Milli Savunma Bakanlığı, Malatya'da F4 uçağın iniş sırasında iniş takımında meydana gelen arızada iki pilotun uçaktan atlayarak kurtulduğunu açıkladı.
Bakanlık'tan yapılan açıklamada, "Bir F4 uçağımızın 31 Mayıs 2019 tarihinde Erhaç/Malatya Üssü'ne inişi sırasında iniş takımında meydana gelen arıza nedeniyle uçakta hasar oluşmuştur. Uçaktan atlayarak kurtulan iki pilotumuzun sağlık durumları iyi olup, hayati tehlikeleri bulunmamaktadır" denildi.
Konuyla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığı bildirildi.
JETTEN ATLAMAK
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş da 35 yıl önce bir jetten atlayarak hayatta kalmıştı. Karataş, bir piotun uçaktan atlama anını şu sözlerle anlatmıştı:
"21 Eylül 1978 tarihinde teğmen rütbesindeyken Konya’da eğitim uçuşu sırasında çift kişilik uçağımızda meydana gelen teknik bir arıza nedeniyle düşecek olan F100F tipi savaş uçağından son anda uçuş öğretmenim Yüzbaşı Mete Sedefoğlu ile birlikte paraşütle atlayarak kurtuldum.
Daha sonra tekrar uçabilir raporu alıp ve diğer şartları sağlayarak yine beraber kaza geçirdiğimiz uçuş öğretmenim Yüzbaşı Sedefoğlu ile uçmaya başladım. Hava Kuvvetlerinde paraşütle atlayanların statüsü emekli olduğum 2012 tarihine kadar belli değildi. Halihazırda da belli olduğunu ve bir usule bağlandığını zannetmiyorum, neden diye sorarsanız öyle bir özel durum ki ancak böyle bir olayı yaşayanlar anlayabilir ve geleceğe yönelik uygulamalar yapabilirler. Belki bu açıklamamdan sonra ülkemizin bu kadar sorunu arasında paraşütle atlayan ve halen görevde bulunan birkaç üst düzey komutanımızın önerileri ile yeni uygulamalar hayata geçirilir. Yeri gelmişken bu hatırlatmamın 15 Temmuz sonrası yeniden yapılanmak için gayret sarf eden Türk Hava Kuvvetleri’nin moral ve disiplinine ufak bir katkı sağlamaya yönelik önerilerim olarak görülmesini istiyorum. Havacılıkta her yönerge kanla yazılır.
Jet uçağını fırlatma sandalyesi ile terkederek paraşütle atlama konusunu şu anlamda belirtmek istiyorum, kurtulabilenlerin statüsünün belli olmadığını ifade etmiştim, gazi statüsünde de değillerdir. Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından herhangi bir belge veya şerit rozet verilmez. Eğer siz müracaat ederseniz yabancı sandalye firması sertifika ve rozet göndermektedir. Savaş uçağından paraşütle atlamak örneğin sportif amaçlı paraşütle atlamaktan farklıdır. Bu zorunlu bir atlayış, düşen uçaktan ayrılmaktır. Saatte yaklaşık 750 kilometre hızla giden bir vasıtadan fırlatma sandalyesi ile daha sonra paraşütünüzün açılıp, atlayıp, kurtulmaktır. Bütün bu olayların siz atlama kolunu veya kollarını çektikten sonra birkaç saniye içinde otomatik olarak yapıldığı düşünüldüğünde ne kadar hayati bir unsur olduğunu anlayacağınızı umuyorum. Ama uçuş için yeniden sevdiklerinize ve pilotluk mesleğine dönmek için önemli bir emniyet unsurudur. Tekrar uçuşa dönmek ise şansınıza, sağlık durumunuza ve psikolojinize bağlıdır.
KISSADAN HİSSE
21 Eylül 2012 tarihinde yani paraşütle atladığım tarihten ne tesadüf ki tam tamına 34 yıl sonra Silivri mahkemesinde “Balyoz Kumpası” kararı açıklanmıştır. Karar okunurken aklıma tam 34 yıl önce geçirdiğim uçak kazası geliyor, ama bu kez uçağımla Konya bölgesinde değil ABDCIA Piyonu FETÖ/PDY kontrolunda olan ülkemizde bizlere düşman hukukunun uygulandığı Silivri Hapishanesi üzerinde uçuyorum, uçağım yerden açılan uçaksavar ateşi ile vuruluyor, ikinci kez paraşütle atlamak zorunda kalıyorum ve bu kez düşman eline yaralı bir şekilde esir düşüyorum. Benden adımı, soyadımı ve rütbemi söylememi istiyorlar. Tek bir cümle ile cevap veriyorum: 'Mustafa Kemal’in askerleriyiz.'
Hava Kuvvetlerinde görevli 'uçan, uçuran ve onları destekleyen çelik kanatlara' emniyetli uçuşlar diliyorum.
Vatanı uğruna hayatını veren tüm şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun. Gazilerimize ise uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum."