Aydınlık Gazetesi, Akşener'in kara kutusundan çıkan detayları paylaşmaya devam ediyor. Susurluk’taki faili meçhul cinayetlerden uyuşturucu kaçakçılığına uzanan bir dizi olayda rol aldığı, mahkeme kararlarıyla saptanan Özel Timci Ayhan Akça, Dervişoğlu ile yakın ilişkisini anlatıyor. Akça’nın verdiği çok kilit bir bilgi var: Uyuşturucu parasını teslim alan üç döviz bürosu çalışanı Dervişoğlu’nun arkadaşları!

Susurluk olayı sırasında faili meçhul cinayetlerdeki rolü açığa çıkan Özel Harekat Dairesi’nde görevli polis Ayhan Akça, polise verdiği ifadede Müsavat Dervişoğlu ile yakın ilişki içinde olduklarını anlatıyor. Ayhan Akça, ifadesinde şunları söylüyor:

“1985 yılında Emniyet Teşkilatı’na girdim. Üç dört yıl kadar önce, şu anda Daire Başkanımız olup o tarihte Şube Müdürümüz olan İbrahim Şahin’in korumalığını yaptığım sırada, Şube Müdürümüzün yanına gelip giden Musavvat Dervişoğlu ile tanıştım. Musavvat Dervişoğlu İstanbul’da ikamet edip, İzmir’de turizm şirketi sahibiydi. Tanışmamızdan üç beş ay kadar sonra daveti üzerine Kumkapı’da yemeğe gittik. Yemek yerken arkadaşlarının da gelmesinde sakınca olup olmadığını sordu. Ben de olmadığını söyledim. Sonradan Lokman (Godsi), Mehmet Alakel ve Latif Alakel olduğunu öğrendiğim şahıslar masamıza geldiler. Bu şahısların her üçünün de Kapalıçarşı’da döviz bürosu (Azer Döviz Bürosu) işlettiklerini, söylemeleri üzerine öğrendim.” (Milliyet, 26 Aralık 1996)

Akça’nın ifadesi İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 1996/263 hazırlık ve 1997/211 sayılı esas sayılı soruşturması 1997/188 sayılı iddianamede yer alıyor.

KURYE, UYUŞTURUCU

Peki Ayhan Akça’nın ifadesinde Müsavat Dervişoğlu’nun arkadaşları olarak takdim ettiği bu kişiler kim? Atatürk Havalimanı’nda 15 Aralık 1996’da düzenlenen operasyonda, Dilek Örnek adlı bir kurye, 25 milyar lira değerinde dövizle yakalandı. Örnek, ilk sorgusunda, dövizleri Mehmet ve Abdüllatif Alakel’e teslim edeceğini söyledi. Alakel kardeşlere ait 34 L 2034 plakalı BMW marka otomobili de Özel Tim görevlisi Ayhan Akça’nın kullandığı belirlendi. Akça, otomobilin İstanbul’a geldiğinde kullanılması için kendisine tahsis edildiğini öne sürdü. İstanbul DGM Cumhuriyet Bassavcılığının 27.2.1997 gün ve 1997/440 sayılı cevabi yazısı ekinde bu kişilerle ilgili TBMM Susurluk Komisyonu’na şu bilgiler veriliyor:

“Bu paranın ülke dışına çıkarılan uyuşturucunun satışından elde edildiği, her defasında havaalanında kendisini karşılayan Mehmet ve Latif ALAKEL kardeşlere getirdiği paraları teslim ettiği, onların da bu paraları Feramez adını kullanan Youssef Gharachehdaghi isimli kişiye teslim ettikleri, bu kişinin Lokman Ghodsi Makbood Alam isimli bir ortağı olduğu ve Kapalıçarşıdaki halen kapalı olan Azer Döviz Bürosunun bunlara ait olduğu (…)”

TBMM SUSURLUK KOMİSYONU RAPORUNDAN…

TBMM Yasadışı Örgütlerin Devletle Olan Bağlantıları İle Susurlukta Meydana Gelen Kaza Olayının Ve Arkasındaki İlişkilerin Aydınlığa Kavuşturulması Amacı İle Kurulan (10/89,110,124,125,126) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığı Raporu’nda Dervişoğlu ile ilgili şu bilgiler yer alıyor:

“Sanık Ayhan AKÇA, 1985 yılından beri polis memuru olduğunu, Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim ŞAHİN’in daha önce İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Şube Müdürü olduğu zaman korumalığını yaptığı ve o dönemde tanışmış olduğu Musavvet DERVİŞOĞLU isimli işadamı vasıtasıyla Kumkapı’da bir restaurantta Lokman, Mehmet ve Latif ALAKEL’lerle tanıştığını, sonra bu şahısları işyerleri olan Azer Döviz bürosunda ziyarete gittiğini, yanlarında Felamez isimli bir kişinin daha bulunduğunu, bu kişilerle 45 ay arkadaşlık ettiğini, bunlardan Mehmet ALAKEL’e sahibi olduğu şarjörlü Smit Wesson tabancayı hibe yolu ile devrettiğini, evi İstanbul’da olduğu için sık sık İstanbul’a geldiğinden ve arabası olmadığından bir gün Mehmet ALAKEL’e kendisine araba lazım olduğunu söylediğini, onun da 34 L 2034 plaka sayılı 328 İ/4 tipi siyah renkli BMW marka otoyu verebileceğini söylediğini ve kendisinin arabayı teslim aldığını, bu otoyu tahminen 1 ay kadar süre içinde hafta sonları İstanbul’a geldikçe kullandığını, bu arada ALAKEL Kardeşlerin kara para aklama olayından şubeye alındığını ve serbest kaldıklarını öğrendiğini ve arabalarını iade etmek için kendilerini aradığında kendilerini bulamadığını, dolayısıyla arabanın halen kendisinde olduğunu, bundan başka kendileriyle bir ilişkisi olmadığını beyan etmiştir.”

(…)

“Aynı zamanda Hollanda vatandaşı olan ve uzun süredir yurtdışında yaşıyan Dilek ÖRNEK’in sık sık yurda girişçıkış yaptığı ve PKK adına faaliyet yürüttüğünün polise ihbar edilmesi üzerine, 15.12.1996 günü İstanbul Atatürk Havaalanından yurda giriş yaparken üzerinde ve valizinde çok miktarda çeşiştil ülke paraları ile yakalandığı, Dilek ÖRNEK’in anlatımında: Bu paranın ülke dışına çıkarılan uyuşturucunun satışından elde edildiği, her defasında havaalanında kendisini karşılayan Mehmet ve Latif ALAKEL kardeşlere getirdiği paraları teslim ettiği, onların da bu paraları Feramez adını kullanan Youssef Gharachehdaghı isimli kişiye teslim ettikleri, bu kişinin Lokman Ghodsi Makbood Alam isimli bir ortağı olduğu ve Kapalıçarşıdaki halen kapalı olan Azer Döviz Bürosunun bunlara ait olduğu ve bu kişilerin Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubedeki kayıtlarından daha önce de Hurşit HAN isimli kişinin yakalattığı uyuşturucu işine de karıştıkları, şubedeki resimlerinden Dilek ÖRNEK tarafından bu kişilerin teşhis edildikleri, (…)”