Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrailFilistin Savaşı’nın ortasında askeri üslerini Batılı devletlere açarak Ada’yı hedef haline getiriyor. Kıbrıs Türkü ise hiçbir suçu olmamasına rağmen tehlikeyle burun buruna…
İsrail, Gazze’deki katliamlarının ardından savaşı bölgeye yayma hamlelerine hız verdi. Geçen hafta Filistin’in yanında Lübnan, Suriye ve İran da doğrudan hedef alındı. Başta ABD olmak üzere Batılı devletler ise İsrail’e kalkan olmak için bölgeye güç yığmaya başladı. Ateşin ortasında kalan ise yine Kıbrıs Türkleri oldu. Rum tarafının askeri üslerini ve limanlarını Batılı güçlere açması, bu üslerden de İsrail katliamlarına açık destek verilmesi, Ada’yı hedef haline getiriyor.
Son olarak ABD güçleri ile Rum Milli Muhafız Ordusu’nun ortak hava savunma tatbikatına başladığı öğrenildi. Riknews’te yer alan habere göre, ABD ile GKRY arasında askeri işbirliği çerçevesinde yapılan tatbikat, pazartesiden perşembeye kadar sürecek. Sözde Lefkoşa FIR’ında icra edilen tatbikata ABD hava unsurları katılıyor. Bu uçakların, alçak irtifadan uçan füzelere karşı hava savunma senaryolarını ele aldığı bildirildi. Güney Kıbrıs Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada da, tatbikata Rum Milli Muhafız Ordusu'nun hava ve kara kuvvetlerinin katıldığı kaydedildi.
Sadece bu tatbikat bile Ada’ya olası bir füze saldırısının beklendiğini gösteriyor.
Diğer yandan İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in, İsrail’in saldırıya uğraması durumunda Yunanistan ve Güney Kıbrıs’tan yardım talep edileceği şeklindeki açıklaması da dikkat çekiyor. Bakan Regev, önceki gün yaptığı açıklamada, saldırıya uğramaları halinde Atina ve Larnaka’dan deniz desteği talep edebilecekleri söylemişti.
RUMLAR KIRMIZI ALARMDA
Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah, 20 Haziran’da yaptığı açıklamada, Lübnan’a olası bir saldırıda İsrail uçaklarına üslerini açması halinde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni “savaşan bir taraf” olarak göreceklerini belirtmişti. İsrail’in Kıbrıs’ta sürekli askeri tatbikat yaptığını vurgulayan Nasrallah, Lübnan’a saldırıda Kıbrıs havaalanlarının ve üslerinin kullanılacağı yönünde istihbarat ve duyumlar aldıklarını kaydetmişti.
İşte Hizbullah’ın bu nedenle Güney Kıbrıs’ı vurabileceği endişesi, Rum tarafındaki tüm kurumları da kırmızı alarma geçirdi. Gelen son bilgilere göre Rumlar, havaalanı, limanlar ve sinagoglarda güvenlik önlemlerini artırdı. Ancak Rum tarafındaki askeri hareketlilik azalmak yerine çoğaldı. Önümüzdeki günlerde Rum limanlarına yeni ABD savaş gemilerinin yanaşacağı öğrenildi.
Ayrıca Kanada Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının da pazar günü Baf'a indiği bildirildi.
KKTC’DEN UYARI
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ise Rumlar nedeniyle savaşın ortasında kalmaktan endişeli.
KKTC Dışişleri Bakanlığından geçen hafta yapılan açıklamada, ABD'nin savaş gemilerini Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) göndermeye devam etmesinin “gerginliği artırmaktan başka bir amaca hizmet etmeyeceği” belirtilmişti.
6. Filo'ya bağlı USS Arleigh Burke isimli güdümlü füze destroyeri ile USS Roosevelt gemisinin 27 Temmuz'da GKRY'deki Limasol Limanı'na ulaştıkları hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verilmişti:
“GKRY'nin ABD gibi bir ülkeden açık bir şekilde askeri destek alması, Kıbrıs meselesindeki hakimiyetçi zihniyetini devam ettirmesine neden olmaktadır. ABD ve GKRY arasında askeri alanda yapılan bu işbirliğinin, GKRY tarafından ülkemize karşı bir tehdit unsuru olarak kullanılmak istendiği açıktır. Bu durum karşısında, KKTC Devleti olarak, Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlamak amacıyla Anavatan Türkiye ile birlikte gereken her türlü adımı atmaktan imtina etmeyeceğimizi ifade etmek isteriz.”
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da GKRY’nin İsrail ve bazı ülkelerin lojistik üssü haline gelmesini eleştirerek, Rumların 50 yıldır barışın hakim olduğu Ada'yı tehlikeye attığını söylemişti. Tatar, başta ABD ve İngiltere olmak üzere bazı ülkelerin GKRY'deki askeri hareketliliğinin İsrail'in Gazze'ye saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023'ten sonra arttığına dikkati çekerek, şöyle konuşmuştu:
“Barışı bozmaya kimsenin hakkı yok. GKRY, kendi halkının da geleceğini ve menfaatlerini göremeyerek Orta Doğu'da yaşananlar ve eylemleri ile bölgede barışı bozmaya yönelik birtakım tarihi hatalar yapıyor. Kıbrıs'ı tehlikeye atacak gereksiz risk doğuracak politikalardan kaçının!”
ALMANYA VE HOLLANDA ÖZEL KUVVET GÖNDERDİ
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını gerekçe gösteren Almanya, vatandaşlarının bölgeden güvenli tahliyesi gerekçesiyle geçen yılın ekim ayında hazırda bekleyecek özel kuvvetler timini Ada'ya gönderdi.
Rum resmi haber ajansı, bu timin rehine kurtarma ve anti terör operasyonlarında uzman olduğunu yazdı.
Aynı dönemde Hollanda da Ada'da hazırda beklemek üzere özel tim askerleri gönderdi. Hollanda ayrıca GKRY ile 20242025 dönemini kapsayan savunma işbirliği programı da imzaladı.
GKRY ile Fransa arasında daha önceden imzalanan ve detayları nisanda açıklanan askeri işbirliği anlaşmasında, Fransa'nın Rum yönetiminin kontrol ettiği bölgelerde vatandaşlarını bölge ülkelerinden tahliye etmek amaçlı operasyonlar yapabileceği belirtildi. Phileleftheros gazetesi, bu askeri anlaşmayı "Kıbrıs, Orta Doğu krizinde Fransız üssü olarak kullanılacak" başlığıyla okuyucularına duyurdu.
Fransız savaş gemileri Ada'daki limanları sıklıkla ziyaret ederken, Paris ile Güney Lefkoşa arasında Fransa'ya güneyde bir deniz üssü tahsis edilmesi konusundaki görüşmeler zaman zaman basına yansıyor.
GKRY'nin Doğu Akdeniz'de İsrail'e destek veren tutumu ve Rum kesiminin Batılı ülkelerin asker toplama merkezi haline dönmesi "Doğu Akdeniz'de istikrara tehdit" olarak nitelendiriliyor.