Mukavemetçi Kıbrıs Türk Halkının, Varoluş Mücadelesi sonucunda kurduğumuz Cumhuriyet'imizin, Devletimiz KKTC'nin 37. kuruluş yıldönümünü, büyük bir onur ve coşkuyla kutluyoruz.. Çok zor şartlar altında, Rum-Yunan ikilisinin Enosis ve Magali İdea emellerine, adayı Elen yapma hedefine karşı kahramanca direnen Kıbrıs Türk halkının Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
KKTC'nin kuruluşu kolay olmamıştır. Yoktan var ettiğimiz Cumhuriyet'imize sonuna kadar sahip çıkacağımız ve ilelebet yaşatılması, kalkınması ve tanınması için elimizden geleni yapacağımız bilinmelidir. Devletimizi ortadan kaldırarak bizi ozmosis yolu ile yok etmeyi planlayan Rum-Yunan ikilisi ile içimize nifak sokarak yalan vaatlerle bizleri bölüp parçalamayı tasarlayan emperyalizme karşı mücadelemiz devam edecektir.
37. Kuruluş Yıldönümü'nü gurur ve onurla kutladığımız Cumhuriyet'imizin gücüne güç katmak için birlik, beraberlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
KKTC'nin temellerine dinamit koyarak Devlet'imizi yıkmak isteyen şer odakları bu amaçlarına erişemeyeceklerini bilmelidir.
Kıbrıs sorununa anlaşarak çözüm bulmak Rum tarafının olumsuz ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle maalesef mümkün olamamıştır. Rum tarafı adanın tümüne sahip olmayı istemekte ve gasp ettiği haklarımızı vermekten kaçınarak uluslararası anlaşmaları ihlal etmeyi sürdürmektedir. Adanın tek meşru devleti olma iddiasının arkasına saklanarak, ada gerçeklerini görmezden gelmektedir.
Kıbrıs Türk'ü bu olumsuz tutum karşısında bağımsızlığına,egemenliğine ve zor kazandığı özgürlüğüne sahip çıkarak devletimiz KKTC'ye dört elle sarılmalıdır.
Emperyalizm destekli bazı çevrelerin müzakerelerin yeniden başlaması için harcadıkları çabalar boşunadır. 52 yılı aşan müzakere süreçlerinden sonuç alınamamış ve en son Crans Montana'da toplanan Kıbrıs Konferansı'nda federasyon ümitleri tamamen yok olmuştur. Kıbrıs Türk Halkının 18 Ekim cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğu 'eşit egemenlik temelinde iki devlete dayalı çözüm' modelini yok sayarak, görmezden gelerek müzakereleri yeniden kaldığı yerden başlatma girişimleri sonuçsuz kalacaktır.
Başta Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, sömürgeci Batı ülkeleri 18 Ekim'de yeni seçilen cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın ortaya koyduğu, Garantörümüz Anavatan Türkiye tarafından desteklenen yeni siyasete, ada gerçeklerine göre iki devlete dayalı çözüme, saygı göstermek zorundadır. BM'nin temel ilkelerinden olan 'halkların kendi geleceğini' belirleme hakkından Kıbrıs Türk Halkının faydalanması engellenmemelidir. 18 Ekim'de demokratik ve hür seçim sonucunda destek gören yeni siyasetimize, KKTC halkının iradesine tüm dünya saygı göstermelidir. Son günlerde BM ve AB'den yapılan açıklamalarda 18 Ekim iradesinin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. İnsan haklarının, demokrasinin şampiyonu olduklarını iddia edenler, KKTC'de gerçekleşen demokratik seçim sonucunu görmezden gelmektedir. Batı zavallı bir durumdadır; yozlaşmıştır ve çifte standartlarla kendi inandığı değerleri çiğnemektedir.
Hatırlanacağı üzere taraflar Crans Montana sonrasında müzakere sürecine yeniden başlayabilmek için sürdürülen çabalarda referans şartlarında anlaşamamıştır. Anavatan Türkiye'nin önerisi ile yakın zamanda toplanacak olan 5'li konferansta Türk tarafının 'egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm kararı' ilgili devletlere resmen bildirilmeli, geri adım atılmamalı, taviz verilmemeli, geçmişteki gibi sonuç alınması mümkün olmayacak süreçlere bir kez daha girilmemelidir.
52 yıldır süren müzakere süreçlerinde taraflar tutumlarını net bir şekilde ortaya koymuştur. Taraflar mevcut duruşlarından vazgeçmeyecektir. Rum tarafının üniter yapıdaki ,biz Kıbrıs Türklerinin ikinci sınıf vatandaş olmayı kabul edeceğimiz, sözde birleşik Kıbrıs yaratma hedefini kabul etmemiz, devletimizden ve özgürlüğümüzden vazgeçerek Ruma teslim olmamız mümkün değildir.
Anavatan Türkiye'nin bölgemizdeki varlığı tamamen Kıbrıs Türkleri'nin talebiyle ve haklarını korumak için olup, uluslararası hukuk ve anlaşmalara uygundur. Kıbrıs, Akdeniz ve Mavi Vatan'daki tüm haklarımız sonuna kadar korunacak, kollanacaktır. Bölgemizde Türkiye'nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldu bittiye getirilmesine izin verilmeyecek, tek taraflı, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının yok sayıldığı, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme tepkimiz sert olacaktır.
Önümüzdeki süreçte, 37. yaşını tamamlayan KKTC'nin, uluslararası camiadan tanınmasını talep etmek en doğal hakkımızdır ve bu yönde somut adımlar atılmalıdır. KKTC'yi tanımaya hazır birçok devlet vardır.
Bu mutlu günü bize bahşeden Mukavemetçi Kıbrıs Türkü'ne, Anavatan Türkiye'deki kardeşlerimize, Aziz Şehitlerimize, Gazilerimize, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı mensuplarına, başta devletimizin Kurucusu Cumhurbaşkanı Ebedi liderimiz rahmetli Rauf Denktaş ve Varoluş Mücadelemizin lideri rahmetli Dr. Fazıl Küçük olmak üzere tüm Devlet yöneticilerimize, şükran ve minnetlerimi sunarım.
Hüseyin Macit Yusuf