Aşırı şeker tüketimi, pek çok hastalığa kapı aralıyor. Türk Böbrek Vakfı, şeker tüketiminin zararları hakkında farkındalık yaratmak amacıyla 1925 Eylül’ü Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası ilan etti

ARİF AYDIN KAPLAN

Yüksek miktarda alınan şeker, obezite başta olmak üzere çok sayıda kronik hastalığı ve organ yetmezliğini de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, özellikle hazır gıdalarla çok miktarda şeker olduğuna dikkat çekerek vatandaşları uyardı.

Türk Böbrek Vakfı dünyada bir ilke imza atarak 1925 Eylül tarihlerini “Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası” olarak ilan etti. İstanbul Şişli Cevahir AVM önünde önceki gün düzenlenen etkinlikte boks eldivenleri giyilerek şeker maketleri parçalandı. Etkinlikte konuşan Türk Böbrek Başkanı Timur Erk, Türkiye'nin obezitede dünyada üçüncü, Avrupa'da ise birinci olduğunu vurguladı.

Sağlık Bakanlığı ile işbirliğinde olduklarını söyleyen Erk "10 seneden beri çalışıyoruz. 150 gramlık şeker tüketimini zar zor 140 grama indirebildik. Toplumlar geliştikçe beslenme hataları ile birlikte artan sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu sadece ülkemizde değil tüm dünyayı ilgilendiren büyük bir sorun. 3040 yıl önce hiç bahsetmediğimiz obezite bugün 10 yaşından 70'ine tüm insanlığı etkiliyor." dedi.

Aşırı şeker tüketiminin obeziteye ve kronik hastalıklara yol açtığını söyleyen Türk Böbrek Başkanı Timur Erk, 25 yıldır diyabet hastası olduğunu ve kendisine en iyi gelen ilacın hareket ve spor olduğunu söyledi. Erk, “Belçika, Finlandiya, Fransa, Macaristan, İrlanda, Letonya, Monako, Norveç, Portekiz, İngiltere gibi ülkeler bu sorunu çözmek için şekerli ürünlere vergi koyma yoluna gitmişlerdir. 2 seneden beri uğraşıyoruz. Sayın Ekonomi Bakanımız Nureddin Nebati’den de rica ettik. Seçim öncesi kolay değil ama ileride mutlaka olacaktır." diye konuştu.

ŞEKER TÜKETİMİ ÖLÜM RİSKİNİ ARTIRIYOR

Türk Böbrek Başkanı Erk 10 yıl önce başlattıkları tuz tüketimi ile ilgili çalışmalarında muvaffak olduklarını ve sıranın şeker tüketimine geldiğini belirtti. En çok uzak durulması gereken şekerli yiyecekler ile ilgili de Aydınlık'a konuşan Timur Erk şunları aktardı:

"Nişasta bazlı şekerlerde fruktoz miktarı glikoza nazaran daha çok olduğu için doğrudan etkiliyor. Kılcal damarları tahrip ediyor ve organ yetmezliğine sebep oluyor. Kimse, ilave şeker almasın. Çaya iki küp şeker atıyorsanız bire indirin. Sonra da sıfır şekeri hedefleyin. Şekerli gıdalardan tamamen uzak durun. Paketlenmiş raf ömrü uzatılmış bütün şekerli gıdalar hayatımızdan çıkmalı. Başka türlü şeker tüketimini bitirmenin imkan yok."

Türkiye Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Dr. İlhan Satman da Aydınlık'a yaptığı açıklamada pek çok hastalığın şeker tüketimi ile ilişkisine dikkat çekti. Satman şöyle konuştu: “Pek çok hastalık bunların içinde şeker hastalığı, yüksek tansiyon hastalığı metabolik sendrom, gut hastalığı, böbrek taşları, kronik böbrek yetersizliği, çocuklarda dikkat eksikliği, aşırı hiperaktivite, depresyon, yaşlılarda yağlı karaciğer hastalığı bunların hepsi ile şeker tüketiminin arasında ilişki kurulmuştur. Üstelik şeker tüketimi ile ölüm riski arasında da ilişki kuran çalışmalar giderek artıyor.”

‘HAZIR GIDADAN UZAK DURUN’

Enstitü Başkanı Dr. Satman okul kantinlerinde satılan ürünlerle ilgili de şunları söyledi: “Sağlık Bakanlığı ile birlikte yapılan çalışmada, kantinlerde satılabilecek nitelikteki ürünlere logo basılması ve logosuz ürünlerin satılmaması yönünde yönetmelik hazırlandı. Hayata geçirilemiyor. Burada endüstrinin de rolü var. Okullara yakın bir mesafede nasıl ki sigara içilemiyor, okulun 200 metre yakınına kadar şekerleme gibi abur cubur ürünler de satılmamalı. Bu kurallar yerleşene kadar aileler uyanık olmalı. Okulda sebze, meyve ve sıvı olarak da su tüketilmeli. Hazır, işlenmiş yiyeceklerden kaçınılmalı.”

Aydınlık