Eski Washington Büyükelçisi Loğoğlu seçimlere kutuplaşmanın damga vurduğunu söylerken, Prof. Dr. Emin Gürses bu kutuplaşmanın devam edeceğini kaydetti. ANKASAM ABD Güvenlik Danışmanı Kadir Çelik ise, gelişmeleri ABD’nin zayıflamasının yansıması olarak değerlendirdi. 3 Kasım’da yapılan ABD başkanlık seçimlerinin sonucu hala belirsizliğini koruyor. Gazetemizin baskıya gittiği saatlerde oy sayımının tamamlandığı eyaletlerdeki geçici sonuçlara göre, Demokrat Parti adayı olan eski Başkan Yardımcısı Joe Biden 264, Cumhuriyetçi Parti adayı olan Başkan Donald Trump ise 214 seçici delege kazanmış durumda. Seçimin kaderini belirlemesi öngörülen kilit eyaletlerdeki yarışın başa baş sürmesi dolayısıyla henüz kesin bir galip ilan edilemedi. Bir adayın başkanlık yarışını kazanabilmesi için toplam 270 seçici delegeye ulaşması gerekiyor.
Başkan Trump'ın kampanya ekibi, önceki gece Demokratların zaferinin ilan edildiği Wisconsin eyaletindeki oyların yeniden sayılması, Demokratların önde götürdüğü Michigan ve Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki farkın hızla kapandığı Pensilvanya eyaletlerinde oy sayımının durdurulması için yasal girişimde bulunacaklarını açıkladı. Ayrıca Cumhuriyetçiler, Georgia eyaletinde de, saat 19.00'dan sonra kullanılan bazı oyların sayıma dahil edildiği gerekçesiyle dava açtı.
Diğer yandan ABD'nin 59. başkanlık seçimlerinde yaşanan belirsizlik ve posta yolu ile kullanılan oylar konusunda yaşanan tartışmalar bir çok eyalette protesto edildi. Protestocular, New York, Phledelphia, Chicago ve Los Angeles başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında ikinci gece de sokaklara döküldü. Gösteriler sırasında polisle arbede yaşandı ve gözaltılar oldu. Protestoların bugün de birçok şehirde devam edeceği bildirildi.
Ülkede seçim belirsizliği sürerken bir yandan da koronavirüs vakaları artıyor. Amerikalıların sandık başına gittiği gün, ülke 91 binden fazla yeni vaka kaydetti. Bu, salgının başından bu yana günlük ikinci en yüksek sayı.
Başkanlık seçimine ilişkin rapor yayımlayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ise, ABD'de 3 Kasım'da gerçekleştirilen 59. başkanlık seçiminin son derece kutuplaşmış siyasi bir ortam içinde geçtiğini belirtti. AGİT, raporunda seçimin yüksek derecede katılım, zorlu ve rekabetçi bir atmosferde gerçekleştiğini kaydetti.
Seçim sonuçları gelmeye devam ederken önceki gün yerel saatle sabaha karşı canlı açıklama yapan Trump Demokratları "oy çalmakla" suçlamış ve mahkemeye gideceklerini söylemişti. Rakibi Biden ise hukuk mücadelesine hazır oldukları yanıtını vermişti.
ABD Başkanlık seçimlerinde yaşanan krizi ve bu krizin olası etkilerini uzmanlara sorduk. Eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Emin Gürses ve Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) ABD Güvenlik Danışmanı Kadir Ertaç Çelik ABD seçimlerinde yaşanan gelişmeleri Aydınlık’a değerlendirdi.
Sorularımızı yanıtlayan Eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, ABD’yi sıkışık ve zorlu bir dönemin beklediğini belirterek şunları söyledi:
‘SONUÇLAR YARGIYA GİDEBİLİR’
- ABD seçim sonuçları ne zaman belli olur, yargı süreci nasıl işler?
ABD seçim sonuçları henüz belli değil, yargıya da gidebilir. Sonuç almak mümkün olmayabilir. ABD yargısı ise objektif seçim sonuçlarını bekleyerek karar verecektir. Neden peki sayım hala devam ediyor diye sorarsak, ABD’de demokrat partisine mensup vatandaşların oylarını posta yoluyla kullanma geleneği, cumhuriyetçilerin ise sandığa giderek oy kullanma geleneği vardır. Sandıkta kullanılan oylar hemen sayılırken, posta yoluyla verilen oyların sayımı uzun sürüyor. Dolayısıyla şu an bu oyların sayımı sürüyor. Seçim sonuçları yargıya gittiği takdirde ise her şeyin 20 Ocak’tan önce sonuçlanması lazım. Elbette Kasım sonu da olabilir, 5 Aralık da olabilir ancak, ABD hukukuna göre kesin sonuçlar için son tarih 20 Ocak. Bu tarihten sonraya kalamaz. 20 Ocak 2021’de yeni başkan ve yardımcısı, ABD Kongresi'nde yemin ederek göreve başlar.
‘SEÇİMLERE KUTUPLAŞMA DAMGA VURDU’
- Trump ve Biden taraftarları iki gecedir sokaklarda, protestolar ve gözaltılar var. AGİT bile ABD seçimleri hakkında ‘çok kutuplaştırıcı’ uyarısında bulundu. Nasıl yorumluyorsunuz?
ABD seçimlerine kutuplaşma damga vurdu. Bu tabii ABD için yeni bir durum değil, Trump’tan önce de iç ve dış konularda kutuplaşma vardı ancak, Trump döneminde en yüksek noktaya ulaştı. Irkçılık, kadınlara yönelik ayrımcılık ve elbette pandemi dönemindeki adaletsizliklerin etkisi… Bütün bunların ambalajını oluşturan en önemli unsur Trump’ın söylem, dil ve üslubu oldu. Bu üslup kutuplaştırmayı son derece artırmıştır. Özellikle polislerin siyahilere yönelik şiddeti sonrasında kullanılan dil büyük tepki çekti.
‘ABD’Yİ ZORLU BİR DÖNEM BEKLİYOR’
- Sonuçlar ABD’yi nasıl etkiler?
Biden daha dengeli ve tahmin edilebilir bir lider, ABD’nin kendi iç siyaseti açısından da daha olumlu mesajları var.
Trump ise daha iddialı, “ABD’yi büyük yaptım ve daha da büyük yapacağım” dedi. Ancak koronavirüsle mücadele açısından zayıf kaldı, bunun da elbette seçimlere etkisi oldu.
Seçim öncesinde oluşan kutuplaşma ve kargaşa ise bir süre daha devam eder. Trump kazanırsa taşkın seçim kutlamaları olabilir, Biden kazanırsa daha yatıştırıcı davranabilir.
Ancak biliyorsunuz, ABD silaha meyilli bir ülke, özellikle siyah beyaz ayrımı hemen yatışmaz, protestolar bir süre daha devam eder. ABD’yi zor ve sıkışık bir dönem bekliyor.
‘BIDEN’IN SİLİCİ TÜRKİYE KARŞITI’
- Sonuçlar dünya ve Türkiye için ne ifade eder?
Uluslararası politika açısından Biden, NATO, Avrupa, iklim değişikliği, Çin ve Rusya ile ilişkiler konusunda daha ölçülü mesajlar veren bir lider. Örneğin, kendi döneminde İran’la imzalanan ve Trump’ın çekildiği nükleer anlaşmayı yeniden gündeme getirebilir.
Suriye, Irak, İsrail politikaları bağlamında ise birbirlerinden çok farkları yok.
Türkiye açısından ise, Biden’ın Türkiye karşıtı tutumu oldukça katı. Sözde Ermeni soykırımına sahip çıkıyor. Hayatı boyunca Rum ce Ermeni lobileri ile çalıştı. S400’lerle ilgili Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını savunuyor. Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta Yunan ve Rum yanlısı. Silah satışları konusunda da hep engel çıkarmıştır. En son Türkiye’nin iç işlerine yönelik kabul edilemez açıklamalar yaptı. Biden’ın sicili belli, başkan seçilirse de Türkiye’ye karşı tutumunun değişeceğini düşünmüyorum.
‘TRUMP ÖNGÜRÜLEMEZ’
Trump’a gelince, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasındaki ilişki önemli ancak, bunun Türkiye bakımından yararlı olması için Türkiye lehine de sonuçlar veriyor olması lazım. Son 4 yıla baktığımızda yakın ilişkinin daha çok Trump’ın hanesine yazıldığı söylenebilir. Aynı Trump, birkaç kez Türkiye’yi mahvedebileceğini de söylemiş olan bir liderdir. Üslubu kabul edilemez mektuplar göndermiştir. Öngörülemez ve dolayısıyla riskli bir liderden bahsediyoruz, bu bakımdan Trump’ın seçilmesi halinde de Türkiye açısından olumlu gelişmeler olacağını düşünmüyor. Ha hiç yararı olmaz mı? S400’ler konusunda beklemede olan yaptırım kararının askıda kalmasını sağlamıştır diyebiliriz.
