Türk Demokrasi Vakfı'nın toplantısına katılarak 'Kral çıplak' sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan Bülent Arınç'a, Ak Partili Mehmet Metiner'den tepki gelmeye devam ediyor. Metiner, "FETÖ darbesi başarılı olsaydı belki de Başbakan olacak insanların bize çemkirmelerine izin vermeyiz" dedi.

1987 yılında kurulan Türk Demokrasi Vakfı'nın toplantısına CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, ABB Başkanı Mansur Yavaş, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Bülent Arınç ve Ertuğrul Günay gibi isimler katılmıştı. 

Arınç'ın toplantıda yaptığı konuşmada "Majestelerinin gazetecileri var. Havanın suyun berraklığından bahsederler. Öksürmenin, bağırmanın zamanıdır. Kral çıplak demenin vaktidir." şeklindeki sözleri eski Ak Parti Milletvekili Mehmet Metiner tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu ise, Arınç'ın konuşmasını överen "Arınç'ın konuşması siyasetçilere ders verir nitelikte bir konuşmaydı." demişti.

'ARINÇ'IN İSMİNİ DUYMAK İSTEMİYORUZ'

Metiner "Bizim gönlümüzde bir yeri kalmamıştır. İnşallah partimizden de ihraç olur gider. Bülent Arınç’ın ismini duymak istemiyoruz, yeter artık. Onu partide tutanlara da yazıklar olsun diyorum. Kim olursa olsunlar." diyerek Arınç'a tepki göstermişti. 

Arınç da Metiner'e yanıt vermiş, "Özel hayatın, dünün ve bugünün ile alakalı bildiklerimi ailene hürmeten konuşmuyorum" demişti.

Metiner, tv100'de katıldığı bir televizyon programında ise Bülent Arınç hakkında zehir zemberek açıklamalardan bulundu.

'FETÖ DARBESİ BAŞARILI OLSAYDI BAŞBAKAN OLACAKTIN'

"Tehdit ve şantajlar bize sökmez" diyen Metiner, "FETÖ darbesi başarılı olsaydı belki de Başbakan olacak insanların bize çemkirmelerine de izin vermeyiz." şeklinde konuştu.

Metiner devamında şöyle konuştu:

Ben AK Parti içinde neye karşı çıktım? Erdoğansız bir AK Parti oluşturmaya çalışanlara karşı çıktım. FETÖ'cülere, FETÖ'cülerin siyasi uzantılarına. Şimdi de Erdoğansız bir Türkiye için başkalarıyla kirli ittifaklar içine girenlere. Bana kinlerinin sebebi bu. Benim veremeyeceğim hiçbir hesabım yok. Ama düşmanlık yapıyorlarsa da mertçe yapsınlar. Öyle korkuyorsunuz falan diyorlar ya, biz 15 Temmuz'da ölüme eyvallah etmemiş insanlarız, ölüm karşısında susmamış insanlarız. Ama 15 Temmuz'da hangi sığınakta olduğunu bildiğimiz, FETÖ darbesi başarılı olsaydı belki de Başbakan olacak insanların bize çemkirmelerine de izin vermeyiz.

 'SENİN SEVDİĞİN KÜRTLER DEMİRTAŞ GİBİ'

Arınç'ın açıklamasında kapatılan Halkın Demokrasi Partisi'nde (HADEP) genel başkan yardımcısı olduğu döneme atıf yaptığını hatırlatan Metiner, "İki de bir HADEP üzerinden beni vurmaya kalkışıyorlar. PKK'ya sırtını dayadığını söyleyen Selahattin Demirtaşlara güzellemede bulunuyorsunuz da benim gibi bir Kürt'ten niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Demek sizin sevdiğiniz, makbul Kürtler, Selahattin Demirtaş gibi Kürtler. Biz bu Kürtlerden değiliz, siz o Kürtleri sevmeye devam edin" diye konuştu.

