CHP Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse yeniden aday olduğu seçime yönelik Canan Kaftancıoğlu'nun müdahalesini eleştirerdi. Köse, Canan Kaftancıoğlu’nu delegelerin üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti.


CHP Kadın Kolları Kurultayı’nda Genel Başkanlık için yarışan PM üyesi Aylin Nazlıaka ile Fatma Köse arasında sert tartışmalar yaşandı.

Bilkent Odeon’da gerçekleşen 14. Olağan Kadın Kurultayı'nda adaylık konuşması için kürsüye çıkan mevcut Başkan Fatma Köse kurultayda “kadın iradesinin yok sayıldığını” savunarak İstanbul İl Başkanı Sakine Kaftancıoğlu’nu delegelerin üzerinde baskı oluşturmakla suçladı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Halkın iradesine hiç kimse ipotek koyamaz” sözünü anımsatan Köse, “Ben de buradan diyorum ki delegasyonun iradesine hiç kimse ipotek koyamaz” dedi.

Köse şunları söyledi:

KAFTANCIOĞLU'NA SERT ELEŞTİRİ

"O kadar seçim geçirdim ki ilk defa böyle bir seçime tanıklık ediyorum. Kadın iradesinin yok sayıldığı bir seçime tanıklık ediyorum. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun şöyle bir sözü var: Halkın iradesine hiç kimse ipotek koyamaz. Ben de buradan diyorum ki delegasyonun iradesine hiç kimse ipotek koyamaz. Az evvel İstanbul il başkanımız burada emekten bahsetti. Örgütlü mücadeleden bahsetti. Birlikte yol yürümekten bahsetti. Bu partide kadın gücünden bahsetti. Dört gündür tüm illeri arayarak tüm il başkanlarını devreye sokarak delegasyonun iradesine ipotek koymak sayın il başkanım ne kadar doğru acaba. Bunu size sormak istiyorum. Ne kadar doğru?

'BU KURULTAY KADINLARI BÖLDÜ'

Bu partide Kadın Kolları Kurultayı'nı yapıyoruz. Birbirimizle kavga etmek için burada değiliz. Bu kurultay kadınları ikiye, üçe dörde, beşe böldü. Bunu özellikle anlamanızı istiyorum. Şunu beklerdim: İstanbul il başkanının buraya çıkıp Değerli delegasyon kendi hür iradenizle oyunuzu kullanın demesini beklerdim. Dört gündür delege delege arayarak, il il arayarak delegelenin iradesine ipotek koymasını beklemezdim. Ona her zaman saygı duyduk, kadın il başkanı olduğu için saygı duyduk. Ama erkek siyaseti yapsın diye değildi bunlar.

'HERKES YERİNİ, HADDİNİ BİLECEK'

Benim adaya söyleyecek sözüm yok. CHP'de Kadın Kolları Genel Başkanı olmak istiyor. O kadar doğal ki. Ama keşke eşit şartlarda yarışabilseydik. Az evvel gördüm; otelde gördüm. İl başkanı gelmiş kadınlardan imza topluyor. Böyle bir kadın kurultayı olmaz arkadaşlar. İstanbul İl Başkanı diyor ki: Bağırarak konuşmayın. Biz nasıl konuşacağımızı biliriz sayın başkan. Kimse bize nasıl konuşacağımızı ifade edemez. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek. Gidin siz il başkanlığınızı yapın. Kadın kolları kurultayına karışmayın.

'İLLERE BASKI YAPILIYOR'

Aslında burada böyle bir konuşma yapmayacaktım. Ama konuşmamın şeklini değiştirmek zorunda kaldım. Öncelikle kayıplarımızdan bahsedecektim. Osmaniye önceki dönem kadın kolları başkanımız sevgili Dilek Güvenç, Kars Kadın Kolları Başkanımız sevgili Arife Kaçar, Mersin'den gelen değerli yoldaşım neredesin sen? Bir el kaldır? Pakize neredesin? Daha bir hafta önce beyin kanaması geçirip buraya gelen ve irademi koymak istiyorum diyen Pakize başkan. Senin mücadelen önünde saygıyla eğiliyorum. Kayıplarımızı saygıyla ve sevgiyle anmak istiyorum. Onlar bizim değerlerimizdir. Ama hissediyorum bugün kabirlerinde onların yürekleri sızlıyor. Onların kabirlerinde kemikleri sızlıyor. Çünkü böyle bir kadın kurultayına, bu kadar müdahalenin olmaması gerekir değerli arkadaşlar. 3-4 gündür illere yapılan baskıyı biliyorum. Neyin baskısı? Sormak istiyorum size değerli kadın kardeşlerim."

NAZLIAKA, KAFTANCIOĞLU'NU SAVUNDU

CHP Kadın Kolları Genel Başkan adayı olan Aylin Nazlıaka ise Fatma Köse'nin Kaftancıoğlu'nu êleştiren alan açıklamalarına yanıt verdi:

"Benim tanıdığım İstanbul il başkanımız kişiler üzerinden değil değerler üzerinde siyaset yapar. Gene benim tanıdığım İstanbul il başkanımız birilerini bir yere taşımak için değil CHP'yi bir yerlere yükseltmek için siyaset yapar.  Emek çok önemli. Hepimiz gerçekten de emeğe çok değer veriyoruz. Birbirimizin emeğini sahiplenmek zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde kendi emeğimizi de yok saydıranlara boyun eğdirmiş oluruz. Dolayısıyla 3 günlük emek lafı dolanıyor. Yanlış anlamayın. Bir cümle söyleyeyim ya, 25 yıldır ben bu emeği veriyorum arkadaşlar. 25 yıl.”