Sabah gazetesinin başyazarı Mehmet Barlas, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dün Gaziler Günü nedeniyle ekonomi hakkında yaptığı açıklamayı eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşmasında, Türkiye ekonomisinde yaşanan durum için 'Kriz mriz yok, bunların hepsi manipülasyon' demişti. Döviz ile kiralama yasağına değinen Erdoğan, 'Bu ülkede dolar ile Avro ile kira mira yok. Bu ülkede bundan sonra Türk Lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler' diye konuşmuştu. Barlas Erdoğan'ın bu konuşmasını eleştirdi.

Barlas'ın 'Bir kriz yok ama kriz içerikli konuşmalar krizi tetikleyebilir' başlığıyla (20 Eylül 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gaziler Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada 'Kriz falan sakın ha bunlara aldanmayın. Bunların hepsi manipülasyon. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz' şeklindeki sözlerine katılmamak mümkün değildir

Cumhurbaşkanı'nın aşağıdaki sözlerine kim hayır diyebilir ki?

Türkiye 20 yıl önceki Türkiye'den daha zengin, daha etkilidir. Yarınki Türkiye daha güçlü, daha iddialı olacaktır. İnanmak başarmanın yarısıdır. Biz ülkemizin potansiyelini biliyoruz. Hedeflerimize ulaşacağımıza eminiz.'

Kriz görmedik mi?

Biz 'Kriz' nedir çok iyi bilen bir toplumuz... Geride bıraktığımız 20'nci Yüzyıl, bizim de merkezinde olduğumuz global ölçekteki krizlerin öyküleriyle dolu değil midir? Bırakalım Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasını ve parçalanmasını... Veya bırakalım Soğuk Savaş'ın başlangıcında toprak bütünlüğümüzü korumak için Washington'un patronluğunu kayıtsız şartsız kabul edişimizi... Dış güdümlü darbeleri, PKK'nın sahaya sürülmesini, iflaslar ertesinde IMF'ye defalarca teslim olmamızı veya FETÖ devlete sızarken uyumuş olmamızı falan unutalım...

Kriz değil

Evet... Bugün dolar fiyatının olağan dışı nedenlerle yükselmesi veya aşırı borçlanma dolayısıyla bir yeniden yapılanmaya gereksinim duyulması gibi,ekonomiyi zorlayan durumlar var. Ama bunlar bir 'Kriz'i işaret etmiyor. Kriz denilince ekonomik hayatın durması, piyasanın kanının çekilmesi, bankaların faaliyetlerine ara vermesi, halkın yarınından emin olmaması gibi durumlar akla gelir.

Önemli bir nokta

Ancak bizi doğrudan ilgilendiren bir noktayı da hatırlatmadan geçmemeliyiz. Eğer ülkede gerçekten bir kriz yoksa ülkenin siyasi liderleri toplumu geren ifadelerle yapılmış öfkeli ve tepkisel konuşmalar da yapmamalıdırlar.
Bu gibi önemli dönüm noktalarında toplumun sakinliğe, güven duygusuna ve istikrarın varlığına inanmaya ihtiyacı vardır. Özellikle ekonominin gerçeklerine karşı yapılmış tepkisel konuşmalar, piyasadaki güven duygusunu zedeleyebilir. Sonuçta biz neleri aşmadık ki...