Mehmet Metiner'in açıklamaları şu şekilde:

'NAMERTÇE İMALARDA BULUNACAĞINA, BİLDİĞİ VARSA AÇIKLASIN'

Tek tek bu zatı muhteremin açıklamalarına değinecek değilim. Tartışmayı çok sert bir biçimde yapabiliriz ama siyasal tezler ve duruşlar üzerinden yaparsak anlamlıyız. Bugüne kadar hiç kimsenin kişisel kusurlarıyla, günahlarıyla, özel hayatlarıyla, genel hayatlarıyla uğraşan namertlerden olmadım, bundan sonra da olmayacağım inancım bana bunu yasakladığı için. Ben birini eleştirmişsen siyasal düşüncelerinden, duruşundan dolayı eleştirmişimdir. Birisi de beni eleştirecekse siyasal düşüncelerimden dolayı eleştirsin. Varsa bildiği başka bir şey namertçe imalarda bulunarak onun arkasına sığınmasın, kuşku uyandırmasın, itibar suikastına girişmesin. Bildiği bir şey varsa açıklar ama 'açıklarım', 'derim' tarzındaki tehdit ve şantajlar bize sökmez.

1725 Aralık'tan sonra ne gördüm biliyor musunuz? FETÖ'yle canhıraş bir şekilde mücadele eden AK Parti'nin milletvekillerinden birkaç tanesinden biriydi Şamil Tayyar kardeşim, Metin Külünk kardeşim. Ekranlara çıkacak adam bulunmuyordu. FETÖ'cülerin bize kinleri o yüzden. FETÖ'cülerin siyasi ayaklarının kinleri de o yüzden. Partimizin içindeki uzantılarının kinleri de. Bir de PKK'nın bize hiddetle ve şiddetle düşmanlığı var. Niye düşman olduklarını herkes bilir zaten.

'FETÖ CENAHINDAN İFTİRALARIN HADDİ HESABI YOK'

Dolayısıyla FETÖ cenahının 1725 Aralık'tan sonra sistematik bir biçimde şahsımı itibarsızlaştırmak için yaydıkları dedikoduların, iftiraların haddi hesabı yok. Onlardan birkaçını daha söylediklerinde gökkubbe yarılmaz. Ama her kap demişler ya içindekini sızdırır, herkes kendine yakışanı yapar demiş ya. Ben bu akşam biraz da siyasal düşünceler üzerinden konuşayım diye gelmiştim ama bu FETÖ yöntemini gördükten sonra, kendine ahmak diyen bir insanı bundan sonra muhatap almanın gereksizliğine inanıyorum.

'SİZ O KÜRTLERİ SEVMEYE DEVAM EDİN'

İki de bir HADEP üzerinden beni vurmaya kalkışıyorlar. Benim varlığımdan PKK rahatsız ya siz niye rahatsızsınız? Hala PKK'ya sırtını dayadığını söyleyen Selahattin Demirtaşlara güzellemede bulunuyorsunuz da benim gibi bir Kürt'ten niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Demek sizin sevdiğiniz, makbul Kürtler, Selahattin Demirtaş gibi Kürtler. Biz bu Kürtlerden değiliz, siz o Kürtleri sevmeye devam edin.

'HER TÜRLÜ BÖLÜCÜLÜĞE KARŞIYIZ'

Defalarca milletvekiliyken kürsüde söyledim. HADEP'te genel başkan yardımcılığı yaptığım dönem de 11 aylık bir süreçti. Defalarca açıkladığım halde her köşeye sıkışan bu tür bir ahlaksızlığı üzerimize boca ederse iyi niyetinden kuşku duyarız. Dedim ki bize geldiler, dediler ki biz silahları bırakacağız, terörden, şiddetten uzaklaşacağız, Türkiye'nin partisi olacağız. Her türlü bölücülüğe karşı çıkacağız, ayrı devlet istemiyoruz, Kürt kimliği tanınırsa her şey biter dediler. Bizden katkı sunmamızı istediler. Benim yaptığım fedakarlık da siyasi bir fedakarlıktı. Ve HADEP'teyken savunduğum şeyler şunlardı: Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan. Kürt kimliğinin kabulüyle birlikte şiddetin de sonlandırılması, silahların bırakılmasıydı. Ben TürkKürt kardeşliğine katkı sağlamak için siyasi risk aldım, gittim. Orada söylediklerimizin hiçbirisi yanlış değildi, bugün de aynı şeyleri söylüyorum. HADEP'te genel başkan yardımcılığı yaptığım 11 aylık dönemde, bugün söylediklerimin dışında tek bir söz söylemişsem karşıma çıkartmayan namerttir.