Leyla Düzel yazdı
"Beni öldüremezsin. Sesim, sözüm, sazım var benim. Ben derken ben herkesim"
Sezen son günlerde gündeme oturan şarkısı için cevabını bu şekilde vermiş. Peki bunu kime söylüyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olmalı. Herkes dediği kim? Kimin sözcülüğünü yapıyor?
Gündeme düşürülen (!) Hz. Adem ve Havva annemize cahil dediği şarkısını herkes yazdı. Ben sadece din perspektifinden bir mevzu olunca konuya dahil olan insanlardan değilim. Mevzuyu derinlemesine incelemenin gerektiğini düşünüyorum. Çünkü din konusu işin içine girince buna gıcık olan ve Sezen Aksu’nun yanında sadece Ak Parti karşıtlığı sebebiyle yer alanların olduğunu ve konunun basit bir algı şeklinde değerlendirildiğini görüyorum.
****
Sezen konuşunca bana nedense Pensilvanya konuşuyor gibi geliyor. Ha keza şarkı sözleri de hep bir yere mesaj verir gibi. Merak etmeyin paranoyak değilim. Gençliğimde çok severek dinlerdim. Aşık olduğumda şarkılarında hüzünlenirdim. Hatta ortaokulda bana aşık olan ama benden karşılık bulamayan bir genç son bir umut mektup yazmış ve Kaybolan Yıllar şarkısını dinlerken ömür boyu beni hatırla demişti. Şahıs gündeme oturunca neler hatırlıyor insan. Sezen şarkıları hepimizin hayatında bir şekilde yer almıştır. Lakin araştırdıkça kendi saf kalbimize yapılan kötülükleri, yani kandırıldığımızı veya onların kapılıp gittikleri yolu öğrendikçe kendimden çok onlar adına üzülüyorum.
Sezen kim ile beraber çalışsa rahmetli olmuş. 1983'de söz yazarı Çiğdem Talu, 1994 besteci Melih Kibar, 1996 senesinde Ermeni sevgilisi besteci Onno Tunç, 2008 söz yazarı Aysel Gürel, 2012 de ise yine bir söz yazarı Meral Okay öldü. Hepsi de en verimli çağında ve Aysel Gürel harici orta yaşlarında öldü.
****
2010 referandumunda sanatçı arkadaşlarını karşısına alıp referandum için EVET oyu vereceğini açıklamıştı. O dönem Gülen Cemaati de Evet'i destekliyordu. Hatta Hayır diyeceğini söyleyen CHP Genel Başkanı Baykal ve MHP'ye kaset savaşları başlatılmıştı. Amaç FETÖCIA karışımı Amerika'nın güdümünde Anayasal bir düzen getirmekti. Yargıyı büyük ölçüde bu dönemde dizayn ettiler. Halen yargıda alınan garip kararların o dönem atananların etkisi olduğunu söylesek yalan olmaz.
Erdoğan niyetleri fark edip dışta Gülen Cemaati'ne ve içte yakın çalışma arkadaşlarına (Gül, Arınç, Davutoğlu, Babacan)savaş açınca önce Gezi, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi oldu.
Sezen Aksu hakkında şüphe duyulmasının nedeni ise babasının Gülen’e yakınlığı ve okullarında yöneticilik yapmasıydı.
Fethullahçılar ona ‘Yaman Dede’ diyorlardı. Sezen'in babası Sami Yıldırım, 1979 yılında İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcılığı’ndan emekli olmuştu. Erzurumlu Gülen de cemaatinin temellerini İzmir’de Kestanepazarı Camii’nde atmıştı. Yıldırım, Gülen’in sıkı bir müridi oldu.
Gülen, Galatasaray Lisesi ya da diğer adı ile Robert Kolej’in karşısına bir model olarak İzmir’de Yamanlar Koleji’ni kurdurdu. Buradan yönetici pozisyonlarına "Altın nesil" çocuklar yetişecekti. Kurucusu ve ilk müdürü Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım’dı.
O dönem FETÖ yazarı olan Faruk Mercan, Fethullah Gülen diye bir kitap çıkarmıştı. Orada bu konuyu şöyle anlatıyordu
"Gülen henüz İstanbul’daki büyük servet sahiplerini harekete geçirebilecek durumda değildi, ama yıllardır İzmir’de verdiği vaazları hiç kaçırmayan hatırı sayılır bir esnaf grubu vardı. Gülen, Ege Bölgesi’nin bu insanlarını, sonraki yıllarda kolejlere dönüşecek olan öğrenci yurtları açmaya teşvik etti. İlk öğrenci yurdunun temeli 1972’de İzmir Bozkaya’da atıldı. 1976 yılında faaliyete geçen 200 öğrenci kapasiteli bu yurt, tam on yıl sonra 1982 yılında Yamanlar Koleji’ne dönüşecekti ve okulun ilk müdürü, sanatçı Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım olacaktı."
Örgütün dergisi Aksiyon, Sami Yıldırım’ı 17 Aralık 2007’de ’Eğitimin Yaman Dedesi’ diyerek şöyle tanıtıyordu:
"Nice öğrenci, nice öğretmen dünyanın dört bir yanına yayıldı bu liseden. Ama lisenin kuruluşundan bugüne değişmeyen tek bir kişi vardı: O da ilk gün müdür olarak kapıdan içeri giren ve bugün hâlâ danışman sıfatıyla burada hizmetlerine devam eden Sami Yıldırım."
(Bu arada soy isimden dolayı kafası karışanlar olabilir. Aksu soyadı Sezen'in çok kısa süren bir evliliğinden kalan soyad. Kızlık adı Fatma Sezen Yıldırım'dır.)
