CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun, PKK'lı teröristleri öven sözlerine tepki gösteren Nihat Genç hakkında 'hakaret ve iftiraya uğradığı' iddiasıyla yaptığı suç duyurusuna takipsizlik verildi. 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yazar Nihat Genç’in katıldığı bir programda kendisine ‘hakaret ve iftirada’ bulunduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Savcılık, Kaftancıoğlu hakkında yapılan eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.

Nihat Genç, 28 Temmuz 2018 tarihinde Ulusal Kanal’da yayınlanan Erdem Atay’ın sunduğu Veryansın programında Kaftancıoğlu’nun terörü öven sözlerine sert tepki göstermişti.

Genç, Canan Kaftancıoğlu için, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Saygısız, düşüncesiz, hangi projenin adamı olduğu belli, dünya görüşünün ne olduğu belli, nereden getirildiği belli, bir Türkiye tasavvuru, insanlık değerleri tasavvuru olmayan, PKK terör örgütünü ekranlarda alenen savunan birisi İstanbul İl Başkanı. Bu ne demektir; CHP cehennemin dibinde demektir ve Allah belasını vermiş demektir. CHP’ye beddua etsen, bundan büyük beddua olmaz. PKK’yı ekranlarda savunan bu kadın CHP’nin İsanbul başkanı. Çok terbiyesiz işler yapıyorlar. Kadının PKK ilişkilerini deşifre ettiğimiz zaman ‘Ben kadın olduğum için böyle saldırıyorlar’ diye kaçamak yapıyor.”

Nihat Genç’in sözleri üzerine Canan Kaftancıoğlu, kendisine “hakaret ve iftirada” bulunulduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Genç verdiği ifadede, Kaftancıoğlu’nun CHP’de Kürt açılımını destekleyip başlatması ve Paris’te öldürülen PKK’lılara sahip çıkmasına dikkat çekerek, programda söylediği ifadelerin doğruluğunun ortaya çıktığını, hakaret ve iftiranın mevcut olmadığını vurguladı.

Kaftancıoğlu’nun şikayetini ele alan Cumhuriyet Savcısı Yavuz Şahin, Yargıtay kararlarına atıfta bulunarak, iftira ve hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına karar verdi. Takipsizlik kararında,”Şikayet konusu sözlerin düşünce ve kanaat özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, basın özgürlüğü kapsamında kaldığı, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ bulunduğu, nesnel bir açıklamayla desteklendiği, eleştiri ve değer yargıların sert ve çarpıcı bir üslupla dile getirilmiş olsa bile belirtilen özgürlükler kapsamında hukuka aykırı kabul edilebilmesinin mümkün olmadığı” bildirildi.