SEDA ANIK

İstanbul Barosu önceki başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal, hukuki süreci Aydınlık Tv’ye değerlendirdi. “O kadar çok çarpıtma var ki tek tek anlatmamız lazım” diyen Kocasakal’ın değerlendirmesini özetleyerek sunuyoruz:

“HDP kimsenin yan yana görünmek istemediği ıssız bir parti haline geldi. HDP parti olamadı hiçbir zaman. HDP bence, seçmenine ve demokrasiye ihanet etti. Demokrasinin kıymetini bilemedi. Ben şuna inanıyorum, ceza hukuku en son başvurulan çare olmalı. Mümkünse diğer tedbirler alınmalı ve en son ceza… Olabildiğince siyasi kanallar açık tutulmalı, fikri mücadele ön planda olmalı ve parti kapatma son çare olmalı. Ama bu tahammülün bir sınırı var! Bu tahammülün sınırı anayasa, kanun, hukuk.” 

‘TÜRK MİLLETİ KAPATIR’

“Diyorlar ki partileri millet açar millet kapatır. Yok öyle bir şey! Partileri, örgütlenme özgürlüğü kapsamında Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları kurar, açar ama millet yargı aracılığı ile kapatır. Burada ince bir çizgi var. Bunu söyleyenler ‘millet oy verir millet oy vermezse kapanır’ diyor. Millet ne? Türk Milleti denildiğinde bugüne kadar ebediyete intikal etmişler, yaşayanlar, henüz ana rahmine düşmemiş olanlar… O kadar büyük bir şey Millet. Onun bir alt katmanı, bugün için yaşayanlar: halk. Onun bir alt katmanı, seçmen. Dolayısıyla seçmen iradesi ile millet iradesini birbirine karıştırmayalım. Millet iradesinin en somut görünümü Anayasa’dır. Hiç bir zaman seçmen herhangi bir siyasi partiye ‘ben sana oy veriyorum sen bundan sonra hukuk, kanun, anayasa tanımadan istediğini yapabilirsin, terörle de yan yana olabilirsin’ diye oy, yetki vermez. Seçmen siyasi partiye anayasa ve yasalara uygun hareket etme şartı ile oy verir. Türk milleti siyasi partiye diyor ki ‘Şu şu kurallara aykırı hareket edersen, benim adıma karar veren yargının seni kapatacağını önceden bil’. Dokuzuncu madde ne diyor, yargı kimin adına karar veriyor, Türk Milleti. Türk Milleti o anlamda kapatır!”

'HUKUK DEVLETİNİN MEŞRU MÜDAFASIDIR’

“Bir şey daha ekleyelim. Hukukun genel bir hükmü var, size bir saldırı olduğunda meşru müdafa hakkınız var, hukukun en bilinen maddesidir ‘nefsi müdafa’. E saldırı var. O saldırıya karşı her canlının kendini koruma güdüsü var. Hukuk devleti ve demokrasinin de meşru müdafa hakkı vardır. Neye karşı? Anayasa sistemine, demokrasiye, anayasada öngörülen kurallara karşı meşru müdafa hakkı. O yüzden parti kapatma demokrasi ve hukuk devletinin meşru müdafasıdır. Bu bir meşru müdafa! Sizin bir siyasi parti olmanız, demokrasiye ve hukuka saldırma hakkı vermez. Peki anayasa 68, 69 niye var? İşte bu meşru müdafaadan dolayı var.

“Demokrasi, çok güzel. Bir kere HDP insanları aldatıyor. Özellikle kendisine oy veren Kürt kökenli yurttaşlarımızı aldatıyor. Bir hukukçu olarak söylüyorum, normalde bu dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılmış olsa, AİHM kendi içtihatlarına sadık kalacaksa, derhal kapatır. Ama söz konusu Türkiye olunca her türlü ayarı şaşıyor! AİHM diyor ki Batasuna, Refah Partisi bütün o kararlarında: ‘hiç bir siyasi partinin demokrasiyi kullanarak demokrasiyi ortadan kaldırma gibi bir hakkı yoktur’. Hele Batasuna’da bırakın propagandayı, terörü kınamamış olmasını gerekçe sayıyor. Çünkü diyor, ‘demokrasi diyorsak terör, demokrasiyi boğmaya çalışan bir şeydir’. Dolayısıyla siz buna mecbursunuz, sadece görevdir. Şimdi bir de HDP’ye bakalım, birkaçını söylesek yeter zaten: Eş Başkan Bay Demirtaş ne diyor, ‘Apo’nu heykelini dikeceğim, PKK terör örgütü değildir, PKK’yı silahlı bir halk hareketi olarak görüyoruz, PKK’ya silah bıraktıracak olan AKP değil HDP’dir’. Pervin Buldan ‘Oy atarken aklınıza Öcalan gelsin’ diyor. Vay vay vay, oy atarken aklıma Öcalan gelecek! Asıl kan deyince sizin aklınıza Öcalan gelsin! ‘Kandildekiler yoldaşımızdır’ diyor, daha ne desin! Bu mudur demokrasi, soruyorum?”

