlığı’nın Bütçesi’nin artırılmasına tepki gösterdi.

Oruç, Savunma Bakanlığı’nın bütçesinin Ak Parti’de ortaya çıkan yeni Osmanlıcılığın, Ortadoğu’dan Afrika’ya yayılma hayallerinin ürünü olarak artırıldığını ileri sürdü.

PKK/ PYD/YPG TEHDİDİNİ YOK SAYDI

Bütçe’nin sınırlarımıza yönelik tehditler için artırıldığı gerekçesine karşı çıkan Oruç, “Bize göre de sınırlarımız tehdit altında. Ama Suriye özelinde yani 911 kilometreye sahip olduğumuz sınırlar özelinde söyleyecek olursak; El Nusra, El Kaide, IŞİD ve uzantısı selefi cihadist çetelerin tehdidi altında” dedi.

GÜVENLİKLİ BÖLGE KÜRTARAP SAVAŞININ ÖNÜNÜ AÇAR

Oruç, Suriye sınırında oluşturulan güvenlik kuşağına da karşı çıkarak, “Orada yapılmak istenen siyaseti, politikayı buradan defalarca ifade ettik. Bir güvenli bölge oluşturulacak, mülteciler oraya yerleştirilecek, hangi parayla ve niye? Orada bir Arap kuşağı oluşturarak Türkiye’de ve Rojova’da Kürdistan bölgesi arasında bir hat oluşturmak istenmektedir ve bu şu anlama geliyor: Tam tersi bu güvenlikçi politika, başımıza savaşı açmaktadır. İleride bir KürtArap savaşının, tarihsel bir savaşın önü bu politikalarla açılmaktadır” ifadelerini kullandı.

LİBYA MUTABAKATI HUKUKSUZMUŞ

Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikasına karşı çıkan ve Libya hükümeti ile imzaladığı mutabakatında hukuksuz olduğunu ileri süren HDP’li Oruç şöyle konuştu: “Yine, ‘Doğu Akdeniz meselemiz var, o yüzden daha çok silah, o yüzden daha çok savunma bütçesi’ diyorsunuz ve bununla ilgili geçen hafta burada alelacele hukuksuz olduğunu bir kere daha iddia ediyoruz Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükûmetiyle, Doğu Akdeniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat buraya geldi ve bu Meclis çoğunluğuyla onaylandı. Buradan temel eleştirilerimizi sıralamıştık ama ben şu soruyu tekrarlamak istiyorum: Bugün Kahire’de Doğu Akdeniz Forumu’nda Türkiye yoksa bunu siyaseten sorgulamak gerekmiyor mu? Oraya gemi yollayarak, sondaj gemilerinin peşine askerî gemiler yollayarak... Bu mudur yürüteceğiniz siyaset, bu mudur başarınız? Ve deniyor ki: ‘Şayet Libya Hükûmeti isterse oraya asker de göndeririz, lojistik destek de sağlarız.’ Lojistik destek sağladığınızı zaten biliyoruz ama tıpkı sancak beyleri misali kim, nereye, ne kadar asker ve lojistik destek istiyorsa, oraya göndermeye hazırlık yapıyorsunuz.”

SAVAŞA DAYALI BÜYÜME MODELİ

İnşaat sektörünün bittiğini şimdi silah sanayisine ve savaşa dayalı büyüme ekonomisi modelinin benimsendiğini ileri süren Oruç, “Kürt sorunun çözülmemesinin bu ülkeye maliyeti küçük bir örnek 20132015’te çatışmasızlık süreci varken savunmaya ayrılmış olan bütçe ile 2016’dan sonraki bütçeyi kıyasladığımızda yüzde 53 oranında bir artış var; bu da bize gösteriyor ki, demek ki Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülseydi, bu ülkede demokrasi inşa edilseydi, bu ülkenin doğusuyla, batısıyla her Allah’ın günü biraz daha polis alarak, her Allah’ın günü biraz daha asker alarak, silah alarak yönetilemeyeceğini anlardınız” diye konuştu.

S400’LER İÇİN 6 MİLYAR DOLARI ÇÖPE ATIYORSUNUZ

S400’ler ve F35’ler için ayrılan bütçeyi de eleştiren Oruç, “S400’lere 2,5 milyar dolar, F35’lere şu an 1,2 milyar dolar harcanmış fakat bu şayet programa dâhil edilirse 2,3 milyar dolar daha verilecek yani bunun anlamı şu: Henüz Türkiye’de çalışıp çalışmayacağı, NATO ülkesinin Rus hava savunma sisteminin kullanın kullanmayacağı belli olmayan bir yere 6 milyar dolarlık bütçe ayırdınız, bunu çöpe atmış oluyorsunuz” görüşünü savundu.

Aydınlık