Beyhan Korkman
MELİH ALTIOK /SABAH
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle internet üzerinden yaptığı "En uzun iftar sofrası" etkinliğiyle ilgili haberleri bunun göstergesi.
Gazetenin haberine göre, Erdoğan'ın önünde su bardağı varmış, sonra kaldırılmış!
Kaynak mı?
Hayır, "Sayın Erdoğan'ın bu fotoğrafı iftar sonrası çekilmiş" diye özür dileyip iddiasını revize eden İyi Partili Aytun Çıray değil...
Cumhuriyet'in kaynağı, daha önce de sosyal medyada ortaya "Erdoğan Külliye'de rakılı eğlenceler düzenliyor" türünden saçmalıklar atan şakirtler.
E o zaman trol dediğiniz Can Dündar'ı niye gönderdiniz gazeteden arkadaşlar?
Size ne kimin oruç tutup tutmadığından?
Bir siyasetçin Ramazan'da su içmesi, içmemesi haber konusu mudur?
Burası İran mı, Arabistan mı?
Başımıza "Ramazan zabıtası" mi kesildiniz?
MHP'NİN ANAYASA ÖNERİSİNDE TARTIŞMAYA MÜSAİT MADDELER
ABDÜLKADİR SELVİ /HÜRRİYET
Elbette ki bu, MHP’nin önerisinin AK Parti tarafından tartışılmayacağı anlamına gelmiyor. Hakeza AK Parti’nin önerilerinin de MHP tarafından olduğu gibi kabul edileceği düşünülmüyor. Peki MHP’nin önerilerinden tartışmaya müsait olan noktalar hangileri?
1 İki başkan yardımcısının seçimle gelmesi
2 Başkanlık kabinesinin anayasal bir statüye dahil edilmesi
3 Merkez Bankası’nın statüsünün anayasada düzenlenmesi
4 Seçilmişlerin yargıya ve ilgili kurumlara seçme yetkisi
'ATATÜRK’Ü CHP’DE SAVUNACAK KİMSE KALMAMIŞ...'
CEM KÜÇÜK /TÜRKİYE
Atatürk’e gözünün üstünde kaşı var denildiğinde soluğu mahkemede alan, Anıtkabir’e laf atıldığında savcılara koşan Atatürkçüler nerdesiniz? Cumhuriyetimizin kurucusuna katliamcı diyenler CHP’li olduğunda susacak mısınız?
İnanılır gibi değil ama CHP’de herkes suspus. Kimse ağzını açmıyor. Acaba seçmenleri de böyle mi düşünüyor? Gerçekten merak ediyorum. Gerçek Atatürkçüler neden ağzını açamıyor? Bu parti ne hâle gelmiş ya!.. Atatürk’ü CHP’de savunacak kimse kalmamış...
NACİ KORU: DEMOKRASİLERLE OTORİTER REJİMLER ARASINDA BLOKLAŞMA YAŞANACAK
TAHA AKYOL /KARAR
Akyol Emekli Büyükelçi Naci Koru’ya soruyor: Dünyanın "önümüzdeki on yıllarda" demokrasilerle otoriter rejimler arasında bir bloklaşmayı yaşayacağını söylüyorsunuz, açar mısınız?
İçinde bulunduğumuz dönemde, liberal demokratik küreselleşme ABD’nin öncülüğünde gelişiyor. Karşı tarafta, devlet kapitalizmi anlayışını benimsemiş Çin ile ‘büyük devlet’ vasfı törpülenmiş Rusya gibi, demokrasiyle tanışıklığı sembolik olmaktan öteye geçmemiş otoriter devletlerin Batı üstünlüğüne karşı koyma tepkisi gelişiyor.
Artık değerlere dayalı ‘demokratik’ ve ‘otoriter’ modellerin rekabeti var. ‘Otoriter’ bloğun kutup başı olan Çin ve Rusya gibi ülkeler, devlet kapitalizminden beslenen ekonomik güç ve caydırıcılığın ötesinde yayılmacı askeri güç biriktiriyorlar. Fakat, evrensel boyutlarda kabul görmüş, siyasi ve kültürel bir hayat tarzı modelini geliştirme kaygısından uzaklar. Aslında, ‘otoriterlik’ kendi yapısını dikte ederken, üreten, çoğulcu ve katılımcı tartışmaya dayalı uzlaşmayı kategorik olarak dışlayan, mutabakat aramak yerine buyurgan reddiyeyi savunan bir model sunuyor.Bu konu Batı’da yoğun olarak tartışılmaya başlandı. Bu tartışmaya bizim de katılmamızın ve bu yol ayrımında yapılan tercihlerin adının doğru konmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Geldiğimiz kavşakta, ülkelerin yapacakları seçimler sadece siyasi ve ekonomik olmayacak, değerlere göre şekillenecek.
İMAMOĞLU EKİBİ: ÖNCE CHP GENEL BAŞKANLIĞI
GÜRKAN HACIR /KORKUSUZ
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olamazsa bile adının adaylık için konuşulmasından bir hayli memnun. Siyasetin birinci gündem maddesi olması her siyasetçinin olduğu gibi İmamoğlu’nun da istediği bir durum. Hesaplar Kemal Bey’in Cumhurbaşkanı adayı olması üzerine yapılıyor. Kemal Bey eğer Cumhurbaşkanlığı’nı kazanırsa, söz verdiği gibi CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa edecek. İşte İmamoğlu ekibi, Kılıçdaroğlu’ndan boşalacak koltuğa Ekrem Bey’in büyük bir oyla gelebileceğini öngörüyorlar. Önce “CHP Genel Başkanlığı” diyorlar. Hatta… Atatürk’ten bu yana örgütten gelen Genel Başkan hiç olmadı diyerek İmamoğlu’nun Beylikdüzü ilçe Başkanlığına gönderme yapıyorlar.