İzmir, Sivas, Bolu, Diyarbakır, Balıkesir, Eskişehir, Uşak, Denizli, Bursa, Elazığ… Ardı ardına yaşanan yangınlarla ormanlık alanlar küle döndü. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, yargı sistemimizde ciddi cezaların varlığına dikkat çekti, denetimlerin yetersiz olduğunu söyledi.
Temmuz ve ağustos aylarında sıcak ve kurak hava ile birlikte orman yangını riski artıyor. Orman yangınlarına ilişkin Aydınlık’a değerlendirmede bulunan Tolunay, “Orman yangınlarını maalesef sıfırlamak mümkün değil. Ama çıkan yangın sayısı azaltılabilir. Ancak 1970’li yıllarda yıllık ortalama 9001000 kadar orman yangını çıkarken bu sayının 1980’lerde 1400’lere, 1990’larda 2000’lere ve son yıllarda ise 2500’ün üzerine çıktığını görüyoruz. Bu durumun en büyük nedeni insanorman etkileşiminin artması” dedi.
Tarım, turizm faaliyetleri nedeniyle ormanla iç içe yaşayan nüfusun arttığını belirten Tolunay, orman yangınlarının çıkış nedenleriyle ilgili bilgi verdi: “Orman içinde çöplük, elektrik nakil hattı, maden ya da enerji üretim tesisi gibi çok sayıda tesise izinler verildi. Bütün bunlar da yangın riskini yükseltiyor. Geçen yıl 2 bin 688 orman yangını piknik, anız yakma gibi nedenlere ek olarak baz istasyonu, elektrik nakil hatları, çöplük hatta havai fişeklerden çıktı. Bu yıl da örneğin Gelibolu’da anızdan kaynaklanan yangınlara ek olarak balya makinesi ve arıcılıktan da yangın çıktığı biliniyor. Son yıllarda ön plana çıkan bir durum da aynı anda çok sayıda yangının çıkması. Bu durum kamuoyu tarafından yangınların kasıtlı çıkarıldığı algısını oluştursa da çoğu yangın ihmal ve kaza sonucu çıkıyor. Özetle bu yıl çıkan yangınların önceki yıllardan fazla olmadığını söyleyebilirim. Şimdilik çok büyük orman yangınları çıkmadı. Ancak bu çıkmayacağı anlamına gelmemeli ve dikkatli olmalıyız.”
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu belirten Tolunay, yangınlarının çıkış nedenleri ile birlikte şu ifadeleri kullandı:
“Çıkan orman yangınlarının nedenleri analiz edildiğinde alınması gereken önlemler kendiliğinden ortaya çıkıyor. Örneğin2019 yılında 184 yangının yakılan anızlardan ateşin ormana sıçramasıyla çıktığı kayıtlarda var. 46 yangın sigaradan, 36 yangın çöplüklerden, 28 yangın ise piknikten çıkmış. Ayrıca orman içine kurulan enerji tesisleri ve iletim hatlarından 94 ve trafikten de 7 yangın çıktığı raporlanmış. Ancak çıkan orman yangınlarının yaklaşık yarısının nedeni ortaya konamamış ve faili meçhul olarak kayda geçmiş. Faili meçhul yangın sayısının en büyük nedeni yangınların yerleşim alanlarından uzakta çıkması ve yangın çıkış nedenini kesin olarak ortaya koyacak delillere ulaşılamaması. Orman içi ve kenarlarında anız yakılmamalı. Ayrıca ateşli pikniğin mesire alanları gibi izin verilen alanlarda yapılması, diğer alanlarda kesinlikle ateş yakılmaması gerekiyor. Yine otomobilden ya da orman içinde yürürken söndürülmeden izmaritlerin yere atılmamasına da dikkat edilmeli. Orman içindeki çöplük, elektrik nakil hattı gibi tesislerde riskin yükseldiği yaz aylarından önce kuru otların temizlenmesi, kıvılcım çıkarabilecek jeneratör gibi ekipmanların bakımının yapılması, birbirine sürtünerek yangına neden olan elektrik telleri için önlemler alınması da yapılabilecekler arasında.”