‘EMPERYALİZMİN KARA GÜCÜ’

“Bir bu toprağın değerleri ile bezeli organik sol var. Bir de bunlar gibi sömürgeci sol var. Yeni sömürgeci Sevrci sol. HDP parti olmaması bir yana solla uzaktan ilgisi olmayan tamamen ırkçı bir partidir. Bunlar tekke ve zaviyeler tekrar açılsın diye kanun teklifi verdi. Böyle mi solcu olunuyor? Her sene Şeyh Sait’i saygı ile anan bunlar. Her sene Saidi Nursi’yi anan bunlar. Selahattin Demirtaş ne diyor, ‘sevdası büyük insanların adı da büyük olur’ sözüne atıf yapıyor, ‘Çok net bir duruşu, etkileyici bir yaşam tarzı var, mücadelesi ve kişiliği mirastır.’ Şimdi böyle mi solcu olunuyor? Solun en tipik özelliği feodaliteye, sömürüye, emperyalizme karşı olması değil midir? Ben soruyorum bu HDP, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Kürt kökenli vatandaşlarımızın kanını emen sömürüye tek bir laf etti mi? Emperyalizm öyle bir vampirdir ki emdiği kanın kan grubuna bakmaz. Siz HDP’nin ağzından ‘ABD Ortadoğu’dan defol’ lafını duydunuz mu? Bu bir klasiktir. ‘Emperyalizm defol’ diyemeyen HDP, eperyalizmin kara gücü olmayı kabul ediyor. Bu HDP Türk milletine ‘Serok Obama’nın hesabını verdi mi? Vermedi. Bunların özgürlükle alakası yok!”

‘HANGİ VİCDAN KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL DER’

“Bir başka mesele… Deniyor ki ‘Parti kapatmak çözüm değil, kapatılınca yenisi kuruluyor’. Ben de soruyorum, bir hırsızlık olayı oldu diyelim. Yakaladınız failini. Bunu cezalandırdığınızda bütün hırsızlık suçlarını önlemiş olacak mısınız? Hayır. E o zaman ne gerek var cezalandırmaya? Böyle şey olur mu! Hırsızı neden cezalandırıyoruz, caydırıcılık ve hukukun gereği olarak. Bir yanda sizin anayasanız varken, kanununuz varken, bunlar açık açık çiğnenirken, hangi vicdan ‘kapatmak çözüm değil’ der.” 

‘HUKUKU UYGULARSANIZ YENİSİ AÇILAMAZ’

“Şöyle bir şey olabilir mi: ’Bırakınız anayasayı çiğnesinler’! Ben soruyorum, o zaman uyulmayacaksa bir anayasaya ne gerek var? Demek ki bu argüman baştan çöküyor. İki şeyi karıştırmayalım, ‘bu çözüm değil’ siyasetin meselesi. Hukuk bunla uğraşmaz. Artı, hukuku doğru uygularsanız, Anayasa’da da hüküm var, yasada da hüküm var, yenisi kurulamaz! Devamı niteliğindeki parti kurulamaz.”

'MASUMLAŞTIRARAK MEŞRULAŞTIRMAYIN'

“Deniyor ki ‘altı buçuk milyon oy ne olacak’, ‘seçmen cezalandırılıyor’. Lütfen kimse HDP’yi masumlaştırarak meşrulaştırmaya ya da meşrulaştırarak masumlaştırmaya çalışmasın. ‘HDP yasal ve meşru bir parti’ lafı var bir de. Mantık hatası. Her parti kapatılana kadar zaten legaldir. Ama legal olmak meşru olmak demek değildir. Bir şeyin şekli kanuna uygun olabilir ama bu onun meşru olduğunu göstermez. Beni daha çok düşündüren ‘altı buçuk milyon oy ne olacak?” O oyun üzerinde ipotek mi koydu birileri? Bir kere ben HDP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki yurttaşlarımızı temsil ettiğini düşünmüyorum ve inanmıyorum. Kürt kökenli birçok yurttaşımız, ülkenin birçok yerinde yaşıyor. Ve o bölgede de sadece Kürt kökenli yurttaşlarımız yok. Nasıl böyle bir genelleme yapılabilir? Kim o hakkı size verdi? Bu bir kere, seçmene en büyük hakaret ve saygısızlıktır. O altı buçuk milyon oya da hiçbir şey olmaz.

