Soylu, “Gelmişiz, anlatmışız, ne kadar sorunuz varsa buyurun cevaplamaya hazırız demişiz. Ondan sonra meseleyi Sayın Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak terör örgütünü ve PKK’yı aklamaktır” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 107. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programına katılarak burada konuşma yaptı. Tarihin zaman zaman insanlığın karşısına çıkardığı benzer fotoğraflarla bir şeyler anlattığını belirten Soylu, 150 yıl önce Düyunu Umumiye’nin ekonomi merkezli küresel vesayet kurumu olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin, IMF adlı küresel ekonomik kurumdan yaklaşık 10 yıl önce kurtulduğunu ifade eden Soylu, bir asır önce de milletin karşısına “Sevr” gibi kabul edilemez bir haritanın ve anlaşmanın dayatıldığına dikkati çekti. Soylu, bugün ise “Sevilla haritası” gibi bir ucubeyle gelindiğini, asil milletin bunu da kabul etmediğini belirtti.
OLAYLAR TÜM ÇERÇEVESİYLE ANLATILDI
Soylu konuşmasında, Kılıçdaroğlu’nun, Gara’da terör örgütü PKK tarafından 13 sivil vatandaşımızın şehit edilmesiyle ilgili partisinin 16 Ocak’taki TBMM Grup Toplantısındaki sözlerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla olayın hemen ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i ziyaret ettiklerini hatırlatan Soylu, görüşmede, terör örgütü PKK tarafından vatandaşların kaçırılmasından katledilmelerine kadar yaşanan olayları tüm çerçevesiyle anlattıklarını bildirdi.
‘SORUMLULUĞU YERİNE GETİRDİK’
Soylu, Erdoğan’ın verdiği talimat çerçevesinde olayı “Namus, onur, devlet adabı ve sorumluluğuyla” anlattıklarını dile getirerek, “Bu, demokrasinin dönem dönem kullanmak cihetine gittiği bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirdik. Bu, devleti yönetenlerin sorumluluğudur. Bu aynı zamanda ortak kader, tasa, kıvanç, tarih, ülküde birlikte olduğumuzu düşündüğümüz insanlara karşı acımız ve yasımızla ortaya koyduğumuz bir sorumluluktur” diye konuştu.
‘SİYASET MALZEMESİ HALİNE DÖNÜŞTÜRMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL’
Bu sorumlulukla ortaya koydukları nezaketin karşısında beklentilerinin de aynı davranış olduğunu vurgulayan Soylu, “Bu tip dönemlerde özellikle polemikleri, siyasal gelecek hesaplarını bir tarafa bırakıp yarına ait bizden sonra geleceklere doğru davranış anlayışını emanet etmek gerekir. Hepimiz insanız, eksik olmayan Cenabı Allah’tır. Sözümüzde, lafımızda muhakkak eksiğimiz vardır. Kendimizi de karşımızdakileri de öyle görüyoruz. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu’nun bizim ardımızdan sanki biz bu detayların hiçbirisini anlatmadık, hiç kendisine olayı ifade etmemişiz, tüm detayları anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürüvermesi ve bu 13 evladımızın şehadetinin sorumlusunun Sayın Cumhurbaşkanımızın olduğunu söylemesi, açık söylüyorum, PKK’yı aklamaktan, üstünden yük almaktan ve bu acı olayı bir siyaset malzemesi haline, bir polemik haline dönüştürmekten başka bir şey değildir” şeklinde konuştu.
‘BÖYLE YAPILMAMALIYDI’
Yaşın veya makamın büyük olmasının hata yapılmayacak anlamını taşımadığını ancak çok üzüldüğünü ifade eden Soylu, “Elbette ki toplumun zihnindeki birtakım sualleri sormak, özellikle demokrasilerde siyasi partilerin görevleridir. Ancak burada bunu dile getirirken, demokratik eğilimlerin ortaya çıkardığı sonuçları görmezden gelmekle başka bir davranış biçimi olur. Gelmişiz, anlatmışız, ne kadar sorunuz varsa buyurun cevaplamaya hazırız demişiz. Ondan sonra meseleyi Sayın Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak terör örgütünü ve PKK’yı aklamaktır. Terör örgütünün, PKK’nın karşısında hep birlikte bir cephe olabilme fırsatını kaçırmaktır. Bu tarihi bir fırsattı. Bu kalleşliğe hep birlikte ay yıldızlı bayrak elimizde, hiçbir siyasi parti ayrımı gözetmeksizin fatura ödettirebilme fırsatını kaçırmaktır. Böyle yapılmamalıydı” beyanlarında bulundu.
‘ÇOK ÜZÜLDÜM’
Soylu, bu olay karşısında böyle bir tavrın ortaya konulmaması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: “O grup toplantısını dinlediğim an yaşadığım hayal kırıklığı ifade etmem gerekir ki hayatımın en önemli hayal kırıklıklarından biridir. Gün polemik günü değildir. Siyaset elbette ki yapılır, elbette ki bazı şeyleri eleştirmesi herkesin hakkıdır. Siyaset tartışır, fikrini söyler ama bunun kırmızı çizgisi terör örgütleridir. Burada gördüğümüz hem demokratik sorumluluktan uzak hem de bir terör örgütünü bu vahşi katliamdan kurtarma, çıkarma gayreti sadece siyasi tarihimize değil, terörle mücadele tarihimize de maalesef bir kara leke olarak geçmiş olur. Üzüntülüyüm, sadece söyleyeceğim budur. Hakikaten çok üzüldüm.”