ORMAN SUÇLARI AF KAPSAMI DIŞINDA
Orman Kanunu'na göre izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak veya izin verilen yerlerde ateşi söndürmeden alanı terk etmek, sönmemiş sigara veya yangına neden olabilecek madde atmak, ormanlara dört kilometre mesafede bulunan köy sınırları içinde anız veya bitki örtüsü yakmak yasak. Tolunay, “Ormana sönmemiş izmarit atarsanız, yangın çıkmasa dahi bir ile üç yıl arasında ceza alabilirsiniz. Kazayla orman yangını çıkartmışsanız cezası iki ile yedi yıl arasında hapis cezası. Kasten orman yakıldıysa hapis cezası on yıla çıkmakta. Bu hapis cezalarına ek olarak yanan ormanların bedeli ve yeniden ağaçlandırma masrafları hatta yangın helikopter ile söndürüldüyse bu helikopterin masrafları da ödenmek zorunda. Orman suçları af kapsamı dışında” dedi.
Doğanay Tolunay, orman yangını riskinin yüksek olduğu aylarda denetimlerin yetersiz kaldığını söyledi. Tolunay mayıs ve kasım ayları arasında ve öncesinde yapılması gerekenleri sıraladı:
“Yangın mevsimi olarak adlandırdığımız mayıs kasım ayları öncesinde kamu spotları ile okullarda eğitimlerle, basın yayın kurumları aracılığıyla ormanlarda yapılmaması gerekenler daha yoğun olarak açıklanmalı. Aşırı sıcak, kurak, düşük hava nemi, şiddetli rüzgar oluştuğunda yangın alarmı verilerek kamuoyu uyarılmalı. Maalesef bu uyarı sistemi ülkemizde ilgi görmüyor. İşte bu kritik zamanlarda valilikler ormanlara giriş çıkışı yasaklayabilirler, hatta yasaklamalılar da. Ek olarak alarm durumunda denetimler de sıklaştırılmalı.”
YANAN ORMANIN GERİ DÖNÜŞÜ EN AZ 2 YIL
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, yanan ormanlık alanların nasıl iyileştirildiği de anlattı.
“Orman alanlarının imara açılmasının Anayasamızın 169. Maddesi gereğince mümkün olmadığını söylemem gerek. Kamuoyu baskısı nedeniyle yanan alanların ağaçlandırılması, hatta zaman zaman orman ağacı dışındaki bazı meyve ağaçlarının da dikilmesi çok bilimsel yaklaşımlar değil. Bir orman yandıktan sonra ilk yapılan çalışmalar yanan ağaçların temizlenmesidir. Sonrasında yanmış alanlarda hangi ağaç türleri olduğu, bunların yaşları, üzerlerinde tohum olup olmadığı gibi incelemeler yapılır. Fidanlar çoğunlukla yanan bölgeden toplanan tohumlardan üretilmediği ve başka yörelerden getirildiği için gen havuzunun daralması ya da genetik kirlilik gibi istenmeyen ekolojik etkiler de oluşabilir. Ağaç türüne göre değişmekle birlikte örneğin kızılçam türünde 2025 yıl içinde orman eski haline gelebilir. Ancak meşe, karaçam gibi daha yavaş gelişen türler de bu süre daha uzun olabilir.”
ATEŞ SAVAŞÇILARI İYİ Kİ VARSINIZ
Orman Genel Müdürlüğü ekipleri ve itfaiye ekiplerinin özverili çalışmalarıyla ilgili de Tolunay, “Bizler bayramı kutlarken yüzlerce personel uykusuz kalarak canla başla yangınları söndürmek için çalıştı. Orman mühendisinden yangın söndürme işçisine kadar ateş savaşçılarına müteşekkir olmamız gerekir. Ancak kamuoyu yangın savaşçılarına hakkını yeterince teslim etmiyor. Ateş savaşçılarına iyi ki varsınız demek istiyorum” dedi.
Aydınlık