‘ABD SIKIŞTIRDIKÇA YENİ YOLLAR BULUYORUZ’
Prof. Dr. Emin Gürses ABD seçimlerine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“ABD’de kim seçilirse seçilsin fark etmez, çünkü başkanların bir önemi yok. Karar verici olan Pentagon’dur. Dış politikayı Pentagon belirler, bu değişmez, ülkede yerleşik bir sistem var. Ülkenin kendi durumu için de geçerli. Trump ya da Biden fark etmez, ABD’nin ekonomik yoksullaşması devam edecek, yoksullaşma devam ettikçe ırkçılık artacak, ayrışma ve kutuplaşma artacak. Türkiye açısından da sonuçların bir önemi yok. Yani ABD Türkiye’yi sıkıştıracağı zaman Trump da Biden da fark etmez. Ancak, ABD bizi her sıkıştırdığında yeni kanallar buluyoruz. Kıbrıs çıkarmasından sonra 75’te ambargo uygulanınca Türkiye ambargo sonrası silah üretmeye başladı, 4. Orduyu kurdu. Yani Batı sıkıştırdıkça biz daha iyi çözümler buluyoruz.”
‘KUTUPLAŞMA VE AYRIŞMA ARTACAK’
ANKASAM ABD Güvenlik Danışmanı Kadir Ertaç Çelik ABD seçimlerini şöyle yorumladı: “Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Kamuoyu sürekli kim kazanır tartışması yürüttü. Kim kazanır o belli değil ve öngörülemiyor. Bunun da en önemli sebepleri, ABD seçimlerinin kaotik yapısı, gelinen süreçte ABD’nin kendi iç dinamikleri ve küresel sistemin mevcut yapısı diyebiliriz.
Kazanan kim şu an belli değil, ancak bu seçimin kaybedeni belli. Kaybeden ABD.
ABD demokrasisi kaybetti, Amerikan seçim sistemi yara aldı. ABD içindeki bu siyasi kutuplaşmanın Amerikan sosyolojisine dair kısa ve uzun vadede sonuçları olacak.
Kim kazanırsa kazansın bu olayların devam edeceği ve toplumsal hoşnutsuzluk olacağı ortada. Seçim sonrasında ülkede, toplumsal kutuplaşma ve ayrışma artacak.
ABD’NİN GÜCÜNÜN KIRILMASININ YANSIMALARI
Eskiden Batı’dan Türkiye’ye dair böyle eleştiriler olurdu seçim dönemlerinde. Şimdi herkes Amerikan seçimlerindeki krizi konuşuyor, eleştiriyor. ABD eski gücünde olsaydı bunları tartışmazdık. Ancak eski gücünde olmadığı ortada. Bunun hem ülkedeki ekonomik çıkmazların hem de ABD’nin küresel sistemdeki gücünün kırılmasının bir yansıması olduğunu söyleyebiliriz.
‘BIDEN’IN TAVIRLARI TÜRKİYE’Yİ BİRLEŞTİRİR’
Eğer Biden seçilirse, Türkiye Biden’ın propaganda sürecinde kullandığı söylemleri beyhude hale getirecek bir potansiyele sahiptir. Hem uluslararası konjonktür hem Türkiye’nin dinamiği buna müsaade etmez. Yani Türkiye Biden’ı yumuşatır. Ayrıca Biden İran’ı işbirliği ile uluslararası sisteme entegre etme politikası yürütürse hem İran hem Türkiye için olumlu olabilir. İsrail ise Biden’a olumsuz bakıyor.
Trump başkan olursa Türkiye için daha avantajlı olabilir. Bu noktada iki liderin (TrumpErdoğan) ilişkileri, kriz çözücü iradeleri de önemli. Ancak dediğim gibi Biden olursa da keskin ifadelerini gerçekleştiremez ve yumuşatmak zorunda kalır. Hatta Türkiye karşıtı tutumu, Türkiye’yi daha da birbirine kenetler milli refleksleri artırır.
Aydınlık