Danıştay saldırısının kilit ismi olan ve FETÖ’cü mahkemenin kararıyla beraat eden Süleyman Esen’in ölüm haberi üzerine Ergenekon davası avukatlarından Zeynep Küçük’le konuştuk. Danıştay cinayetiyle ilgili yaptığı çalışmalarla bilinen Avukat Küçük, “Süleyman Esen’de çok bilgiler vardı ve o kilit bilgileri mezara götürdü” dedi.
GAMZE ÇINLAR / VERYANSIN TV
Danıştay saldırısı sanığı Süleyman Esen’in (43) iki gün önce Üsküdar'da anne ve babasıyla birlikte yaşadığı evin balkonundan düştüğü ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği ortaya çıkmıştı. Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’ın Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar için ‘bombaları Süleyman Esen’den aldım’ ifadeleri üzerine Esen de yargılanmış, bir süre tutuklu kalmıştı. Cezaevinden çıktıktan sonra da avukatlıktan atılmıştı. Esen, Ergenekon davasına bakan FETÖ’cü mahkeme heyetinin yargılaması sonucu beraat etti.
Danıştay saldırısıyla ilgili yaptığı çalışmalarla bilinen Ergenekon davası avukatlarından Zeynep Küçük, Süleyman Esen’i Veryansın Tv’ye anlattı.
‘AĞIR BİR VİCDAN AZABI ÇEKTİ’
Esen’in son zamanlarda psikolojik sorunlarının ve alkol problemlerinin olduğunu duyduğunu belirten Küçük, “Bana göre o çok ağır bir vicdani azap çekti. Çok insanın ahını aldı” yorumunda bulundu.
Küçük, Süleyman Esen’le ilgili şunları aktardı:
Bu kişi Alparslan Arslan’ın Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları aldığını söylediği kişi. Danıştay yargılaması sırasında da Alparslan Arslan’la bombaların verildiği gün çok ilginç temaslarını tespit ettik.
‘FETÖ’CÜ HAKİMLER ESEN’İ KORUDU’
O bombaları Alparslan Arslan’a Süleyman Esen'in verdiği, FETÖ’cü hakimler tarafından üstü kapatılmaya çalışılmasaydı çok açık ortaya çıkarılabilecekti. FETÖ’cü hakimler Süleyman Esen’i korumak adına hareket ettiler. Çünkü bir takım tarikat bağlantıları vardı. Oradan Fetullah Gülen’e ulaşmak çok kolaydı.
Küçük Salih Kurter’le Süleyman Esen birlikte, aynı o tekke gibi evde Şeyh Salih Kurter'in yanındaki müritleriydi. Bütün planlama o evde yapılıyor, planlamanın tam ortasında Süleyman Esen ve Salih Kurter var. Danıştay cinayeti de orada planlanıyor.
‘ÜSTÜ KAPATILMASAYDI O GÜN CEMAAT BAĞLANTISI ORTAYA ÇIKACAKTI’
O bombaların Süleyman Esen tarafından verildiğini biz ispat ettik ama hüküme geçiremedik. Eğer mahkeme tarafından üstü kapatılmasaydı daha o gün Cemaat’in bu cinayetin planlayıcısı olduğu ortaya çıkacaktı. Bu nedenle Süleyman Esen önemli biri.
Süleyman Esen sadece Alparslan Arslan’ın arkadaşı bir avukat değil. Cemaat bağlantısı konusunda çok önemli bilgilere sahip bir adamdı. Çok kilit noktada. Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Alparslan Arslan’a Süleyman Esen verdi ama Esen’in kimden aldığını bulamadık. Süleyman Esen’in aldığı kişi de Cemaat bana göre.
‘HEP İNKÂRCI OLDU’
Süleyman Esen hiçbir zaman konuşmadı. Alparslan Arslan yargılama sırasında Süleyman Esen’in yalan söylediğini defalarca söyledi, Dosyaya getirilen bütün baz istasyonu kayıtlarından o gün için Süleyman Esen’in tüm hareketlerini takip ettik. Süleyman Esen Alparslan Arslan’la görüşmüş, gitmiş bombaları bir yerden almış ve getirip Alparslan Arslan’ın evine bırakmış. Bunu ispat ettik ama Süleyman Esen hep inkârcı oldu.
‘BİLGİLERİ MEZARA GÖTÜRDÜ'
Orada asıl görev mahkemenindi. Mahkeme Süleyman Esen’i korudu ve Ergenekon yargılaması sırasında Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasından beraat verdi.Süleyman'de çok bilgiler vardı ve o kilit bilgileri mezara götürdü.”
‘O DÖNEM ALPARSLAN'LA BİRLİKTE OLAN HERKES PSİKOLOJİK OLARAK RAHATSIZ’
Öte yandan, Veryansın Tv’ye konuşan Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan da "Duruşmalar sırasında Süleyman Esen’le zaman zaman Ümraniye’de karşılaşırdık. Ben herzaman kendisiyle konuşmak isterdim. O ise hep tepki gösterirdi. Benimle görüşmek istemedi. Tavırlarından psikolojik rahatsızlığı olduğunu anlıyordum” dedi. İdris Arslan, Süleyman Arslan’a haksızlık yapılmış olabileceğini savundu ve psikolojisinin bu nedenle bozulduğuna inandığını ifade etti. Arslan, “O dönemde Alparslan Arslan’la birlikte olanların hepsi psikolojik olarak rahatsız. Hepsinin rahatsızlıkları Alparslan’ınkine benzer rahatsızlıklar. Bu da manidar” ifadelerini kullandı.
DANIŞTAY SALDIRISI
17 Mayıs 2006'da Ankara’da Danıştay binası, avukat Alparslan Arslan tarafından basılmış, İkinci Daire Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin öldürülmüş ve dört üye ağır yaralanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Arslan’ın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında dava açmış, dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve mahkeme, 13 Şubat 2008’de ilk kararını vermişti. Sanıklardan Süleyman Esen, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını ortadan kaldırmaya ve yerine başka düzen getirmek amacıyla kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak, patlayıcı madde bulundurmak, taşımak suçlarından” toplam 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Temyiz aşamasında FETÖ'nün hakimiyetindeki kapatılan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı oy birliğiyle bozmuştu ve "Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğu" yönünde karar vermişti.
Karar sonrası, Danıştay saldırısı davası, Ergenekon davasıyla birleştirilmişti. Süleyman Esen, 5 Ağustos 2013 günü sonuçlanan Ergenekon davasından beraat etmişti.