Hindistan'da parlamento seçimlerine yönelik kampanya sürerken, siyasi rakipler arasında Pakistan ile yaşanan sınır krizi de iç politika malzemesi olmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Hindistan Başbakanı Narendra Modi, yaptığı açıklamada Pakistan'a nükleer saldırı tehdidinde bulunarak, "Önceleri Pakistan'dan teröristler buraya gelir eylem yapar ve giderdi. Pakistan bizi nükleer bombayla tehdit eder ve düğmeye basacağını söylerdi. Geçmişte bizim insanlarımız ağlardı ve dünyaya bunu Pakistan'ın yaptığını söylerdi. Şimdi ağlama sırası Pakistan'da" demişti.
Pakistan Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Binbaşı Asif Ghafor, yaptığı açıklamada bir nükleer saldırıya alternatif olarak teşebbüs edildiğinde tüm güçlerini kullanma konusunda tereddüt etmeyeceklerini belirtti.
Sözcü, "Söyleminizde, nükleer gücü tehdit olarak kullanmaya devam ediyorsunuz. Nükleer güçler birer tehdit değil, kolayca belirtilmemesi gereken birer caydırıcılık silahlarıdırlar" ifadelerini kullandı.
Pakistan ordusunun 207 milyon insanını gerektiğinde tam anlamıyla savunacağını söyleyen sözcü, Hindistan’ın nükleer saldırı tehdidini 'boş bir havlama' olarak nitelendirdi.
Diğer yandan sözcü, Hindistan'ın 26 Şubat’ta gerçekleştirilen Balakot saldırısındaki ölümlerin sayısı ve 27 Şubat'taki ilk hava muharebesi sırasında Pakistan Hava Kuvvetleri’ne bağlı bir F16 jetinin düşmesiyle ilgili yalan söylediğini öne sürdü.
Ghafor, "O zamandan beri iki ay geçti ve Hindistan konuyla ilgili sayısız yalan söyledi. Yapamadığımız için değil, karşılık vermek istemediğimiz için yalanlara cevap vermedik" ifadelerini kullandı.
Ghafor, şöyle devam etti:
"Karşılık vermedik çünkü barış istiyoruz. Sizden Amerika'ya F16'larımızın gücünü sormanızı istedik. Bu gün ve devirde, bir uçağın düşmesini saklamak imkansız. Şuan bir motorsiklet kaza yapsa bile dünya onu bulur."