 “HDP Anayasa’nın hukukun ve vicdanın bir emri olarak kapatılmalı. Bu süreç tamamen hukuka uygun işlemeli. Yargı üzerinde belli bir biçimde etki edebileceği düşünülen kişilerin konuşmaması lazım. Niye, ileride kullanırlar… Anayasa 138 var ya, kimse mahkemelere hakemlere emir veremez, tavsiye, telkin, talimatta bulunamaz. İşte o yüzden, özellikle belli konumda olanların çok dikkatli olması lazım ki bunlara koz verilmesin.” 

'ABDAB SÖYLEMİ SEÇMENE HAKARET'

“AB ne der, ABD ne der? Açık söyleyeyim ikisi de hiç umurumda olmaz. Her yerde katliamlar yapan ABD, hangi hakla not ediyor ‘Sizin karneniz o kadar dolu ki’ diye. Sen kimi, neyi not edeceksin? ABD’den gelen açıklamada deniyor ki ‘seçmenler cezalandırılıyor’. Tuzak burada. Örneklendirelim. Siz hırsızlık yapan birini cezalandırdığınızda ‘vay bunu siz hapse attınız, bak bunun üzerinden ailesini, çoluğunu çocuğunu cezalandırıyorsunuz’ der misiniz? Fiili işleyen birini cezalandırıyorsunuz. Seçmeni cezalandırıyorsunuz demek, seçmene hakaret. Çünkü o zaman siz, seçmenin terörle olan iltisakı bilerek desteklediğini, onayladığını kabul etmiş olursunuz. Böyle bir şey olamaz. Birileri kabul etse de hukuk o kabulü kabul etmez. Seçmen cezalandırılıyor demek, tam anlamı ile bir şark kurnazlığı. Seçmen meşru yasal bir partiye oy verir. Bu son derece çarpıtılmış bir açıklama. Bir de diyecekler ki ‘bu Kürtlere karşı bir tavırdır, Kürtleri bu ülkede istemiyorlar’. Bunun panzehiri hukuku doğru işletip insanlara doğru anlatmak. Demeliyiz ki ‘sevgili arkadaşlar, biz HDP’yi siyasi düşüncesinden değil, terörle ve terör örgütü ile bağından dolayı kapatıyoruz’.

“Bakın bir madde daha var, kimse üzerinde durmadı. ‘Bölgecilik ve ırkçılık yasağı’. Diyor ki, ‘siyasi partiler, bölünmez bir bütün olan ülkede, bölgecilik veya ırkçılık yapamazlar’. E, HDP bunu yapıyor.”

‘CİNAYET İŞLEYENİN SSK’SINI MI KESELİM?’

“Şunu da duyduk: “Kapatmayalım da Hazine yardımından mahrum bırakalım’. Bu ne demek biliyor musunuz? Adam öldüren birine gerekli cezayı vermek yerine, örneğin SSK yardımını kesmek gibi. Olabilir mi böyle bir şey? Bir partinin, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü aleyhine fiilleri olduğunu saptayacaksınız, terör ve terör örgütü ile iltisakını saptayacaksınız, ama kapatmak yerine Hazine yardımından mahrum bırakacaksınız… Burada bir ahlaki sorun var. Bu parti hep dağa selam gönderecek, terör örgütü ile kol kola olacak, bu ülkenin bölünmez bütünlüğü aleyhine faaliyete bulunacak, hem de bu ülkenin zenginliğinden, yurttaşının dişinden tırnağından artırarak verdiği vergisinden para alacak!” 

‘YARGI TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMELİ’

“Hukuk çığlık atmaz, kinle ve öfke ile hareket etmez. Sükunetle hareket eder ve gereğini yapar. Yargı şunu unutmamalı, dokuzuncu maddeye göre Türk Milleti adına karar verdiğini unutmamalı. Türk Milletini arkasında hissetmeli. Ama Türk Milleti de yargısını dışarıdaki mahfillere ezdirmemeli.” Seçmen iradesi ile millet iradesini birbirine karıştırmayalım. Millet iradesinin en somut görünümü Anayasa’dır. Yargı, Türk Milleti adına karar verdiğini unutmamalı. Türk Milleti de yargısını, dışarıdaki mahfillere ezdirmemeli

AYDINLIK