Gülen, Yamanlar Koleji'nde özel bir odaya sahipti. Sami Yıldırım ilişkilerinin başlangıcını şöyle anlatmıştı.
"Sayın Fethullah Gülen Hoca vaaz verirken kürsüden beni gördü. İltifat etti. ‘Hocam da buradaymış’ dedi. ‘Hocaların hocası’ diye beni oradakilere lanse etti. Büyük bir alkış koptu. Sonra dışarı çıktım. Bahçede etrafıma toplanan gençler elimi öpmeye başladı. Hocaefendi’nin iltifat ettiği birine gösterilen saygıydı bu."
Sami Yıldırım 80 yaşında ölene kadar dostlukları sürdü.
****
15 Temmuz darbe girişiminden 4 buçuk ay önce, Sezen Aksu’nun annesi ölmüştü. Gülen ABD’den bir taziye mesajı yayımlamıştı. Sami Yıldırım için ‘aziz dost’, Sezen Aksu için ‘güzide sanatçımız’ diyor, ailenin acısını paylaşıyordu. Sezen her konser öncesi dua istermiş. Kalp kalbe karşı imiş meğerse.
Sosyete ve sanatçı camianın pek sevdiği ve yine Amerika'da yaşayan Ahmet Hulusi Tarikatını da konuya dahil edelim. Sezen, şarkıcı Mustafa Ceceli’den annesinin cenaze namazı duasını yapmasını istemiş ve namazı O kıldırmıştı.. Eşi ve kendisi modern din adı altında Hulusi Tarikatı müridi idiler. Gülen Cemaati yapılanması fakir çocuklara, Hulusi ise varlıklı kişilere kancayı takmıştı. Aksu'nun babası 2019’da ölünce Sezen yine Ceceli’den cenaze namazını kıldırmasını istemiş ama yurtdışında olduğundan dolayı sesini kaydettiği cenaze namazı ile defnedilmişti. Ne kadar garip bir durum değil mi?
Baba Sami ile evlat Sezen başka fikirde olabilir desek, yaptıklarına bakınca öyle görünmüyor. Baba Gülen için, Sezen de Hulusi'ye mürid toplamak için çalışmış görünüyor. Medyada pek adı geçmese de bu Ahmet Hulusi İslam dinini deforme eden, Gülen gibi Ilımlı İslam anlayışına hizmet eden CIA yönetiminde medya kolu faliyetlerini yürütmede ve sanatçıları ele geçirmede çok başarılı olmuş görünüyor.
Adnan Oktar gibi derinden ve sessiz çalışan yapılanma içlerinden birine zarar gelecek olsa troll gibi savunmaya geçip o kişiyi koruyor. Özellikle binlerce takipçisi olan sosyal medyadaki bu ünlüler bir şey yazdığında takipçileri de konuyu o doğrultuda savunuyor. Sevgi duydukları, hatta taptıkları sanatçıların her sözü doğruymuş gibi konu onların gözü ile genele yayılıyor.
****
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti'ni millileştirme yolunda gayret sarfettiği sürecin başlangıcı olan cemaatin dershanelerini kapatma kararından sonra, Erdoğan sever Sezen'in neden onlara paralel Erdoğan nefreti ile dolduğu sorusu şüpheler uyandırıyor.
Gençliğinde bir dönem dansöz olmak için çaba sarf eden, kokain kullanma sebebi ile burun deliklerinin eridiği ve devamlı estetik yaptırmak zorunda kaldığı söylenen o dönem gazete haberlerini orta yaş üzeri olanlar hatırlar. Sonra durulan Aksu belki içsel arayışını bu tarikatcemaat yapılarında bulmuştur. Çünkü Sezen Aksu'nun en parlatıldığı verimli zamanı Gülen Cemaati'nin siyasette ve medyada aktif olduğu dönemlerde idi. Ocak 2016 da sanki darbe kokusu almış gibi sahneleri bırakma kararı almıştı. Darbe girişimi sonrası çıkardığı albümler ise aşk şarkısı tadında ama alt manada buram buram siyaset kokuyordu.
Son söz olarak yukarı da bahsettiğim ve sanki Fethullah Gülen'in sözlerini yazdığı Sezen Aksu’nun şarkısı ile konuyu bitireyim.
Darbe girişiminden 10 ay sonra çıkardığı İHANETTEN GERİ KALAN şarkısı Gülen'in Erdoğan’a sitemi gibi. El koynunda çok çabuk sıkılmışsın derken Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikteliğinden Erdoğan’ın sıkıldığını ama geri dönmek istese de onu affetmeyeceğini söyler gibi. Bahsettiği çok sert rüzgar ise darbe girişimi olmalı. Klibi ise eski Boğaziçi Köprüsü, darbe girişimi sonrası 15 Temmuz Şehitler Köprüsü adını alan görüntü ile başlıyor.
Duydum ki el koynundan
Çok çabuk sıkılmışsın
Dönmek için bin çare
Bin yol arıyormuşsun
Gel gör ki bende rüzgâr
En sert poyrazdan esti
Taze çiçeklenmiş bahar
Ayaza kesti
İstemem artık geriye dönme
Dönersen bile bu evde sönme
Buz gibi soğuk suya benzer
İnan bitmiş her aşk
Tuz gibi bassan yarana
Derman olmaz sana
Ne narindir, ne haindir
Ne vefalı, ne zalim
Bir hasrettir, bir intikam
İhanetten geri kalan
Erdoğan’ın Fethullah Gülen için hain, vefasız, zalim dediği açıklamalarına bu şarkı cevap değil mi?
Beni ülkeme hasret bıraktın, ihanet ettin ben de intikam aldım dememiş mi?