CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, benzin ve motorine artık zam yapılmaması ve fiyat artışlarının ÖTV ve KDV'den karşılanması gerektiğini belirterek, "Akaryakıt daha fazla zamlanırsa enflasyon daha da artacak" ifadesini kullandı.
Akın, yazılı açıklamasında, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın ardından petrol fiyatlarındaki artışın, Türkiye'de her gün akaryakıt fiyatlarına zam olarak yansıdığına dikkati çekti.
İktidarın, döviz kurunun düşmesine karşın akaryakıt ürünlerinde indirim yapmak yerine ÖTV'nin payını artırmayı tercih ettiğini kaydeden Akın, "Bu durum petrol fiyatı ya da döviz kurundan kaynaklı her artışın doğrudan pompaya yansımasına neden oldu. Yalnızca 1 Ocak'tan bu yana akaryakıt ürünlerine toplam 23 defa zam geldi. Başka bir deyişle 1 Ocak'tan bu yana geçen 64 günde neredeyse ortalama her 3 günde bir akaryakıt ürünlerine zam yapıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Akın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulanmaya başladığı Temmuz 2018'de benzinin litresinin 6 lira 28 kuruş, motorinin litresinin ise 5 lira 74 kuruş olduğunu hatırlatarak, fiyatlardaki artışın ülkede yaşanan ekonomik krizin işareti olduğunu, iktidarın ise hiçbir adım atmadığını iddia etti.
Akaryakıt ürünlerine gelen zamların brent petroldeki fiyat artışının yanı sıra döviz kurunun yüksek olmasından kaynaklandığına işaret eden Akın, şöyle devam etti:
"20122014 yılları arasında brent petrol fiyatlarının 110120 dolar arasında olduğu dikkate alındığında uluslararası fiyat artışı tek başına zamların nedeni olmamaktadır. Türkiye'de akaryakıt zamları Türk lirasının döviz kuru karşısında değer kaybetmesinden kaynaklanmaktadır."
"Krizin faturası doğrudan vatandaşlara yansıtılmaktadır"
Akaryakıt zamlarının ulaşım ve nakliye başta olmak üzere maliyetleri artıracağı için vatandaşa enflasyon olarak yansıyacağına dikkati çeken Akın, şunları kaydetti:
"Akaryakıt ürünlerindeki zamların pompa fiyatlarına yansımaması için iktidarın, artışı KDV ve ÖTV'den karşılaması gerekmektedir. Zamların ÖTV'den karşılanması ve KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesi vatandaşın yükünün azaltılması anlamına gelecektir. İktidarın olası bir krize karşı herhangi bir akaryakıt rezervi ve tedbiri olmadığı için krizin faturası doğrudan pompa fiyatları üzerinden vatandaşlara yansıtılmaktadır."