Atatürk, Lozan barış görüşmelerine İsmet Paşa'yı ve ekibini gönderirken, ellerine 14 maddelik bir talimat vermişti.
3 sayfa olan ve her sayfasında bütün hükumet üyelerinin imzası bulunan bu genel talimatın birinci maddesi Ermenilerle ilgiliydi.
Bu madde aynen şöyledir:
1Doğu hududunda, Ermeni yurdu söz konusu olamaz. Olursa müzakereler kesilir.
Talimat gayet açık ve kesindir.
Lozan Barış Konferansı'nda, Anadolu' da bir "Ermeni yurdu" kurulmaya kalkılırsa, Ermeniler için Türkiye'den toprak istenirse, müzakereler kesilecektir.
İsmet Paşa'nın Ankara'dan yeni bir talimat istemesine gerek bile yoktur. Paşa, Ankara'ya sormadan müzakereleri kesebilecektir.
Bu barış görüşmelerinde müzakerelerin kesilmesi demek, tekrar savaşın göze alınması demektir.
Üç buçuk yıl süren İstiklal Savaşı sonunda imzalanmış olan Mudanya Mütarekesini bir yana bırakıp savaşa devam edebilmek demektir.
Daha önce kanla çizilmiş olan TürkiyeErmenistan sınırı Lozan'da asla tartışmaya açılmayacaktır.
Böyle bir tartışma açmaya kalkan olursa, Ermeniler için Türkiye'den toprak isteyen olursa, Türkiye barış masasından kalkacak, yine silaha sarılacaktır.
Atatürk yönetimindeki Türkiye bu kadar kararlıdır.
Böyle bir kararlılıkla Lozan'a gitmiş ve konferans boyunca bu kararlılığı sergilemiştir.
Bu konuyla ilgili olarak Lozan Barış Konferansı'nda Ermeni meselesinin nasıl gündeme getirildiğini İsmet Paşa' nın Ankara'ya çektiği telgraflardan görebiliriz.
İsmet Paşa telgrafında şöyle diyor:
"6 Aralık 1922: Papa, Ermenilere değinen bir bildiri yayınladı. Biz de karşı bildiri yayınladık.
13 Aralık 1922: Azınlıklar komisyonu toplandı. Curzon görüşlerini açıkladı. Ermeni yurdundan söz etti. Sonra bir Amerikalı uzun konuşma yaptı. Bunun üzerine ben de(İsmet Paşa) uzun bir konuşma yaptım...
14 Aralık 1922: Curzon yine saldırgan konuştu. Şiddetli bir propaganda ve tehdit yaptı. Ermeni yurdunu savundu. Curzon'a aynı şiddetle cevap verdik.
16 Aralık 1922: Azınlıklar için aşırı taleplerde bulundular. Kendilerine Konferansı kapatabileceğimizi duyurdum.
24 Aralık 1922: Ermeni heyeti alt komisyonda dinlenmek istedi. Reddettik, protesto ettik. Delegelerimiz oturuma katılmadılar.
Ermeni sorunu, Ermeni yurdu konusundaki ısrarlar, bizim kararlı tavrımız neticesinde giderek zayıfladı, cılız konuşmaların dışında gündeme alınmadı."
Yani böylece Ermeni sorunu Lozan'da kapandı.
Ermenilerin Türkiye'den toprak istekleri konusu, Lozan Konferansı'ında tarihe gömüldü.
Atatürk'ün bu kararlılığı, 19501960 lı yıllardan sonraki siyasetçilerce de sürdürülebilseydi, bugün dünyada hiç bir devlet yada kurum, Ermeni Sorunu siyaseti yapamayacaktı. Bunu Türkiye aleyhinde kullanamayacak, dünyada sadece Ermenilerin 19. Yüzyıl boyunca Türklere, Müslümanlara yaptığı terör, katliam ve isyanlar konuşulacaktı.
KENAN ÖZEK