İstanbul'da, Kadıköy'ün en aristokrat semti olmakla ünlü Moda, yüzyıllar boyunca ünlü ailelerin dikkatini çekti. Moda, konum olarak da Bizans ve Osmanlı dönemi boyunca bağlık, bahçelik ve çayırlık alanlarıyla doluydu.
Kadıköy Çarşı'dan Kurbağalıdere'ye kadar denize bir burun olarak uzanan Moda'da balıkçılık ve avcılık yapılıyordu. Aynı zamanda mesire yeriydi. Çoklukla günübirlik pikniklere, çeşitli eğlencelere mekanlık ediyordu. 1850'lili yıllarda Latin kökenli bir aile olan Tubiniler'in vermiş olduğu bir karar, semtin kaderini kökten değiştirmişti. Osmanlı Devleti, kurulduğu ve genişlediği coğrafya itibariyle İstanbul'un merkezinde yer aldığı büyük bir ticari mirası da devralmaktaydı.
PADİŞAHA BORÇ VEREN AİLE
İşte bu mirasın içerisinde Doğu Akdeniz ticaretinde yüzyıllardır söz sahibi olmuş, Katolik Hristiyanlığını benimsemiş köklü İtalyan aileler de mevcuttu. Bugün dahi Levantenler olarak adlandırılan bu aileler, asırlarca süren bir ticari birikime sahip olmalarıyla Ege adalarındaki ticari ve finansal gelişmelerin öncüsü olmuşlardı. Ticaret ehlini muhafaza eden ve onlara kapitülasyonlar dağıtan Osmanlılar sayesinde de İstanbul ve İzmir başta olmak üzere devletin ticaretinde söz sahibi oldular
Mesele ticaret olunca da devlet hangi yabancı devlete fazla kapitülasyon verirse onun vatandaşlığına geçtiler. İşte Lorando ve Tubini Aileleri de böyle bir grubun üyesiydi. Tubini Ailesi, Ege'de bulunan Siros Adası'ndan gelerek İstanbul'a yerleşmiş varlıklı bir aileydi. Baba Bernard Tubini, Galata'da bankerlik yapan, gerektiğinde padişaha borç verebilecek kadar zengin biriydi.
Oğul Tubini ise Beşiktaş'ta 400 kişinin çalıştığı bir mobilya mağazasını yönetiyordu. Aile 1850'lili yıllarda Moda'nın Mühürdar'a bakan tarafında, şu an üzerinde Sular İdaresi'nin bulunduğu alana büyük bir malikane yaptırmışlardı.
AİLELERİN 'MODASI' OLDU...
Baba Tubini öldükten sonra, damat Nomiko yedi çocuğu için yine malikane civarına birbirinin aynısı yedi köşk yaptırdı. Böylece bağlıkbahçelik bu alanı Tubiniler, büyük malikaneler ve süslü köşkler yaptırarak imara açtılar. Bu sebeple semt o dönem Tubini Mahallesi olarak biliniyordu. Aileden olan Anet Tubini hayatını İtalyan asıllı tüccar bir aileden olan Fransuva Fredrichi'yle birleştirince Fredrichi Ailesi de Moda'ya yerleşmeye başlamışlardı.
Uzun yıllar bu köşkte yaşamışlardır. Köşk, Moda'yı Moda yapan aristokrat ailelerden geriye kalan tek köşktür. Tubini Ailesi'nden geriye kalıntı bile kalmazken, Lorandolar'dan bahçe duvarı hariç hiç bir şey kalmadı. Bu sebeple köşkler tanıtımımıza bu köşkle başlıyoruz. Görmek isteyen için köşk, Fazıl Paşa Sokak'da bulunuyor.
MODA'YI DEĞİŞTİRDİLER
Devrin diğer aristokrat aileleri olan Lorandolar, Whittall'lar, Lafontaine'ler ve Furstenberger'ler de Tubini Ailesi'ni izleyip Tubini Mahallesi'ne büyük malikaneler ve köşkler inşa ettirdi. Böylece mahallenin sınırları Kadıköy Rıhtım'dan Kurbağalıdere'ye kadar genişledi. Avrupa kökenli bu ailelerin, Avrupa modasını ve adetlerini mahallelerinde hayata geçirmesiyle, semt Moda olarak anılmaya başlandı.
KÖŞKLERİ SATIŞA ÇIKARILDI
Kadıköy, Moda'da yer alan 13 tarihi köşkten biri satışa çıkarıldı. Köşk, Moda'yı aristokrat ailelerin semti haline getiren Tubini Ailesi'ne ait. Bernard Tubini'nin yaşadığı köşk 4 katlıydı.
14 odası ve iki salonu, 5 banyosu, 6 tuvaleti vardı. Konut veya çok amaçlı ticari işletmeler için de uygun olan köşkün satış fiyatı ise 16 milyon 500 bin liraydı! Köşk hakkında bilgi veren Gayrimenkul Danışmanı Evrim Kırmızıtaş Başaran, "Tubini Ailesi'nin yerleşmesiyle Moda, aristokrat ailelerin semti haline geldi. O dönemden günümüzde 13 tarihi köşk kaldı. Satışa çıkarılan köşk de bunlardan biri. Çok özel bir yapı" diye konuştu.
YARIN: MANZİNİ AİLESİ